Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş: Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çi...

Bir şeyi, bir işi zihinde inceleme, tartma, değerlendirme: Adına "muhakeme" denilen yeti sayesinde insan olgularla ilkeler, hakik...

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Birini ya da bir şeyi koruyan kimse, kolcu, kollayıcı, gözetici. (askeri terim) Kişileri koruyan ya ...

Sahip olduğu değerleri muhafaza eden. Muhafazakar, sağ görüş sahibi, politik görüşü üzerinde dini motiflerin etkisinin hissedildiği ki...

Koruma, saklama, durumunu bozmama, değiştirmeme: İlahi koruma altında olan Kur'an, tebliğ edildikten sonra beşeri önlemlerle de korunara...

Birinci Balkan Savaşı sırasında Balkanlar’dan Türkiye'ye göçen muhacirler (İstanbul, 1912) Göç eden, göçmen. Peygamber Efendimiz...

Göç, göçme: Kabileler toplu muhaceret zamanında, sık sık birbirinden ayrı gruplar şeklinde farklı bölgelere dağılmak zorunda kalıyorlardı. ...

Televizyon muhabiri Basın ya da yayın organlarına haber toplayan, bildiren, yazan kimse: Okurla bağlantı muhabir aracılığıyla kurulur...

Askeri muhabere Haberleşme, yazışma: Savaşta, muhabere, gıda kadar önemlidir. Muhabere etmek: Haberleşmek, mektuplaşmak, iletişim...

Haberleşmeler, haberleşme dolayısıyla yapılan yazışmalar: Kuruluşlar genellikle gelen ve giden belgelerin teslim edildiği ve ilgili işlemle...

Muhabbet kuşları Muhabbet kuşu, papağangillerden, asıl yurdu Avustralya olan, Türkiye'de de kafeste beslenen, eşine pek düşkün, sa...

Anlaşılması güç, anlaşılmaz, karışık, çapraşık: Ey falan, malumun olsun ki, his aklın, akıl da ruhun esiridir. Ruh, esiri olan aklın bağlı e...

Gücenmiş, gücenik, küskün: Vatan, millet uğruna ölen Adnan Menderes / "Hiç te muğber değilim" diyerek verdi nefes. (M. Fatin Baki)...

Uymayan, bağdaşmayan, aykırı, muhalif: Türkler yalnız edebe, ahlaka, dine ve hakkaniyete mugayir hareketlerden sakınırlar (İ. H. Danişmend)....

Doğru olmadığı bilinerek yanıltacak söz söyleme: Buna rağmen mugalata (demagoji) yaparak, sözü hakiki manasından saptırıp hak elçisinin dav...

Mufla Cisimleri, aleve değdirmeden ateşin etkisine maruz bırakmak için kullanılan büyük toprak kap. Dişçilikte takım dişin yapıldığı...

Ayrıntılara girilerek geniş biçimde anlatılan, ayrıntılı, detaylı: Bu eserin, ileride mufassal olarak anlatacağımız iki yazma nüshası bilinm...

Karmaşık, güç, çetin, kompleks: Hatta böyle biri en girift ve en mudil meseleleri dahi çok rahatlıkla çözebilir (M. Serteser). Ruh hadisele...

Bankaya para yatırmış kişi, yatırımcı, banka müşterisi: Mudi sayısını arttırmak için yeni kampanyalar düzenliyorlar. (örnek cümle) Banka v...

Gereken, gereği, gereğiyle anlamlarında kullanılır: Davayı kazanırsa talebe, mukavele mucibi borcunu verecek, kaybederse ödeme hükmü aldığı...

Gerektirici, gerektiren, icap ettirici: Cemiyetten çıkarılmaya mucip her hareketin incelenme ve izharı mahiyette bir hükme bağlanma mekanizm...

Satın alma, bir değer karşılığında bir şeye sahip olma: Perakendeciye tanınan kâr yüzdesi yalnız mübayaa bedeli üzerinden hesaplanır (Ayın T...

Eskiden, okullarda öğrenciler arasında düzeni sağlamakla görevli olan kimse, gözetici: Ne mubassır ne müdür ne de üst sınıftan başımıza çavu...

Dini yönden yapılmasında sakınca olmayıp yapılması kişinin isteğine kalmış olan, yapılması günah ya da sevap olmayan (şey): Örneğin gezmek, ...

Sevgili, değerli, kıymetli, yüce, muhterem, aziz: Bu vatanın her karış toprağında bizim ecdadımızın muazzez şehitleri yatıyor. Büyüklüğüne...

Acı, sıkıntı, azap çeken: Batı böyle bir muazzam teselli imkanı olabileceğinin farkında olmadığı için muazzep. (B. Necatigil) Muazzep etm...

Çok büyük, çok iri, koskoca, koskocaman: Kainatta muazzam ve muntazam bir denge var ve bu denge çok hassas ölçülerle korunup kontrol ediliy...

Belli, belirli olma durumu, belirlilik: Ama tarihi hadiseler belli bir nizam ve teselsül, yani muayyeniyet içerisinde gelişilir. Adet-i İlah...

Belli, belirli: Ve ferdin bu manevi yapısı ile ruhi hususiyetleri onda muayyen bir duyuş ve hareket ediş tarzı yaratır ki buna da "kar...