- Yaygın, yayılmış: Burada yağmur yemiş ağaçlardan münteşir latif bir kır kokusu vardı.
- Yayımlanan, basılmış, yayımlanmış olan (gazete, dergi vb.): Çocuğun, kadının, çiftçinin, eczacının, zabıta memurunun, her sınıf efradın zevkine göre münteşir bu kadar mecmua... (İlgili cümle kaynağı: Yahya Kemal)
- Gayri münteşir: Henüz basılmamış kitap ve yazı: Elime gayri münteşir bir gazel geçti. Okudum ve büyük bir üstada ait olduğunu derhal anladım...
Soru/Yorum Formu