Ters nedir ne demektir? Ters ile ilgili deyimler ve anlamları
- Gerekli olan duruma karşıt, zıt: Kalemin ters tarafı. Ayna ters gösterir. Ayakkabılarını ters giymiş.
- Bir şeyin ya da bir aracın işlemeyen bölümü: Bıçağın tersi. Baltanın tersi. Elinin tersi.
- Bir şeyin içe gelen bölümü, arkası: Ceketinin tersiyle alnındaki teri sildi. (İlgili cümle kaynağı: A. H. Tanpınar)
- (mecazi) Uygun olmayan, uymayan, elverişsiz: İşi ters gidiyor. Burası bana ters geliyor.
- (mecazi) Gönül ve cesaret kırıcı: Ters muamele. Ters bir adam. Ters bir cevap.
- (mantık, matematik) Başka bir önermeye, teoreme veya probleme göre terimleri ters durumda olan, evrik.
- Ters akıntı: Denizlerde, ana akıntıya ters olarak kıyı çizgisini takip eden akıntı.
- Ters anlamak: Yanlış anlamak, yanlış bir anlam vermek.
- Ters dönmek: Altüst olmak.
- Ters köşe: (spor) Teniste topu vurulan tarafın ters yönüne gönderme.
- Ters köşe olmak: (spor) Futbolda kaleci, topun kaleye geldiği tarafın aksi yönüne hamle yapmak (bu nedenle gol yemek).
- Terslik: Ters olma durumu ya da tersçe davranmak, aksilik.
Ters ile ilgili deyimler ve anlamları
- Ters bakmak: Kin ve öfkeyle sinirli sinirli bakmak.
- Ters düşmek: Aykırı olmak, karşıt olmak.
- Ters gelmek: Uygun düşmemek.
- Ters pers olmak: Fena halde bozulmak.
- Ters tarafından kalkmak: Nedensiz, durduk yere huysuzluk etmek veya bir şeye karşı abartılı tepki göstermek.
- Ters ters: Aksi aksi.
- Ters yüzü geri dönmek: Eli boş olarak, istediğini elde edemeden geri dönmek.
- Ters yüzüne dönmek: Geri gitmek, geri dönüp gitmek.
- Tersi dönmek: Şaşırıp bulunduğu ve gideceği yeri kestirememek.
- Tersinden okumak: Yanlış anlamak.
Soru/Yorum Formu