- Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, engel ve güçlük çıkarmayan, emeksiz, zahmetsiz; güç ve zor karşıtı: Kolay bir problem. Kolay cevap. Kolay bir dil. Kolay bir kitap.
- Kolaylık: Elbet bizim de bir bildiğimiz var ama dediğim gibi bir kolayını bulamadık. (K. Tahir)
- Kolayca.
Kolay ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kolay" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Kolay gelsin (gele): Bir iş yapmakta olanlara söylenen iyi dilek sözü: Kolay gelsin Zekeriya Usta (B. Semerci). Köylülerden birinin başucunda durdu: – Kolay gele. Ne ekeceksin bu toprağa? (F. R. Atay)
- Kolay kolay: (Olumsuz cümlelerde) Kolay bir yoldan, kolayca: Kolay kolay bir şey olmaz ona.
- Kolay lokma: Az emekle elde edilebilen şey, elde edilmesi, üstesinden gelinmesi, başarılması, işlenmesi zor olmayan şey: Hz. Ali için bunlar artık kolay lokmaydı ve bir hamlede bitiriverdi Merhab'ın işini de. (R. Haylamaz)
- Kolay yutulur lokma değil: Geçinilmesi, alt edilmesi kolay olmayan çetin insanlar için kullanılır: Fakat karşısındaki adam kolay yutulur lokma değildi. Her hamleye, en ustaca karşılığı veriyor ve akabinde taarruza geçiyordu. (Z. Danışman)
- Kolayda: El altında, kolay bulunabilir bir yerde: Alışıkmış akşamları sürpriz misafirleri, muhtaçları ağırlamaya. Bu yüzden her akşam yemeği biraz fazla yapar, kolayda da yatak yorgan bulundururmuş. (B. Mutlu)
- Kolayı var: Çaresi var: Çaresi var, yolu var, kolayı var. Bildin mi? Sülüman emminin nefesi üstüne nefes yoktur buralarda. Okur üfler... (M. Şeyda)
- Kolayına: Kolay bir şekilde, kolay kolay: Kolayına mı çıkar kitaplar? Kolayına mı okuruna, bekleyenine, beklemeyenine ulaşır? (Ü. Sarıaslan)
- (bir işin) Kolayına bakmak (kaçmak): O işi yapmak için kolay ve kestirme yolu seçmek: Bazıları da işin kolayına kaçıp oradan buradan topladıklarıyla kitap yapmıştır (Y. Kopan). İşin kolayına bakarak bizi hazıra konmaya alıştırdı.
- Kolayına gelmek: Kolaylığı o yolda bulmak: Borçlanmak hükümetlerimizin kolayına geliyor. Ceremesini sonraki hükümetler çekiyor. (C. Dura)
- Kolayını bulmak: Kolaylıkla yapabilmeyi sağlamak: Muhalefet, işin kolayını buldu. Hangi münasebetsizliği yaparsa yapsın, soluğu Demokrasi fetvâhânesinde alıyor... (Ayın tarihi)
- Kolaylamak: Bir işi bitirmek üzere olmak, sonuca yaklaşmak: Siparişleri kolayladın mı?
- (birine) Kolaylık göstermek: Yapabilme yolu sağlamak: Kütüphane yönetimi bana kolaylık gösterdi ve istediğim kitapları incelemek üzere eve götürmeme de izin verdi. (B. N. Şimşir)
- Bir kolayını aramak: Bir şeyi yapmak, çözmek için gerekli kolay ve kestirme yöntemi araştırmak
- Bir kolayını bulmak: Kolaylıkla yapabilmeyi sağlamak veya yapma yolunu bulmak: Güneş battıktan sonra bir kolayını bulup içeriye girenlerle beraber kaleye sızdı... (N. F. Kısakürek)
- Dile kolay: Söylenmesi kolay olmakla birlikte aslında anlatılan durumun çok önemli ve güç olduğunu belirtir: Yedi yıl, dile kolay... Yedi yıl bir cananı görmemek ne demekti? (E. A. Okur)
- İşin kolayına kaçmak: Derinliğine araştırmadan basit olarak düşünmek, yüzeyde kalmak, tembellik etmek: Düşünmek, araştırmak, tartışmak, denemek, yanılmak gerekir. İşin kolayına kaçıp kopya işler yapmak varken bu sıkıntıya neden girelim ki? (S. Ş. Barkçin). İnsan ise zorluğu, sıkıntıyı sevmez, her işin kolayına kaçmak ister. (M. Atalar)
Kolay ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde ya da anlamında "kolay" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Adamak kolay, ödemek zordur*: Söz vermek kolaydır, önemli olan, söylediğini yapmak ya da gerçekleştirmektir.
- Alçak eşeğin tımarı kolaydır: Düşük statüde veya alçak gönüllü olan kişilerle veya işlerle başa çıkmanın, yönetmenin veya onları idare etmenin daha kolay olduğunu ifade eder.
- Alçak eşek binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay*: Güçsüz, koruyucusuz ve zavallıları baskı altına almak, hırpalamak kolaydır ancak bu marifet değildir.
- Alçacık eşek binmeye kolaydır, yünlüce koyun yolmaya kolaydır: Savunmasız ve zayıf insanları ezmenin veya zenginleri sömürmenin haksız ama kolay olduğunu ifade eder. Gücü olmayanlar ve zenginler, genellikle kötü niyetli kişiler tarafından hedef alınırlar (?).
- Alim olmak kolay, adam olmak çetin: Bilgi sahibi olmanın, iyi ve erdemli bir insan olmanın zorluğuyla kıyaslandığında daha kolay olduğunu ifade eder.
- Allah yardım ederse kuluna, her iş girer yoluna: Allah'ın sevdiği kulunu zorda koymayacağını, İlahi yardımın insanların çabalarını kolaylaştıracağını ifade eder.
- Aslan avını gülerek avlar: Güçlü ve yetenekli birinin, karşılaştığı zorlukları veya mücadeleleri zevkle ve kolayca aşabildiğini ifade eder.
- Bekara karı boşamak kolaydır* (Bekara avrat boşaması kolaydır):
- Hiç evlenmemiş insan evlenip de boşanmanın ne kadar ağır bir yük olduğunu bilemez.
- Başına iş gelmeyen kişi, o iş üstünde sağlıklı yargı veremez: Tabi hoca bekara karı boşamak kolaydır. Sen nasıl olsa müdür değilsin. Kaymakam Beyle ben muhatap olacağım. Sen kaymakama böyle bir kararı söyleyebilir misin? (A. F. Bak)
- Bin gönülü yıkmak kolay, fakat birini yapmak zordur: İstediğiniz her insanı kolayca üzebilir, kalbini kırabilirsiniz. Ama birinin kahini ve sevgisini kazanmak o kadar kolay olmaz.
- Dert bir olaydı ağlamak kolaydı: Dert çok olduğunda başa çıkılmasının zor olduğunu anlatır.
- Dost olmak kolay sürdürmek zor: Dostluk kurmanın nispeten basit olduğunu ancak bu ilişkiyi devam ettirmenin emek ve özen gerektirdiğini ifade eder. Gerçek dostluk, sadakat, anlayış ve fedakârlıkla uzun süre korunur.
- El kesesinden ikram etmek kolaydır: Başkasına ait bir malı kullanmak ve harcamak çok daha kolaydır.
- En kolay iş yemek, (onda da) çiğnemeden yutulmaz: Herhangi bir işin veya başarının arkasında mutlaka emek ve çaba gerektiğini ifade eder. Emek çekilmeden yapılabilen iş yoktur. Başarı, çalışmadan ve zahmet çekmeden elde edilemez.
- Garipten kız alması kolaydır, saklaması çetindir; zenginden kız alması çetindir, saklaması kolaydır: Yoksul aileden kız almak fazla zorluk ve masraf gerektirmez. Zengin aile ise kızını vereceği erkeğe bir sürü şart koşar.
- Gel demesi kolay ama git demesi güçtür*: Bir kimseyi işe almak, konuk çağırmak, git demekten kolaydır; bu nedenle bir kimseye gel demeden önce düşünmek gerekir.
- Gönül kolay düştüğü yerden, güç kalkar: Kalbin sevgi veya bağlılık hissettiği birine veya bir şeye bağlanması kolay olabilir ancak bu bağlantının kopması veya sona ermesi daha zor olur.
- Güçlük içinde bir kolaylık vardır: Her zorluğun içinde bir çıkış yolu veya kolaylaştırıcı bir unsurun bulunduğunu ifade eder. İnsan, sabır ve azimle hareket ederse, en çetin durumlarda bile bir rahatlama ve çözüm yolu bulabilir: Her zorlukla beraber elbette bir kolaylık vardır. Gerçekten de her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. (İnşirah Suresinden)
- Güçlükle başlayan iş sonra kolay olur: Bir işe başlarken karşılaşılan zorlukların zamanla azalacağını ve kişinin deneyim kazandıkça işin daha kolay hale geleceğini ifade eder. İnsan, alıştıkça ve tecrübe edindikçe başlangıçta zor görünen işleri daha rahat yapar.
- Hamamda türkü çağırması, gurbette övünmesi kolaydır (Gurbette övünmek, hamamda türkü söylemeye benzer): Bazı kendini beğenmiş, kimseler hiç tanınmadıkları bir ortamda kendilerini olduklarından daha üstün göstermeye çalışırlar.
- Her iş ustanın elinde kolaydır: Kimilerine zor gelen işler, ustası için çok basittir.
- Kalbi yıkmak kolay, yapmak zordur*: İnsanları üzüp kırdıktan sonra bu durumu düzelterek eski haline getirmek çok zordur bu nedenle insanları üzmekten kaçınılmalıdır.
- Sağlığı bozmak, hastalığı iyi etmekten kolaydır (Sıhhat-i ihlal illete devadan kolaydır): Hasta olmak istersen bunu kolayca başarabilirsin. Ama iyileşmen o kadar kolay olmaz.
- Samanlık saray oldu, gelinlik kolay oldu: Bir kişinin ya da ailenin maddi durumunda büyük bir iyileşme yaşandığında, daha önce zor olan şeylerin artık kolaylaşacağını ifade eder.
- Söz vermek kolay, iş onu tutmakta: Verilmiş bir söz, yerine getirilmemişse hiç bir değeri olmaz.
- Tandır başında bağ dikmek kolaydır: Rahat ve zahmetsiz bir ortamda hayaller kurmanın kolay olduğunu, ancak asıl önemli olanın bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek olduğunu ifade eder.
- Yalancı topaldan kolay tutulur: Topal bir kişinin yürüyüşü nasıl kolayca fark edilirse, yalancı bir kişinin de yalanları, tutarsızlıkları ve davranışları zamanla açığa çıkar. Yalan söylemenin sürdürülebilir olmadığını ve doğruların eninde sonunda gün yüzüne çıkacağını vurgular.
- Yıkmak kolay, yapmak zordur: Bir şeyi tahrip etmenin veya bozmanın çok kolay olduğunu, ancak aynı şeyi inşa etmenin veya yapmanın büyük emek ve çaba gerektirdiğini ifade eder. Olumlu işler üretmek ve değer katmak, zaman ve sabır ister.
Soru/Yorum Gönder