Bir bütünden yırtılma, kopma, kırılma, vb. yolla ayrılmış bölüm, parça: (...) kızcağız arkasında bulunan entariyi lime lime yırtmış ve her limeyi badehu parça parça koparıp, koca entariyi en büyük parçasını, en ufak bir deliğe yama olamayacak bir hâle koymuş. (A. Mithat)
- Lime lime: Parça parça, tutulacak yeri kalmayacak durumda yırtık: Başında bir kasket; eskimiş, yanları lime lime. Gözleri hep yerde (C. Kartal). Tozlu raflardan sayfaları lime lime olmuş bir kitap indirerek masaya koydu. (Tarih Vakfı)
- Lime lime etmek: Yırtılamayacak kadar küçük parçalara ayırıncaya kadar yırtarak parçalamak, parça parça etmek: Masaların gözlerindeki yazılar, evrak kitapları lime lime edildi. (İlgili cümle kaynağı: A. Dilipak)
Soru/Yorum Gönder