Köy nedir ne demektir? Köy ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Tarlalar arasında bir köy
Görünen köy kılavuz istemez
  1. Genellikle tarım ve hayvancılıkla geçimin sağlandığı, belde ve kasabadan daha küçük, çoğunlukla nüfusu iki binden az olan bir yerleşim birimidir. Köyler, doğal kaynakların bol olduğu alanlarda kurulmuş olup, ekonomik yaşamın temelini tarım, hayvancılık, ormancılık ve el sanatları oluşturur. Toplumsal yapı açısından köylerde, komşuluk ilişkileri ve dayanışma ön plandadır, bireyler arasında güçlü sosyal bağlar gelişmiştir. Eğitim, sağlık ve altyapı hizmetleri sınırlı olabilir, ancak doğaya yakın bir yaşam tarzı, köy hayatının belirgin özelliklerindendir.
  2. Bu yerleşim biriminde yaşayan halkın bütünü, köy halkı, köylü: Çocukluğumuzda bizim köy, bütün bayramlardan daha çok önem verirdi bahar bayramına. Köyde hiç kimse kalmaz, bütün köy, çoluk çocuk, kadın erkek dağlara ovalara düşerdi. (Y. Kemal)


Köy ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "köy" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Dokuz köyden kovulmuş: Geçimsizliği veya başka davranışları yüzünden birçok yerden atılmış: Dokuz köyden kovulmuş biri, burada hiç dikiş tutturamaz. (H. F. Gözler)
  • Eski köye yeni adet (getirmek): Yerleşmiş eski alışkanlıklara karşı, getirilmek istenen ama tepkiyle karşılanan, yadırgatıcı yenilik: Ortaya attığım fikirler, yaklaşıklar genelde "eski köye yeni adet" olarak görülüyordu. "Başımıza icat çıkarma," yanıtıyla çok kez karşılaşmıştım... (M. Can)
  • Küçük köyün büyük ağası: Büyüklük taslayanlar için söylenen bir söz: Hiçbir zaman küçük köyün büyük ağası olmamış, alçak gönüllü, gözü tok ve ağırbaşlı Seyda, daha ilk günden itibaren davranışlarıyla kendisine saygı duymalarını telkin etmişti. (H. Alptekin)
  • Tahtalıköyü boylamak: Ölmek: Fakat bundan sonraki işler eski işler kadar kolay değil. Bak birisi daha tahtalıköyü boyladı. (M. R. Türker)


Köy ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "köy, köylü" sözcükleri geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Köy delisiz, dağ çalısız olmaz: Her yerin kendi karakteristik unsurlarıyla tamamlandığını ifade eder. Köylerin delileri, dağların ise çalıları kendi doğal parçası olarak görülür. Bu söz, her şeyin doğal ve gerekli unsurlarıyla bir bütün oluşturduğunu belirtir.
  • Köy kalksa komşuluk kalkmaz: Bir yerde ne kadar büyük felaketler veya kötü olaylar yaşanırsa yaşansın, insanların komşuluk ilişkilerinin devam edeceğini ifade eder. Komşuluk bağı, zorluklara rağmen sürdürülen ve kolay kolay bozulmayan bir ilişkidir.
  • Köylü köyünden geçmiş de, huylu huyundan geçmemiş: Bir kişinin hayatındaki değişiklikler veya zorunluluklar nedeniyle bazı şeylerden vazgeçebileceğini, ancak karakterinden ve alışkanlıklarından asla vazgeçmeyeceğini ifade eder. Toprağını terk eden köylü gibi, insanlar bazı şeyleri bırakabilir, ama huylarını kolay kolay değiştiremezler.
  • Köylü, misafir kabul etmeyiz demez, konacak konak yoktur der*: (atasözünün anlamı) İnsan, bir işi yapmak istemediğinde, karşısındakini gücendirmemek için bu istemezliğini dolaylı yollardan anlatmaya çalışır.
  • Köylünün düzeni karısı, o da canının yarısı: Karısı іle çok mutlu olan kişi karısının bir dediğini iki etmez.
  • Köylünün kahve cezvesi karaca ama sürece: Köylünün sofrası gösterişli, zengin değildir ama konuklara sürekli açıktır.
  • Aç kurt köyün ortasından gider: Çaresiz kalan birinin tehlikeyi göze alarak her türlü riski alacağını ifade eder. Açlık ya da ihtiyaç, korkuyu ortadan kaldırarak kişinin cesurca hareket etmesine neden olur.
  • Ağacı çok olan köyün mezarı az olur: Bol ağaç ve yeşilliğin sağlığı ve huzuru artırdığını, dolayısıyla insanların daha uzun ve sağlıklı yaşamasına katkıda bulunduğunu ifade eder. Bu nedenle, ağaçların ve yeşil alanların önemini vurgular.
  • Ağaçlı köyü sel basmaz: Ağaçlandırılmış bölgeler, toprak kayması, sel basması gibi doğal afetlerden fazla zarar görmez.
  • Ağaçsız köy saçsız kadına benzer: Saç kadını nasıl güzel ve çekici gösteriyorsa ağaç da bir köyü bir yerleşim yerini en güzel gösteren unsurdur.
  • Akıllı sinek yoğurda konar, şehre gelir; akılsız sinek ciğere konar, köye gider: Akıllı insanların doğru seçimler yaparak daha iyi fırsatlar elde ettiğini ifade eder. Yanlış tercihler yapanlar ise kendilerini daha kötü durumlarda bulabilirler.
  • Arkadaşını köyden, ekmeğini evden al: İnsan arkadaşlarını doğup yetiştiği yerden seçmeli, aynı zamanda geçimini de kendi ailesinden sağlamalı.
  • Baban öldüyse köylüye meram anlat: Güçlü bir destekçisini kaybeden kişinin zor durumda kalacağını ifade eder. İnsan, arkasında dayanağı olmadığı zaman sıkıntılarını daha zor çözer (?).
  • Babası köy kahyası olunca kendisinin neden pervası olur: Güçlü birinin koruması altında olan kişiler daha korkusuz ve cesur yaşarlar.
  • Çakalın sesi ormana, köpeği havlaması köye ulaşır: Kişi nasıl bir çevrede yetişmişse davranışı o çevrenin özelliklerini gösterir.
  • Çingene çingeneden köy kıskanır: Bayağı, görgüsüz kimseler birbirlerinin iyi bir şeye sahip olmasını istemezler.
  • Davulsuz düğün, köpeksiz köye benzer: Düğünlerde davulun önemini vurgulayarak, onun olmadığı bir düğünün eksik veya tamamlanmamış gibi olacağını ifade eder. Bir etkinliğin veya durumun belli unsurlar olmadan eksik veya yetersiz olacağını anlatır.
  • Dayım adam olmadıktan sonra, ha şehirli olmuş ha köylü: Kişinin, değer vermediği veya güvenmediği bir akrabasının statüsünün önemli olmadığını ifade eder. Akrabanın insani değerleri yoksa, nerede yaşadığı veya ne olduğu kişinin gözünde bir anlam taşımaz.
  • Dedikodu, bir köy batırır: Dedikodunun küçük görünse de toplumda büyük yıkımlara yol açabileceğini ifade eder. Kötü niyetle yayılan asılsız sözler, insanlar arasında güveni zedeler ve huzursuzluk yaratır.
  • Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar*: Kimin çıkarına dokunursa dokunsun sözünü esirgemeyen, hatır gönül demeyerek doğruyu savunan, herkesin kusurunu yüzüne karşı söyleyen ve çıkarcılardan sözünü esirgemeyen kişiyi kimse sevmez, herkes onu yanından uzaklaştırır.
  • Ekmeksiz ev, köpeksiz köy olmaz: Bir eve kazanç girmezse o evin ihtiyaçları karşılanmaz. Aynı şekilde bir köyün koruyucusu, bekçisi de mutlaka bulunmalıdır.
  • El atına binen köy ortasında iner: Birisinden geçici olarak aldığı şeyle işini yürüten kişi kısa bir süre o şeyi sahibine teslim etmek zorunda kalır.
  • Elin köyünde horoz olmaktansa, kendi köyünde tavuk olmak yeğdir: İnsan hiç tanımadığı bir yerde varlıklı da olsa mutlu olmaz. Bu yüzden yoksul da olsa dostlarının, tanıdıklarının yanında yaşamak ister.
  • Eski köyde yeni adet çıkarma: Bir toplumda, bir işte kimse herkesin uyduğu kurallara ters düşecek davranışlarda bulunamaz.
  • Eşeğin (her) yorulduğu yere köy yapılmaz: Sadece geçici bir duruma bakarak yanlış veya uygun olmayan bir yerde önemli işler yapılmaması veya önemli kararlar alınmaması gerektiğini ifade eder.
  • Evin iyisi suya yakın, daha iyisi köye yakın: İnsan ev alırken yerini iyi seçmeli, Şehir merkezine yakın olmalı. Aksi halde hastane, okul, alışveriş gibi ihtiyaçları karşılamakta zorlanır.
  • Evli evine, köylü köyüne (evi olmayan fare deliğine): Bir araya gelen insanların artık ayrılma vaktinin geldiğini ifade eder. Herkesin kendi işine veya evine dönmesi gerektiği anlamına gelir: Geç vakte kadar eğlendik. Nişandan sonra "evli evine köylü köyüne." (M. Atamer). Babam: Bu kadar misafirlik yeter, dedi. Haydi bakalım, evli evine köylü köyüne. (S. Kuşoğlu)
  • Evli evinde, köylü köyünde gerek*: Herkes kendi yerinde ve işinin başında olmalıdır.
  • Ezansız köye şeytan girer: Manevi değerlerden uzak kalan toplumların kötülüklere açık hale geleceğini anlatır. İman ve ahlaki değerlere bağlılık, toplumun huzur ve düzen içinde kalmasını sağlar.
  • Görünen köyün (dağın) uzağı olmaz*:
    1. Bir şeyin görünür olduğunda, o şeye erişilmesi veya ulaşılmasının zor olmadığını ifade eder. Bir hedefe veya bir amaca ulaşmanın zor olmadığını, sadece dikkatli ve kararlı bir şekilde ilerlemenin yeterli olacağını vurgular.
    2. Bir durumun nasıl sonuçlanacağı belli olduktan sonra bu sonuç çok geçmeden gerçekleşir.
  • Görünen köy kılavuz istemez*: Ortada açıkça görülen bir durum için rehberlik veya açıklamaya gerek olmadığını ifade eder. Apaçık olan gerçekler, başka bir yardıma ihtiyaç duymadan anlaşılır.
  • Horozu çok olan köyde sabah (köyün sabahı) geç olur*: Herhangi bir konuda konuşan, karışan çok olursa sonuca geç varılır.
  • Keyif benim, köy Mehmet Ağanın*:
    1. Hiçbir şeyi tasa etmiyorum, işlerim yolunda.
    2. Kim olursa olsun, işime kimsenin karışmasını istemem: Keyif benim, köy Mehmet Ağa'nın. Keyfime Mehmet Ağa bile karışamaz yani. Keyif eşekte olur. Olsun. Keyif yine de keyiftir. (A. Püsküllüoğlu)
  • Köpek köyü için değil, kendi için havlar: Kötü ruhlu, karaktersiz kişiler başkalarına bir iyilikte bulunurlarsa bunu mutlaka çıkar için yapıyorlardır.
  • Köpek köyünü boş koymaz: Görevi bir şeyi veya bir yeri korumak olan kişi onun başından ayrılmaz.
  • Köpeksiz köy bulmuş da çomaksız (değneksiz) geziyor*: Kendisine engel olacak kimse bulunmadığında istediğini yapabiliyor.
  • Köpeksiz köye kurt iner*: Koruyucusu olmayan topluluğa dışarıdan saldırıda bulunulur.
  • Kurt bunalırsa köye iner, kul bunalırsa dağa çıkar: Sıkıntı çekenlerin farklı tepkiler verebileceğini anlatır. Kurt, bunalınca insan yerleşim alanına yaklaşır, çünkü acil bir çözüm arayışındadır; kul ise sıkıntılardan kaçmak için dağa çıkar, izole bir ortamda huzur arar.
  • Kurt köyünü değiştirir, huyunu değiştirmez*: İçi kötülük dolu bir kişi nereye giderse gitsin, kötü huylarını yanında taşır.
  • Minareli köye abdestsiz girilmez: Bir yerdeki saygın veya dindar kişiler arasında yer almanın, o toplumun değerlerine ve normlarına uygun davranışlar sergilemekle mümkün olduğunu anlatır.
  • Onu köyde istemiyorlar, o muhtarın yerini soruyor: Görgüsüz ve utanmaz kişi bir yerde istenmese bile, o kişi oraya gitmeye karar vermişse başkalarının tepkisini görmezlikten gelir.
  • Ölümden öte köy yoktur*: Her insan bir gün öleceğini bilmeli, sonu gelmez istekler peşinde koşmamalı, davranışlarını, işlerini bu bilinçle düzene koymalıdır.
  • Suya gidenin susağı, köye gidenin köpeği: Bir yere gidildiğinde o yerin gereksinimlerini karşılamanın doğal olduğunu ifade eder. Bir yolculuğun veya bir hedefe yönelmenin beraberinde getirdiği doğal gereklilikleri ve ihtiyaçları vurgular.
  • Şehirde tavuk olup gıdaklamaktan, köyde horoz olup ötmek yeğdir: Kişinin kendi kimliğini, özgürlüğünü ve liderliğini ifade edebileceği sade bir yerde olmasının, daha kalabalık ve prestijli bir yerde sıradan bir rol oynamaktan daha kıymetli olduğunu anlatır.
  • Yabanın kazından köyün tavuğu iyidir: Çok değerli fakat başkasına ait bir şeyden daha az değerli, fakat insanın kendi sahip olduğu şey daha iyidir.
  • Yetişemediğin köyün alt tarafında (beri yanında) yat: Yapmak istediğiniz şeyi eksiksiz olarak başaramıyorsanız kendinizi boş yere zorlamayıp yapabildiğiniz kadarıyla yetinmeniz gerekir.
  • Yıkık köyden haraç alınmaz: Zaten zor durumda olan kişiden daha fazla bir şey talep edilemeyeceğini ifade eder.
  • Yurdum yuvam köyüm, ben köyümde beyim: İnsan doğup büyüdüğü ortamda kendini güçlü ve cesur hisseder.


Köy ile ilgili birleşik kelimeler


  • Köy ağası: Köyde malı, toprağı çok olan, sözü dinlenen kimse.
  • Köy düğünü: Köylük bölgenin geleneksel özelliklerini taşıyan düğün.
  • Köy ihtiyar meclisi: Köyün, köye ve köylüye ait işlerde karar yetkisi olan ve genellikle yaşlılardan oluşan organı.
  • Köy korucusu: Köyün çevresinin ve kırsalın emniyeti için görevlendirilmiş kimse.
  • Köy romanı: Köy yaşamını, köyün toplumsal yapısını konu alan roman türü.
  • Köy edebiyatı: Köyü, köylüyü konu olarak seçen, köyün ve köylünün toplumsal yapısını (geleneklerini, göreneklerini, inançlarını, ekonomik durumunu, sorunlarını vb.) yansıtmayı amaç edinen edebiyat etkinliklerinin tümü.
( 0 soru/yorum )