Püf noktası deyiminin hikayesi
Açmış açmasına ama yeni dükkanında güzel güzel yaptığı testiler, küpler, çanaklar, çömlekler onca titizliğe ve emeğe rağmen bir çoğu orasından burasından çatlamaya ve yarılmaya başlamış. Çırak bir türlü bu çatlamaların önüne geçememiş.
Ne yaptıysa bir çare bulamayan çırak nihayet soluğu ustasının yanında almış ve olanları anlatmış. Bıyık altından gülümseyen Usta: "Sana demedim mi evlat, sen bu işin püf noktasını henüz öğrenmedin. Haydi geç bakalım tezgahın başına da yap bakalım bir çömlek. Ben de sana artık bu işin püf noktasını göstereyim" demiş.
Eski çırak merdaneyi döndürüp çamurdan çömleğe şekil vermeye başladığında usta dönen çömleğe arada sırada "PÜF!" diye üfleyerek ilerde testiyi çatlatabilecek küçük hava kabarcıklarını patlatmış. Daha önce çırağın dikkatini çekmeyen ve çok da önemsemediği bu üfleme sayesinde çırak daha sağlam çömlekler yapar olmuş.
O günden sonra da her sanatın incelik gereken nazik kısmına püf noktası denilmeye başlanmış.
Soru ve Yorumlar: 3
Başarılar dilerim
Soru/Yorum Formu