- Geçme, geçiş.
Çok sevilen sanatçı ahirete intikal etti. - Anlama, kavrama.
- (felsefe) Çıkarsama.
- Ulaşmak, varmak.
Ekipler olay yerine intikal etti.
- İntikal devresi: Bir dönemden başka bir döneme geçiş devresi.
- İntikal etmek:
- Yer değiştirmek.
- Anlamak, kavramak.
- Miras kalmak.
- İntikal vergisi: (hukuk) Mirasçıların miras yoluyla elde ettikleri şeyler üzerinden alınan, artan oranlı bir vergi.
Soru/Yorum Formu