Kilit |
- Genellikle takılıp çıkarılabilen bir parça (anahtar, düğme, tokmak vb.) yardımıyla elle ya da uzaktan herhangi bir teknik düzenekle kumanda edilen kapatma aygıtı.
- (denizcilik) İki ucundaki yuvalara cıvata geçirilerek kapanan ve zincir eklemeye yarayan yarım bakla.
- Tekerleğin dingil çivisi.
- Atın çenesinde ve dudağının üzerinde bulunan beyaz leke.
Kilit ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kilit" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Kilit altına almak: Bir şeyi kilitli bir yere koyarak saklamak: Padişah tası kilit altına aldı, hazinesine koydurdu. (Ü. Kaftancıoğlu)
- Kilit gibi: Çok sıkı (ağız): Fakat köylünün ağzı, ne yapılsa, açılmayacak zorlu bir kilit gibi... (S. E. Balkır)
- Kilit gibi olmak: (deyiminin anlamı) Birbirine çok bağlı ve dayanışma içinde olmak: İki kişi birbirlerini tamamlıyordu anahtarla kilit gibi. (E. Atasü)
- Kilit kürek olmak: (Bir yeri) Korumak: Gülsüm, anahtarları beline takacak, konağa kilit kürek olacaktı. (R. N. Güntekin)
- Kilit vurmak: Kapatmak: Okulumla beraber bütün hayallerimin de üstüne kilit vuruldu. (H. Dönmez)
- Kilit yeri (noktası): Bütün işlerin bağlandığı önemli nokta: Ama gözden kaçırılan bir nokta vardı ki bu nokta olayın kilit noktasıydı... (B. Aksoy)
- Kilidi küreği olmamak: (Her şeyi) Açıkta bulunmak, kilitli yere saklanmamış olmak: Kilidi küreği olan bir adam değilim. Karım cüzdanımı da dolabımı da benden iyi bilir. (Kubbealtı akademi mecmuası)
Soru/Yorum Formu