Secde kelimesi, itaat etmek, boyun eğmek, başı öne eğmek, alnı yere koymak, ibadet kastıyla eğilmek, teslim olmak, birinin hükümranlığı altına girmek gibi anlamlara gelir. Henüz namazın ve namaz secdesinin tam olarak oluşmadığı ilk dönemlerde inen ayette secde, Allah'a başkaldıran kimseye uymayarak ve yalnızca Yüce Yaratıcıya boyun eğerek O'na yaklaşmayı sağlayan teslimiyet göstergesi anlamında kullanılmıştır.
Secde görsel açıdan ayaklar, dizler, eller ve yüz olmak üzere yedi uzvun yere konulmasıyla yapılır. Namaz ibadetinin bir hareketi olan secde, namaz haricinde yapıldığında da ibadetten sayılır.
Secde, Yüce Yaratıcımızın melek, cin, insan ve tüm varlıklara emrettiği evrensel ilahi buyruktur. Secde, kulun Rabbine en yakın olduğu andır ve Rabbine teslimiyetinin göstergesidir. Her şeyi ile kulun Rabbine ait olması, O'nun yoluna baş koymasıdır. Yüce Allah'ın azametini kabul etmesi ve O'na boyun eğmesidir.
Sihirbazlar secdeye kapanıp, "Alemlerin Rabbine, Musa ve Harun'un Rabbine inandık" dediler. (Araf Suresi 120 - 122 Ayetler)
Doğrusu Rabbinin katında olanlar, O'na kulluk etmekten büyüklenmezler, O'nu tenzih ederler ve yalnız O'na secde ederler. (Araf Suresi 206. Ayet)
Sevgili ziyaretçi, içinde secde geçen ayetler okunduğunda veya duyulduğunda secde edilmesi vaciptir. Lütfen uygun olduğunuz ilk anda secde etmeyi ihmal etmeyiniz. (Yararlanılan kaynak: "Kulun Huzurdaki Yakın Duruşu: Secde" Yazar: Ali Akpınar)
Soru/Yorum Formu