![]() |
Saz |
- Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, üzerinde ikişerli veya üçerli gruplar halinde üç grup tel bulunan uzun saplı çalgı, bağlama. Saz ülkemizde kullanımı en yaygın olan çalgıdır.
- Her tür müzik aracı, çalgı. Halk arasında ince saz ve kaba saz adıyla anılan çalgı gruplarında, kaba saz takımı davul ve zurnayı, ince saz takımı ise saz, kemane, darbuka, kaval gibi grupları kapsar.
- Birden çok çalgının bulunduğu takım.
Saz bitkisi - Sazlık - Bu kamıştan yapılmış: Köyün saz kaplı, karanlık çökmüş damlarına seslendi. (H. E. Adıvar)
- Sazlık: Üzerinde saz bitkisinin yoğun olarak yetiştiği, genellikle göl, nehir ve bataklık kenarlarında bulunan sulak alan.
Saz ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "saz" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Sazı sözü yerinde: Hoşsohbet: Aklı başında, sazı sözü yerinde bir hanım kadındı. (C. Uçuk)
- Sazına bülbül kondurmak (Sazına bülbül konar): (Bülbülün bile seveceği ölçüde) Çok güzel saz çalmak: Aşıklarla yarışıp sazına bülbül konduran yine dayımdı. (K. Bilbaşar)
- Sazlı sözlü: Saz çalınarak yapılan çalgılı eğlence: Mehtap geceleri, vapur seferleri sazlı sözlü eğlenceliydi. (A. Karagöl)
- Aldı sazı eline: Hiç kimseyi konuşturmadan konuşan kimseler için kullanılan bir söz: Başkan aldı sazı eline. Önce hükümetin sağlık politikalarını övdü. Sonra muhalefetin ne kadar çapsız olduğunu anlatmaya başladı. Ardından üniversitedeki muhalif öğrencilerin kifayetsizliğine geçti. Başkan susmuyor... (C. Kozanoğlu)
- Kırkından sonra saz çalmak: Yaş ilerledikten sonra uzun çalışma isteyen bir işe heves etmek: Bizim yazar müsveddemiz de esaslı bir roman yazacağım diye kırkından sonra saz çalmaya heves etti. (M. Savaş)
Saz ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "saz" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Saza saz ile, söze söz ile mukabele gerek: Bir duruma veya harekete uygun bir karşılık verilmesi gerektiğini ifade eder.
- Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az*: Anlayışlı kişiler, biraz kapalı söylenmiş bir sözle bile ne denilmek istendiğini anlarlar; anlayış kıt olanlarsa, ne kadar açık söylense, ne kadar yinelense yine de anlamazlar: Cömert davran, götüremeyeceğin malın bari hesabından kurtulmaya bak diye yazılı olduğunu görür. Anlayana sivrisinek saz, anlamak istemeyene davul zurna az. (N. Erem)
- Aşık sazla, maşuk nazla müteselli olur: Aşığı avutan, acılarını biraz olsun unutturan saz, yani müziktir. Sevilen kişi ise aşığına naz yaparak avunur.
- Elden öz, kızılağacından köz, fındık dalından saz olmaz: Her şeyin kendi doğasına uygun şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eder. Bir şeyin ya da kişinin doğasında olmayan bir özellik, zorla elde edilemez veya istenilen sonucu vermez.
- Erik ağacından saz olmaz: Yapılacak işin güzel olması için kullanılan malzemenin kaliteli olması gerekir.
- Kaz öter, saz(4) biterse kaç o memleketten, keklik öter, kekik biterse kal o memlekette: İnsanlar zarar gördüğü, verimsiz, kargaşası çok olan yerde yaşanmaz. Verimli topraklar, neşeli insanların içinde yaşamak en güzelidir.
- Kırkından sonra saza başlayan kıyamette çalar* (Kırkından sonra öğrenip, sekseninde saz çalacak): Bir işi başarmak için o işe zamanında başlamak gerekir. Bir işi gençliğinde öğrenemeyip yaşı ilerlediğinde öğrenmeye heves eden bunda başarılı olamaz ve verim alamaz.
- Şaire lazım olan bir söz bir sazdır: Şairlerin etkili ve güzel eserler ortaya koyabilmesi için hem sözün hem de müziğin uyum içinde olması gereklidir.
Soru/Yorum Gönder