![]() |
Motor kayışları |
- Bir kasnak, makara veya dişli de oluşan dönme gücünü başka bir kasnağa aktarmak amacıyla kullanılan ve iki kasnak arasına gerilen araç: Motor v kayışı. Motorun kayışı koptuğu için yerine kadın çorabı bağlanmış.
- Kemer: Pantolonun kayışını sıktı.
- Bağlamak, tutmak, sıkmak vb. işlerde kullanılan dar ve uzun kösele dilimi: Şapkası yere düşmüş, yakası yırtılmış, kılıcının kayışı kopmuştu. (Ö. Seyfettin)
- Ustura bilenen cilalı kösele: Berber usturayı kayışa sürmeye başladı, konuşmaya da tabi. (M. Adıbeş)
Kayış ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kayış" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Kayış gibi:
- Sert: Simit kayış gibi olmuş.
- Kara, siyah.
- Çok kirli: Kayış gibi çamaşır.
- (birini) Kayışa çekmek: (argo) Aldatmak, tongaya getirmek, kandırmak: O da kayışa çekmek için komşusunun oğlunu seçmiş.
- (birinin) Kayış kopmak: (mecazi) Ne yapacağını bilememek, sağlıklı düşünememek: İşimiz biter bitmez bu yine söylenmeye başlayınca bende artık kayış koptu, bir saat de ben söylendim. (S. Ünlüönen)
- Usturayı kayışa çekmek: Usturanın kılağısını almak için berber kayışına sürtmek: Berber usturayı kayışa çekerek güzelce bilemiş.
Kayış ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "kayış" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Kayış bilir kotan ne çeker: Ağır bir işin ne kadar güç yapıldığını ancak o işin yapılmasında aracı olan, emeği geçen bilir (kotan: Toprağı işlemekte kullanılan bir tarım aracı, büyük pulluk).
- Aklı olmayana neylesin sakal, kayışı tarladan götürür çakal: Dış görünüşün akıl ve zekâ için bir gösterge olmadığını ifade eder. Akılsız kişi, ne kadar olgun veya saygın görünse de hilekâr ve kurnaz kişiler tarafından kolayca kandırılır.
- Belinde bir tek tabancası var, boynu kayıştan görünmez: Kişinin sahip olduğu küçük bir şeyi fazlasıyla abarttığını ve gereğinden fazla gösteriş yaptığını ifade eder. Elindeki imkânlar sınırlı olsa da bunu büyük bir meziyet gibi sunmaya çalışan kişileri tanımlamak için kullanılır.
Soru/Yorum Gönder