Evlat sevgisi |
- Bir kimsenin oğlu ya da kızı, çocuk: Ana başa taç imiş, her derde ilaç imiş / Bir evlat pir olsa da, anaya muhtaç imiş.
- Soy, döl: Asker evladı.
- Belli bir özelliğe sahip veya belli bir gruptan olma: Yüksek bir tahsil görmedim ama ben de efendi evladıyım. (P. Safa)
- (ünlem) Yaşlı kimselerin, çocukları yaşında olanlara seslenme biçimi: Evladım saat kaç.
Evlat ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "evlat" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Evlat acısı gibi içine çökmek (koymak): (deyiminin anlamı) Yitirdiği bir şeye çok üzülmek: Karagöz Paşanın ölümü evlat acısı gibi yüreğine çökmüştü (Y. Bahadıroğlu). Masraflar evlat acısı gibi koydu.
- Evlat edinmek: Yasayla belirtilmiş koşullar içinde, bir başkasının çocuğunu kendi çocuğu gibi kabul edip ona bir evlada tanınan hakları tanımak: Beni atının arkasına bindirdi. Evlat edindi, yetiştirdi, okuttu, evlendirdi. (A. Tasar)
- Evlâd-ı şühedâ: Şehitlerin çocukları: Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin temel amacı evlad-ı şüheda ve savaş nedeniyle yoksulluk içine düşmüş çocukların bakım ve korunmasını sağlamaktı. (N. Özbek)
- Evladü ıyal: Çoluk çocuk: Mal, mülk, evladü ıyal, rütbe, makam, şan, şeref, hepsi burada kalacak. Görünmez bir hayat defteri gidecek insanla birlikte... (A. Taşgetiren)
- Hanım evladı: Nazlı büyütülmüş, çıtkırıldım kimse: Tam bir hanım evladıydı. Oyunlara pek katılmaz, azgınlık etmezdi. Gene de severdik onu... (M. Fuat)
- İnsan evladı: İyi insan, iyi kimse, adem evladı: Beğenmiştim damadımı, insan evladıydı, sessiz, ağzı var dili yok biriydi. Nasıl da sevmiş, nasıl da sevinmiştim. (B. Günel)
- Üvey evlat gibi tutmak (saymak): Horlanmak, haksızlık etmek, iyi davranmamak
- Üvey evlat muamelesi yapmak:
- Dışlamak: Önceliğin bende olması gerektiğini hatırlattım, hiç dikkate almadı, üvey evlat muamelesi yaparak beni refüze etti. (C. Özer)
- Kötü davranmak: Emine'nin oğluna üvey evlat muamelesi yapmıyordu. (H. Mutlu)
Evlat ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "evlat" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Evlat kısmı şirin lokmadır, ne iyisinden geçilir, ne kötüsünden: İnsan iyi huylu olsun kötü huylu olsun evladından vazgeçemez.
- Evlatsız yurt, odunsuz ocağa benzer: Çocuk sahibi olamayan ailelerde neşesiz bir hayat hüküm sürer.
- Evladı ben doğurdum ama gönlünü ben doğurmadım*: Bir kimse evladına emredip birçok şey yaptırır ancak onun gönlüne, seveceğine hükmedemez.
- Evladı olmayanın insafı da/merhameti de olmaz: Çocuk sahibi olan insanlar merhamet konusunda diğer insanlara nazaran daha duyarlı olurlar.
- Evladın hamı tatlı olur: (atasözünün anlamı) Çocukların küçük yaşlarda daha sevimli ve tatlı olduklarını anlatır. Küçük yaşlardaki masumiyetleri ve sevimlilikleri çevreleri tarafından daha çok sevilir.
- Evladın mı var, derdin var*: Çocuk sahibi olan ana babalar onların her türlü ihtiyaçlarını karşılamak, her türlü sorunlarıyla ilgilenmek zorundadırlar.
- Evladın varsa bin derdin var, evladın yoksa bir derdin var: Çocuk sahibi olanlar onu yetiştirmek için bir sürü sıkıntıya katlanmak zorundadır. Çocuğu olmayanların da bir tek üzüntüsü vardır, o da çocuk özlemi.
- Evladını dövmeyen dizini döver: → Kızını dövmeyen dizini döver
- Ağaç dikmek bir evlat yetiştirmek kadar uğurludur: Ağaç dikmek ve evlat yetiştirmek, bir bakıma geleceğin garantisidir.
- Ağaç sevgisi olmayanda evlat sevgisi olmaz: Ağaçlara ve doğanın güzelliklerine acımasız davranan insan, kendi çocuklarına da gereken sevgi ve şefkati göstermez.
- Ana baba evlat için, evlat kendi başı için: Anne ve babalar, çocukları için yaşar, yaptıkları her işi çocukları için yaparlar; oysa çocukları sadece kendilerini düşünürler.
- Ana evladından geçmez: Bir anne çocuğundan hiçbir şekilde vazgeçmez, vazgeçemez.
- Ana evladını atmış, yar başında tutmuş: Annelerin çocuklarına kızgınlıkları merhametlerinden ötürü bir yere kadardır ve anneler o sınırı hiç geçmezler, geçemezler.
- Anaların baş derdi, evladı baş göz etmek: Anneler her zaman çocuklarının yuva kuracağı günleri hayal ederler.
- Ananın dostu damat, babanın dostu evlat: Bazı damatların kayınvalideleriyle gerçek oğulları gibi samimi ve yakın ilişkiler kurabildiğini ifade eder. Evlilik ilişkilerinde bazı durumlarda damatların, özellikle kaynanalarıyla çok iyi geçinebildiğini ve aralarında güçlü bir bağ oluştuğunu anlatır.
- Atalar sözü evlada mirastır: Atasözleri sonraki kuşaklara kalan en değerli bilgilerdir.
- Atasına düşman olan, evladına dost olmaz: Anne ve babasını sevmeyen, onlara kin güden kişilerin içi kötülükle dolar. Çocukları olduğu zaman onlara hiçbir zaman sevgi ve şefkat göstermezler.
- Baba borcu evlada düşer: Babanın değerli şeylerinin evlatlarına miras kalması gibi borçlarının da sorumluluğu mirasçılarına kalır.
- Baba (evlat, oğul) ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği*: Bir kadın için babasının veya çocuğunun evinde barınıp onların eline bakmak çok kötü bir durumdur; onun gönül ferahlığı ile yaşayacağı yer, kocasının evi, serbestçe harcayacağı para kocasının parasıdır.
- Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana* (Sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir evlat gerek kazana): Sorumlu, akıllı bir evlat baba malına güvenmez, kendi yaşamını kendisi kazanır.
- Babanın kârı evlada miras: İnsanın yaşamı boyunca kazandığı neyi varsa öldüğünde bunların hepsi çocuklarına kalır.
- Bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez*: Bir baba, çocukları ne kadar çok olursa olsun hepsine bakar da çocuklar, babalarına bakmayı hep kardeşlerinden bekledikleri için, babaları ortada kalabilir.
- Buyurmadan tutan evlat, çağırmadan kalkan avrat, orada olur devlet (Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at): Bir ailede çocukların itaatkâr, eşin de çalışkan ve uyumlu olmasıyla huzur ve mutluluğun sağlanacağını ifade eder. İyi bir aile düzeni, bireylerin ve iş görenlerin sorumluluklarını gönüllü şekilde yerine getirmesiyle kurulur.
- Dadıya dadanan, evlat yüzüne hasret kalır: Evde durmayıp çocuğuna bakıcı tutan anne baba çocuk sevgisini doyasıya yaşayamaz.
- Dört göz bir evlat içindir*: Anne ve babanın bütün emek ve didinmesi evlat içindir.
- El oğlu evlat olmaz: Başka birinin çocuğu insana kendi çocuğu gibi gelmez. Bir kişinin doğrudan soyundan gelmeyen kişilere tamamen güvenmemesi gerektiğini ifade eder.
- Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at, kapında varsa kaldır at: İşe yaramayan ya da sorumluluklarını yerine getirmeyen kişi ve şeylerin faydadan çok zarar getireceğini ifade eder. Hayatı kolaylaştırmayan kişi ya da şeylerle vakit kaybetmemek gerektiği vurgulanır.
- Ev yanığı etekte, evlat yanığı yürekte:
- Maddi dünya ile ilgili şeyleri kaybettiğimizde o kadar çok üzülmeyiz, ama bir yakınımız öldüğünde onu kaybetmenin acısını yüreğimizde duyar, sarsılırız.
- Anne baba evladını kaybedince çok üzülür.
- Günden evvel kalkan evlat, o evde olur devlet; günden sonra kalkan evlat, o evde olur mu bereket: Sabah güneş doğmadan kalkıp işine başlayan insan başarılı ve mutlu olur.
- Hayırlı babanın hayırsız evladı: Ana babalar çocuklarına ne kadar emek verip büyütse de bazen onlardan nankörlük görebilirler.
- Hayırlı evlat neylesin malı, hayırsız evlat neylesin malı (Akıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata malını veya Oğlum deli malı neylesin, oğlum akıllı malı neylesin)*:
- Akıllı evlat kendisi çalışıp kazanır, miras kalacak mala gereksinme duymaz. Akılsız evlat ise kendi çalışıp kazanamadığı gibi miras kalacak malı da gereği gibi değerlendiremez, kısa sürede tüketir.
- Önemli olan mülk değil, onun kullanım biçimidir.
- Hayırsız evlat, baba ocağına incir diker: Bir kişinin ailesine karşı sorumluluklarını ve saygısını korumasının önemini vurgular. Aile üyelerinin birbirlerine karşı iyi niyetli ve sevgi dolu davranışlarda bulunmaları gerektiğini hatırlatır.
- Hayırsız evlat dermansız dertten beterdir: İnsan hayırsız bir evlada sahip olunca bundan büyük üzüntü duyar. Çünkü hayırsız evlat yalnızca düştüğünde ana babasını arar.
- Her kimin evladı var, başından büyük derdi var: Çocuk büyütmek yetiştirmek, onların ihtiyaçlarını karşılamak kolay bir şey değildir. Ama insan evladı için bütün bu sıkıntılara seve seve katlanır.
- Herkes ana baba evladıdır: Her insanın bir anne babadan, bir aileden geldiğini ve değerli olduğunu ifade eder. Kimseyi küçümsememek ve herkesin insani değerlerini anlamak gerektiğini vurgular.
- İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder*: Babaya ün kazandıran da el içine çıkamayacak bir duruma düşüren de çocuklarının tutumlarıdır.
- İyi evlat tutar ananın malını, kötü evlat satar ananın malını: İyi evlat anasına saygı gösterir, malını korur; kötü evlat ise, anasına üzüntü verir, çalışmaz, serserilik eder, malını tüketir.
- Kardeşin büyüğü baba, küçüğü evlat yerine geçer: Ağabey baba gibi, küçük kardeş öz evlat gibi sevilir.
- Karga yavrusuna bakmış, "benim ak pak evladım" demiş (Kuzguna yavrusu anka görünür): Başkalarına çirkin, sevimsiz, yaramaz görünse de herkes kendi çocuğunu güzel ve kusursuz bulur.
- Keten gömlek olmaz dokutmayınca, evlat alim olmaz okutmayınca: Bir şeyin, malzemesi ve yapımı iyi olmazsa o şeyden iyi verim alınmaz. Aynı şekilde insan evladının eğitimine önem vermezse onun cahil ve bilgisiz kalmasına neden olur.
- Kız evladı yerine düşerse bir eyerli at, yerine düşmezse bir uyuz it: Kız çocuğu soylu, hoşgörülü bir aileye gelin giderse mutlu bir yaşam sürer; eğer geçirimsiz, fesat kimselere düşerse sürekli itilir, kakılır, hayatı zindan olur.
- Mal istersen bedeninden, evlat istersen belinden: Mal sahibi olmak için çalışıp emek harcamak gerekir. Çocuk sahibi olmak için de sağlıklı ve güçlü olmak gerekir.
- Ya evlat bir, ya ocak kör (gerek):
- Bir kişinin yalnızca tek bir evladı olmasının, o evladın aileyi destekleyici bir rol üstlenmesi ve soyun devam etmesi açısından yeterli olduğunu ifade eder.
- İnsanın hayırsız evlatları olacağına ya hayırlı bir tek evladı olması ya da hiç çocuğu olmaması gerektiğini belirtir.
- Zenginin malı züğürdün evladı var: Yoksulun serveti çocukları ve onlardan bekledikleri parlak gelecek umududur.
Ayrıca bkz.:
Çocuk ile ilgili atasözleri ve deyimler
Oğul ile ilgili atasözleri ve deyimler
Kız ile ilgili atasözleri ve deyimler
Soru/Yorum Formu