Sınırları herhangi bir özelliğe göre belirlenmiş yer, bölge: Mıntıka komutanlarının başlıca görevleri bulundukları mıntıkanın asayişini temi...

Mıh ile mıhlamak Mıhla tutturmak, çakmak, çivilemek. (mecazi) Birini ya da bir şeyi bir yerden ayrılmaz duruma getirmek, sabitlemek...

Mıh Büyükçe çivi, enser: "Mıh" çivinin daha büyüğüne verilen addır. Yer etmek, çakılı olmak manalarını taşır. Sevgilinin ad...

Mıcır, mucur Yol yapımında kullanılan küçük taş parçaları ( Mıcır ve mucur aynı şeydir). Kömür kırıntısı, mucur. Bir şeyin işe yara...

Mezura Terzilikte ölçü almak için kullanılan, genellikle 1,5 metre uzunluğunda şerit metre. Mezura, genellikle sarı zemin üzerinde siy...

Mezuniyet Bir okulu bitirerek diploma almış (kimse): 1988 yılında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. İzinli. Ye...

Mezra Ekime elverişli, ekilecek tarla veya yer: Arapça'da zerre “tohum”, ziraat “tohum saçma”, mezra “tohum atılan (ekilen-dikile...

Adı geçen, anılan, sözü edilen, zikredilen, zikrolunan: Mezkur ayetler ve meallerinde, imanlarımızın gereği nefis muhasebesi yapmaya çağrılm...

Bir kişi ya da nesneyi benzerlerinden üstün kılan nitelik: Sendeki her meziyet, her kabiliyet, her güzellik Rabbin tarafından verilen birer ...

Mezgit Mezgitgillerden, yeşilimtırak sincabi renkte, orta boyda, eti oldukça lezzetli ve beğenilen bir balık, mezit, tavuk balığı. Mez...

Mezgeldek kuşu Mezgeldek (zooloji) toygillerden, 45 - 50 cm boyunda, sırtı sarımtırak kahverengi, esmer, benekli, karnı beyazımsı, bo...

Katmak, karıştırmak, bir şeyi diğerine katmak, birbirine karıştırmak: Üniversite kurumsallaşana kadar, öğretmen okuluyla üniversiteyi mezcet...

Mezbaha - kesimhane Etleri yenen hayvanların tüketim amacıyla kesilip derilerinin yüzüldüğü yer, kesimhane, salhane. Kasaplık hayvanla...

Mezat, açık artırma Artırma yoluyla yapılan satış, açık artırma: Damla küpelerini de kaynanam bir sultanın mezatından satın almış. (İ...

Eğilimli, eğimli, yatkın: Mizaha meyyal mizacının da tesiriyle bilgilerin kaydında biraz mübalağalı davranmıştır... Çok istekli, düşkün: H...

Üzgün, kederli: Lakin artık meyus ve azap içinde değilim. (S. Ayverdi) Umutsuz, kara düşünceli, karamsar. Meyus etmek: Üzmek: "...

Eğilmek. Gönül vermek: Zira, biliyorsunuz ki dünyaya fazla meyletmek iyi değildir. (İlgili cümle kaynağı: M. S. Hekim) Yönelmek: Kişiler ...

Eğiklik, akıntı, eğim: Oturduğumuz apartmanın önünde bir meyil var; kıpkırmızı yaban laleleri, müthiş bir şey. (E. Çaykara) (mecazi) Gönü...

Meydan sazı Meydan saz, üçer üçer çekilmiş on iki teli olup bağlama ailesindeki halk sazlarının en büyüğüdür. Meydan sazı meydanlarda ...

Tekkelerde sema alanında dönen dervişlerin hareketlerini düzenleyen, çarpışmasını önleyen, böylece Mevlevi zikrini düzenleyen tarikat adamı...

Ak ve esmer meyane Meyane, çorba vb. yiyeceklere lezzet kazandırmak için un ve yağla yapılan sos: Unu tereyağında rengi beyaz kalacak ...

Meyan kökü Meyan kökü, Türkiye'de çok yetişen iki çenekli kapalı tohumlulardan, toprak altında kalan bölümü tatlımsı olup bazı bes...

Meyan Balı Meyan kökünden elde edilen şurup. Anadolu’da bu kökten şerbet yapılarak içilir. Meyan kökü şerbetinin yoğunlaştırılmasıyl...

Meyan kökü. Bkz. meyan kökü → "Bu arada" anlamında kullanılan bu meyanda sözünde geçer: Bu meyanda, milletin sınırlarının genişl...

Mey Şarap. (edebiyat) Divan şiirinde sevgilinin dudağı, yanağı, sevgiliye kavuşmaktan duyulan derin coşkunluk, insana ölümsüzlük ve...

Biçimli, düzgün, oranlı, uyumlu: Kasaba pazarında çekik ayrı gözlü, uzun çehreli, mevzun ve mütenasip endamlı bir zümre gördüm. Simalarında...

Konu olan, konuşulan, sözü edilen, söz konusu, konuşulan anın konusu (birleşik yazılır): Liyakat sahibi olmayanlar vazife almasınlar efendim...

Ele alınan, incelenen, üzerinde durulan mesele, konu: Edebiyatımızda yalnızca bu mevzu üzerinde yazılmış müstakil manzumeler de vardır. (İl...

Mevzi Yer, konum, mevki. (askeri terim) Savaş sırasında savunmayla görevli bir birliğin tuttuğu, savaşmak için hazırladığı ve hazır...

Hayatı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan, ölmüş kimse, ölü. Örnek cümleler: Ölüm bitmek, yitmek, hiç doğmamak, ebediyen yok olmak demekt...

Belgeye dayanan, doğru, doğruluğuna güvenilen, sağlam: Şöyle ki, devlet başkanı, yaptığı araştırma sonucunda, kendisine imza için sunulan ka...

Yer, konum, mahal: Bu avlu kare şeklinde, yüksekte ve yöreyi tepeden gören bir mevkide imiş. Üst derecede bir görevlinin çalıştığı yer, ma...

İhsan, bağış, lütuf, vergi: Hallere gelince onlar, tamamen İlahi mevhibeler, Rabbani bağışlardır (N. F. Kısakürek). Çünkü sen bana bir sürü ...

Gerçek olmayıp kuruntuya dayanan, var sanılan, var diye düşünülen, sanal: Dövülmeden ağlamayalım. İnsanın bu dünyada keyfini kaçıranların ço...

Mevduat Mevduat, istenildiğinde ya da önceden belirlenmiş bir süre sonunda çekilmek üzere bankalara belirli bir faiz karşılığı beklent...

Emanet edilmiş, verilmiş, bırakılmış: Hayatınıza gelince o bizim namus-ı askerimize mevdudur (Belleten). Şark vilayetlerinin asayişi ve emni...

Var olan, bulunan: Burada mevcut olan herkes. Birey toplamı, bir topluluğu oluşturan kişilerin tümü: Sınıf mevcudu. Mevcut olmak: Var...

(isim) Mevcut olma durumu, varlık: Mevcudat, mevcudiyet her ne var ise, Allahü Zülcelal'in var ettiği, yarattığı şeylerdir. (M. S. Hek...

Varlıklar, var olan şeyler: Bütün bu mevcudat acizdir, zayıftır, güçsüzdür ama nihayetsiz bir kudretin emrine girince, O'ndan (c.c.) em...

(tarih) Osmanlı Devleti'nde görev yapan yüksek dereceli ilim adamları. (tarih) Sahibi tarafından azat edildikten sonra onunla arasın...

MeV (fizik) milyon elektronvoltun kısa yazılışıdır. 1.02 MeV'in üzerindeki enerjilere sahip fotonlar çekirdeğin elektromanyetik alanını...

Ölen bir kimseden kalan eşya ve mallar, bırakıt: Tereke veya diğer ismiyle metrukat, ölen şahısların geriye bıraktıkları malların "kas...