Gücenmiş, alınmış, kırgın: Zannım, bize münfail ki Mevla / Bir badiye halkı yandı, hala / Bir damla su inmiyor semadan / Şebnem bile düşmüy...

Aydın: Bahsettiğimiz sorunların milletimizin, ülkemizin, dindaşlarımızın ve insanlığın yararına çözülebilmesi için yeni bir münevver neslin...

Eleştirmeci, eleştirici, eleştirmen: Münekkit, sanat dışı hiç bir duyguya kapılmadan eseri böylece kavrayan, sanatçının kastı ile bu kastın ...

Dalgınlık, gaflet vb.den uyaran, ikaz eden, tembih eden: Türk Tarih Kongreleri, müzakereleri ve sergileriyle mürebbi ve münebbih rollerini ...

İçindekiler, muhteviyat: Ancak bu kitap münderecat itibariyle diğerlerine nazaran oldukça zengindir. Eser, gerek ifade açıklığı ve üslup akı...

Bir şeyin içinde var olan, bulunan, saklı olan, altından çıkan, içkin: Özgürlüğün insanı insan yapan özünde mündemiç olduğunu bilenler kimse...

Bir yana doğru çekilip götürülen, sürüklenen: Akıbet bu tercihe müncerdir (M. L. Arslan). Cinsi münasebete müncer bir alanda kalem oynattığı...

Münazara Münazara (aytışma) bir konuda karşıt görüşleri savunan takımların, ekip halinde ve bir jüri önünde fikirlerini savundukları b...

Ağız kavgası, çekişme, münakaşa: Davud aleyhisselama Yüce Allah şöyle buyurdu: "Ey Davud! Nefsini bırak, çünkü o daima münazaa çıkarır...

Nöbetleşe, sıra ile, keşikleme: Bu durumlarda, sünnette gelen münavebe usulüne başvurulmalıdır. Yani bir seferinde biri, diğer seferinde öbü...

Uygun, yerinde, yaraşır, yakışır: Ruha münasip olan her özelliği, şüphe yok ki tam yerli yerinde, tam uygun olarak halk eden Allah'tır....

İlişik, ilişki, ilinti: Allah insan münasebeti; münasebetlerin en sırlısı, en mükemmeli, en benzersizi, en parlağı, en yücesi, en kutsalıdı...

Tartışma. Münakaşa en az iki kişi arasında meydana gelen kuralları olmayan kontrolsüz ve sert bir şekilde fikir beyan edilmesidir; bir çeş...

Ulaşım: İstanbul münakale sisteminin böylece temelli bir çözüme ulaştırılması da önemli bir planlama hedefi olarak beliriyor. (örnek cümle)...

Ulaştırma, taşıma işi, nakil: 1927 yılında, Münakalat (Ulaştırma) Bakanlığı'na bağlı olarak Devlet Demiryolları ve Limanları Umum (Genel...

Kamuya (halka) duyurulmak istenilen şeyleri yüksek sesle haber vermeyi iş edinmiş olan kimse, tellal : Bir münadi avazı çıktığı kadar bağırı...

Yakarış. (edebiyat) Yüce Allah'a yakarmak ve istekte bulunmak (dua) amacıyla yazılan kaside (şiir). Münacat, Klasik Türk şiirinde, g...

Seçkin (benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan): Ömrünü, Türk-İslam ülküsüne hizmetle geçiren inandığı dava ve ülküsü...

Olabilir, olabilen, olanaklı: Eğer Dünya Güneş'e daha yakın olsaydı yeryüzündeki su buharlaşır ve yaşam mümkün olmazdı. Mümkün merteb...

İnanan, inançlı, imanlı, mutekit. Müslüman. Kelime anlamı itibariyle mümin, inanan demektir. İslam akaidine göre mümin Yüce Allah'...

İyiyi, kötüyü, doğru ve yanlışı ayıran, seçen: İnsanı hayvandan ayıran mümeyyiz vasfıdır. (İlgili cümle kaynağı: İbrahim Canan) Ayırt eden...

Mümessil, hak ve görev bakımından birinin veya bir topluluğun adına davranan kimse, temsilci: Ticari mümessil, ticari biçimde işletilen bir ...

Bol ürün veren, verimli, bereketli, bolca biten, bitek: Dedemden miras kalmış olan Adapazarı'ndaki 68 dönümlük mümbit toprağın satılması...

Benzeyen, andıran –e benzer, gibi: Bu ve buna mümasil sözler, iddialar daima insanlar arasında var olacaktır (İlgili cümle kaynağı: Ö. Seyfe...

Bir işle devamlı meşgul olmanın kazandırdığı el yatkınlığı, yatkınlık, ustalık, hüner: Bu hususta hasıl olacak meleke ve mümarese öyle üç g...

Engel olma, karşı koyma, mani olma: Cihadın en efdali odur ki; eğri yolda olup hakka karşı mümanaat gösteren en cebbar hükümdarlara, kumanda...

Osmanlı Devletinde devlete ait rüsum ve vergilerden birinin toplanmasını götürü olarak üzerine alan kimse, kesenekçi: Mültezim devlet adına ...

Güler yüz gösteren, hoş davranan: Kibar ve mültefit bir insandı. (derleme cümle) İltifat eden, iltifatkar: Her zamanki nezaketi, güzel yüz...

Suriyeli mülteciler Başka bir ülkeye sığınmış kimse. Sığınan, korunup gözetilmek istenen. Mülteci ülkesinde iç savaş, dini, siyasi,...

Özel mülkiyet Mülk iyeliği, sahiplik: Özel mülkiyet. Mülkiyet hakkı: (hukuk) Yasa ya da öteki düzenleyici kurallarla sınırlanmış ...

Devlet yönetimindeki sivil görevliler sınıfı. Asker olmayanlar sınıfı: Mülkiye memuru. Osmanlı Devleti'nde, üst düzey sivil kamu göre...

Bir ülkeyle ilgili olan. Ülke yönetimine ilişkin. Asker sınıfı (askeri erkan) dışında kalan, sivil: Mülki erkan. Mülki erkan: Geneld...

Tapulu mülk Ev, dükkan, arsa, arazi gibi taşınmaz mal: Bunca mülk babasından kalmış. (derleme cümle) Bir devletin ülkesi: "Adal...

İçe doğmuş, birinin içine doğmuş, esinlenmiş, esinlenilmiş: Yazıların hemen hepsi, güncel olaylardan mülhem yazılardır. Mülhem olmak: E...

Bir bütüne katılanlar, mülhak olan, eklenen şeyler, ekler, ilaveler, katmalar: Bir belgede Yunus Emre vakfından ve bu vakfın mülhakatından ...

Bağlı, bir bütüne sonradan katılmış olan, eklenmiş, ilhak edilmiş: Kişinin mürşidine duyduğu bu muhabbet onu, yolunun büyüklerine ve netice...

Dizelerinden her biri başka dille yazılmış şiir: Mülemma manzumede bir mısranın bazı kelimelerinin hatta bazı beyitlerinin değişik dillerde...

Bir işe girmek için bir süre parasız olarak o işe devam eden: Osmanlıda en istidatlı gençler, hariciyeye mülazım olarak girer, pişe pişe, k...

Yumuşak huylu: Arkadaşlarımızdan biri çok mülayim, kızlarla pek muhabbeti olmayan, hemen kızaran utangaç biriydi. (İlgili cümle kaynağı: En...

Yumuşak huyluluk, uysallık, mülayimlik: Beşeri münasebetlerin iyi bir istikamette gelişmesinde mülayemet ve tatlılık, dinimizde baş köşeyi ...

Buluşan, görüşen, kavuşan: Koydu mahlasımı hem Ali Baki / Şükür maksuduma kıldı mülaki... Mülaki olmak: Kavuşmak, buluşmak, görüşmek: &...

Mülakat Buluşma, görüşme, kavuşma. Bir işe alınacak adaylar arasından seçim yapabilmek, davranış ve düşünceleriyle ilgili bilgi edin...

Düşünceler, görüşler: Efendim arkadaşlarınıza arz ettiğim mülahazat bunlardı. Mülahazat hanesi: Bir defter ya da cetvelde bir şey hakkın...

Düşünce, görüş, fikir: Kendi haline bırakıldığında sahibini olumsuz mülahaza ve tavırlara çeken nefis, yüzü hakka dönük irade, idrak ve şuur...

Kazanılmış, elde edilmiş, edinilmiş: İsim, servet ve şöhret gibi unsurları müktesep prestij olarak sınıflayabiliriz. (İ. Bardakçı) Mükte...

Edinilen bilgiler, edinç: Bir millet, atalarından tevarüs ettiği ve şimdilerde de yeni terkip, yeni biçim, yeni şekillere sokarak değerlendi...

Misafir ağırlamayı seven, ikram eden, konuk sever (kimse): Hz. Muhammed, müşriklere dahi yeri geldiğinde yardım eden alicenap, mükrim ve pek...

Yinelenmiş, tekrarlanmış: Aynı işlemin birden fazla kez deftere kaydedilmesi mükerrer kayıt olup bu kayıtlar muhasebe hatası kapsamındadır (...

Eksiksiz, kusursuz, tam, yetkin, dört dörtlük. Çok güzel, harikulade, şahane. Örnek cümle: Halbuki kainatta insan elinin karışıp karışt...

Mükellef vergi ödeme yükümlülüğü olan kişidir Bir şeyi yapma zorunluluğu olan, yükümlü: Ne yapalım; herkesin bir vazife ile mükellef ...