- Üzgün: Yaşadıklarının ağırlığı omuzlarına çökmüş, mahzun ve melüldü; perişan yalnız ve kimsesizdi. (E. Sarı)
- Boynu bükük, zavallı bir biçimde: Yorgundu ve duvarın dibine çömelmiş, hüzünlü, çevresi morarmış haleli derin gözleriyle mahzun, melül ve meyus bakıyordu. (İlgili cümle kaynağı: V. Çıracıoğlu)
Doğru yazılışı "melul".
- Melül melül (bakmak):
- Üzgün bir biçimde (bakmak): Onlar midelerini doldururken biz bir kenarda melül melül iç çekiyorduk açlıktan.
- (mecazi) Elinden bir şey gelmeyerek hiçbir şey yapamayarak anlamsız anlamsız, boş boş bakmak.
- Melul olmak: Üzüntülü olmak.
- Melul mahzun: (deyiminin anlamı) Üzgün, durgun, ağlamaklı.
Soru/Yorum Formu