Üzgün, kederli: Malının hesabını kendisi dahi bilemeyecek derecede zengin olan o, kendine varis olacak bir evladı olmamasından dolayı pek ma...

Karşılıklı konuşma, söyleşme: Musa kelimullah hazretleri, varıp, Tur-i Sina'da, Allahü Tebareke ve Teala hazretleri ile mükaleme ettikçe...

Ödül: Allah da onlara, hem dünya mükafatını hem ahiret mükafatının güzelliğini verdi. Çünkü Allah, iyilik edenleri sever. (Ali İmran Suresi...

Sevindirici haber, muştu: Onlar için hem bu dünya hayatında, hem de sonraki hayatta müjdeler var. Allah'ın vaadinde asla değişme yoktur...

Osmanlı devrinde büyük bir makamda bulunan kimsenin mührünü taşıyıp gereken kağıtlara basmakla görevli kimse: Mühürdar normalde sadrazamlar ...

T.C. Damgalı Mühür Bir kimsenin, bur kuruluşun adının, tersine kazılı bulunduğu genellikle yuvarlak metal ya da başka bir maden parça...

Kırmızı mum ile mühürlemek Mühür basmak: Evrakı mühürlemek. Açılırsa, belli olsun diye bir şeyin üzerine yapıştırılan muma veya kurş...

Başka bir dinden Müslümanlığa geçmiş olan, mürtet karşıtı: Yetmiş yaşında mühtedi olmuş Leyla Hanım Fransızca mealden Yasin suresini okuyor...

Mühre ile kağıt düzleme ve parlatma Kağıda yumuşaklık, parlaklık ve düzlük vermek için kullanılan camdan veya akikten yapılan araç: S...

Bir işin yapılması ya da bir borcun ödenmesi için gösterilen süre, vade: Eğer borçlu sıkıntıda ise, onu, bir kolaylık bulununcaya kadar mühl...

Mühimmat Cephane. (askeri terim) Savaşmak için gerekli olan cephane ve diğer önemli savaş gereçleri. Önemli, ehemmiyetli ve gerekl...

Önemli, ehemmiyetli: Vakit keskin bir kılıç gibidir. Mühim işleri bugün yapmalı, mühim olmayanları yarına bırakmalıdır. Lazım, gerekli, lü...

Mühendislik Mühendis, teknik, sosyal ve ticari sorunlara çözüm geliştirmek için marifet, matematik ve bilimsel bilgiyi kullanan, birik...

Eski İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran Toplumu İslam dini hakkında aydınlatan, din hizmetlerini düzenleyen ve denetleyen kişi: İl ve ilçe ...

Müfreze Müfreze çeşitli görev ve hizmetlerin ifa edilmesi için, küçük birliklerden, belli bir kuruluşa bağlı kalmadan geçici olarak ol...

Müfredat programı Bir bütünü oluşturan bireyler, ayrıntılar. Bütünü bilinen bir şeyin ayrıntıları, maddeleri: Şimdi sana müfredatıyl...

Muflon Kışlık dış giyeceklerin içine iliklenerek veya fermuarla geçirilen bir tür çok kalın, sık dokulu, yumuşak (battaniyemsi) astar...

Bir işte bütün parasını batırmış, iflas etmiş kimse: Baş komiserin de ondan aşağı kalır yanı yoktu, bütün birikimini az önce borsada batırmı...

Müfettiş Kamu kurum ve kuruluşları ile bazı özel kurumlarda işlerin yasa ve tüzüklere uygun olarak yürütülüp yürütülmediğini denetleye...

Minare şerefesinde ezan okuyan bir müezzin Ezan okuyan kimse. İlk müezzin Bilal-i Habeşi'dir. Müezzin, namaz vakitlerini bildirm...

Yaptırım, yaptırma gücü: Müeyyide, insanı bir işi yapmaya veya yapmamaya zorlayan kanuni güç demektir. Cezai müeyyide: İşlenen bir suçu...

Bir işi, bir kuruluşu veya başka bir şeyi kuran kimse, kurucu: Elbette ki her müessesenin bir de müessisi olacaktır (İlgili cümle kaynağı: H...

Dokunaklı: Ezan ve selam bir başka dille ifade edildiğinde bu kadar müessir olmuyor. (örnek cümle) Etkili: Çocuk için en müessir nasihat, ...

Üzüntü veren, üzen, üzücü: Bu hususta tedbirsizlik bazen müessif hadiselere bile sebebiyet vermektedir (İ. Sarı). Efendiler birkaç günden b...

Kanunlar gereğince kurulan ve sürekliliği olan kurum veya kuruluş: Bütün müşteriler bu ciddi müessesenin güvencesi altındadır. (örnek cümle...

Kurulu, kurulmuş, tesis edilmiş: Eğitimin prensipleri dört başı mamur bir felsefeye; müesses bir nizama dayanmadıkça yaşanır değerler haline...

Bazı dillerde dişi cinsten sayılan kelime, dişil [müzekker (eril) karşıtı]: Araplar can kelimesine müennes demişlerdir. Fakat canın müennesl...

Emniyete alınmış (kimse): Şahsını hedef alan bir suikast teşebbüsünü bahane ederek, hayatını müemmen kılmak için... Güvenilir (kimse): Evl...

Yazan, kitap hazırlayan, yazar: Bilgi, birikim, araştırma ve inceleme sonucu meydana getirilen bir eserin ortaya koyanı. Başka bir ifadeyle...

Uslu, edepli, terbiyeli, güzel ahlaklı: Kısa boyuyla, tin tin yürüyüşüyle, içi tıka basa kitap dolu eski çantasıyla, önü daima ilikli duran...

Sonu olmayan, sonsuz, ebedi: Müebbet aşka mahkumuzdur. Günün birinde af çıkacak, müebbet aşktan kurtulacağımız umudu da yoktur – kesinl...

Anlamış, idrak etmiş: Zira haksızlığını müdrik insan herkesin gözüne bakarak rahat yalan söyleyemez. (İlgili cümle kaynağı: Yasir Bilgin) ...

Müdire Hanım Kadın müdür, bayan yönetici: Bugün geleceğimizi onlar da biliyordu, doğruca Müdire Hanımın odasına gittik. (Halk dilind...

Müdür İdare eden, idareci, yönetici: Müdür, fazla resmiyet seven bir adamdı ama her halde iyi geçineceğime emindim. (Reşat Nuri Günte...

Derlenmiş. Bir araya getirilerek divan durumunda toplanmış: Arap edebiyatının ilk müdevven edebi metni kabul edilen Kur'an'ın Mekk...

Ders veren, tedriste bulunan, profesör. Medresede veya camide öğretmen. İlk Türkiye Üniversitesine Darülfünun denildiği gibi, öğretmenl...