İnci, elmas, yakut, zümrüt gibi değerli taşlarla süslenmiş, bezenmiş: Kendi başına büyük bir servet olan murassa kemeri, hançeri, o zamanla...

Kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi, delege: Her milletten birer murahhas bulunacaktı (S. - F. Ilı...

Davacı ile davalının kurulan mahkemede yargıç karşısında hazır bulundukları yargılama evresi: Yapılan sulh teklifi kabul edilmediğinden mur...

(sıfat) Katılmış, ulanmış, eklenmiş. (isim) Katma, ekleme, ek: Herhangi bir nedenle mevduat munzam (ek) karşılıklarının T. C. Merkez Ban...

Bekleyen, gözleyen, uman, intizar eden: Aylardır hazırlandık, askerlerimiz tamamen fethe muntazırdır (İlgili cümle kaynağı: Y. Bahadıroğlu)....

Düzgün, düzenli, derli toplu: Kainatta muazzam ve muntazam bir iç kontrol ve denge var ve bu denge çok hassas ölçülerle korunup kontrol edil...

Cana yakın, uysal, sevimli: Hususi sohbetlerinde ise son derece munis, son derece yumuşak, son derece sessiz idi. (Mahmut Esad Coşan) Uygu...

Elektrikli çit tellerine takılarak murdar olmuş büyük baş hayvanlar Kirli, pis: İçkiden kaçınınız! Çünkü o bütün habis şeylerin, yani...

Munçak geyiği Munçak, geyikgillerden, uzunluğu 125, yüksekliği 55 cm kadar olan, erkeğinde küçük boynuzlar, iki tane uzun köpek dişi b...

Mumluk - tekli şamdanlar Belirtilen mum sayısınca aydınlatma gücünde olan: Tek ve 40 mumluk bir elektrik ampulünün altında uzayan uçs...

Bal mumu sürmek, bal mumuna batırmak. Mühürlemek, mühür mumu sürmek. Mum cilası yapmak. (sinema) Laboratuvardan çıkmış bir filmin çeşit...

Adı geçen, yukarıda anılan, sözü geçen, işaret olunan, bahse konu kimse: Mumaileyh de babası ve kardeşi gibi mantık mütehassısı idi (K. Kadr...

Aşırı harcamadan kaçınan, gereksiz yere para harcamayan ancak cimri de olmayan kimse, tutumlu: Cömertlik, yüzeysel olarak bakıldığında sadec...

Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, erkli. İktidarlı, güçlü, gücü yeter. Yüce Allah'ın isimlerinden. El - Muktedir: Kudretiyle iz...

Yararlanmak için alınmış, faydalanmak için aktarılmış: Halbuki 40-50 seneden beri halkımızın ve mahkemelerimizin oldukça alışmış olduğu ve ...

Ağız mukozası Üzerinde çok sayıda ince salgı bezi delikleri bulunan, vücudun iç boşluklarını ve kanallarını döşeyen kırmızı iç deri, ...

Bir yerde, bir evde oturan, eğleşen, ikamet eden, yerleşik: Bulunduğu yerden ayrılan kimseye dinde misafir veya yolcu, böyle olmayanlara da ...

Kayıt işlerini yapan kimse, kayda geçirici: Karakol veya şubelerdeki teknik dilde mukayyit denen tecrübeli yazıcı polis memurlarının işleml...

Bağlı olan, bağlanmış: Vazifesine mukayyet olsun. Bizi düşünmesin. (Z. Lüle) Bir şart veya kayıtla bağlı (veya sınırlı) olan: Türk milletini...

Karşılaştırma, ölçüştürme, oranlama, kıyaslama: Allah celle celâlüh başka hiçbir bildiğimizle mukayese edilmeyecek kadar büyüktür. Mukayese ...

Karton mukavva Kırılmadan bükülemeyecek kadar kalın ve sert karton: Cilt yapılmasında kullanılan maddelerden biri de "mukavva&qu...

Dayanma, karşı durma, karşı koyma, direniş. (fizik) Bir yapı ya da makine gerecinin direnebileceği en büyük gerilme, direnç: Bir bina kol...

Dayanıklı, dirençli, güçlü, sağlam, mukavemetli: Sohbet, dostluk ve yarenlik insanı daha mukavim, daha dirençli kılıyor. (İlgili cümle kayn...

Sözleşme. Mukavele, hukuki sonuç meydana getirmek amacıyla iki veya daha çok kişinin, kuruluşun karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanl...

Kesim. Mukataa, devlete ait bir malın, bir gelirin bir bedel karşılığında kiralanması demektir. Geliri devlete ait olan ve doğrudan devle...

Sıkıntılı, bunaltıcı, kasvetli, sıkıntı verici: Yığın yığın zulüm! Bulunduğum o mukassi mahalden ayrıldım (M. E. Düzdağ). Şimdi Feride'n...

Kararlaşmış, kararlaştırılmış, kesinlik kazanmış: O zamandan beri sizinle müşerref olmak arzusundaydım. Demek ki mukarrer vakit bu vakitmiş...

Yaklaşma, kavuşma, bitişme. İlişkili olma. Uygunluk. (edebiyat) Sevgilinin iki kaşının birleşmesi durumu. (edebiyat) İki güzelin karş...

Belli, belirli, kesinleşmiş, şaşmaz. Kanun durumuna gelmiş, kanunlaşmış. Zamanı ve miktarı belli, düzenli: Duaların birde fıtri ihtiyaç d...

Taklitçi. Taklit eden; asıl olan bir eşyayı, hal ve hareketi, yine belli bir tarz üzere sunan, gösteren veya anlatmaya çalışandır. Araştı...

Yüce ve kutsal bilinmiş, takdis edilmiş, kutsal, kutsi: Topkapı Saray'ının Hırka-i Saadet Dairesi olarak adlandırılan bölümünde muhafaza...

Yazılı, alında yazılı, takdir olunmuş: Bir kavmin mukadder helak vakti geldiğinde, kendilerine gönderdiğimiz bir peygamber diliyle, o belden...

Zaman bakımından önce gelen, önceki, evvelki muahhar karşıtı: Allah (c.c.), kendinden başka her şeyden mukaddem bir Evveldir. Mukaddeme:...

Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan: Mukabil taarruz. Karşılık olarak, karşılığında: Onlar (o münafıklar) o kimsele...

Camide yapılan bir mukabele Karşılık verme, karşılama, karşılık. Karşılaştırma. Bir kimsenin Kur'an-ı Kerimi ezberden veya kita...

Yardım edici, yardımcı: Yani, sana muin olanlar bana da muin olmuş olurlar. (kelime ile ilgili cümle) Allahü Teala'nın İsm-i Şerifleri...

İçine almış, içinde bulundurmuş, kapsayan, içeren, ihtiva eden: Kendisinden önceki tüm İlahi kitaplardaki hakikatleri muhtevi bulunan Kur...

İçte bulunan şey, bir şeyin içinde bulunanların bütünü, kapsam, içerik: Felsefeyle edebiyat arasında göz ardı edilmemesi gereken bir münaseb...

Saygı ve hayranlık uyandıran, görkemli, gösterişli, ihtişamlı, büyük ve göz alıcı: Muhteşem bir otelde, kral odası gibi bir daire ayırmışlar...

Çok istekli, çok arzulu, coşkulu, ateşli, tutkulu, ihtiraslı (kimse): Agrippina çok muhteris bir kadındı, gizli gizli oğlunu bir an önce Ro...

Saygıdeğer, sayın: Muhterem Hakim, vicdanınız ne emrediyorsa, o... (Necip Fazıl Kısakürek) Hürmet gösterilen, kıymetli ve şerefli kimse: A...

Umulur, beklenir, olası, ihtimal dahilinde olan: En muhtemel senaryonun hangisi olabileceği üzerine kısa bir öngörüde bulunulmaya çalışılaca...

Çeşit çeşit, değişik değişik, çeşitli: Tarihte muhtelif çağlara göz gezdirecek olursak, medeni ve kültürel çalışma ve ilgi yoğunluğunun her ...

Kısaca, kısaltarak, özet olarak: Bendeniz de bu münasebetle bu mevzuda, gerek Hükümet namına ve gerek şahsım namına birkaç noktayı muhtasara...

Muhtasar beyanname Kısa, kısaltılmış olan, kısaltma: Bu sayfaların arasında, konunun tam detayına girmeden cehalet meselesi ile ilgili...

Muhtar mührü Muhtar, köy veya mahalle halkı tarafından 5 yıllığına seçilen, köy veya mahalle tüzel kişiliğinde, yönetiminin başında bu...

Kendisine bir şey gerek olan, gereksinen, ihtiyaç duyan: Bana candan bakacak bir yoldaşa muhtacım. (İlgili cümle kaynağı: Y. K. Karaosmanoğ...

Sağlam, sağlamlaştırılmış, pekiştirilmiş, güvenilir: Sana bu muazzam Kitabı indiren O’dur. Onda Kitabın temelini oluşturan "muhkem"...