Fırça |
- Bir şeyin tozunu, kirini gidermekte ya da bir şeye boya, cila sürmekte kullanılan bir arada bağlanmış kıl ya da kıla benzer başka tellerden yapılmış araç.
Boya fırçası, elbise fırçası. - (mecazi) Resim yapma sanatı ya da tarzı.
Eski İstanbul evleri onun fırçasında hayat buldu. - Paylama, azarlama.
Gözde düşünceli bakışlarını çevirerek: "Akşam fırçayı yiyeceğiz. Yapacak bir şey yok." dedi. (İlgili cümle kaynağı: N. Gökmen)
Fırça ile renk renk boyamak |
- Fırça çalışması: Bir ressamın kendine özgü fırça kullanma tarzı.
- Fırça gibi: Kılları dik, sık ve sert (saç, sakal).
- Fırça izleri: Resimde, fırçanın tuval üzerinde bıraktığı iz.
- Fırça vuruşu: Tuvale fırçanın yumuşak, serbest, coşkulu, iri ya da küçük vb. değişik nitelikte sürülmesi.
Fırça ile ilgili deyimler ve anlamları
- Fırça çekmek: (argo) (deyiminin anlamı) Şiddetle azarlamak, kızmak.
Soru/Yorum Formu