Evlat nedir ne demektir? Evlat ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Bir anne ve kucağındaki bebeği
Evlat sevgisi
  1. Bir kimsenin oğlu ya da kızı, çocuk: Ana başa taç imiş, her derde ilaç imiş / Bir evlat pir olsa da, anaya muhtaç imiş.
  2. Soy, döl: Asker evladı.
  3. Belli bir özelliğe sahip veya belli bir gruptan olma: Yüksek bir tahsil görmedim ama ben de efendi evladıyım. (P. Safa)
  4. (ünlem) Yaşlı kimselerin, çocukları yaşında olanlara seslenme biçimi: Evladım saat kaç.


Evlat ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "evlat" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Evlat acısı gibi içine çökmek (koymak): (deyiminin anlamı) Yitirdiği bir şeye çok üzülmek: Karagöz Paşanın ölümü evlat acısı gibi yüreğine çökmüştü (Y. Bahadıroğlu). Masraflar evlat acısı gibi koydu.
  • Evlat edinmek: Yasayla belirtilmiş koşullar içinde, bir başkasının çocuğunu kendi çocuğu gibi kabul edip ona bir evlada tanınan hakları tanımak: Beni atının arkasına bindirdi. Evlat edindi, yetiştirdi, okuttu, evlendirdi. (A. Tasar)
  • Evlâd-ı şühedâ: Şehitlerin çocukları: Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin temel amacı evlad-ı şüheda ve savaş nedeniyle yoksulluk içine düşmüş çocukların bakım ve korunmasını sağlamaktı. (N. Özbek)
  • Evladü ıyal: Çoluk çocuk: Mal, mülk, evladü ıyal, rütbe, makam, şan, şeref, hepsi burada kalacak. Görünmez bir hayat defteri gidecek insanla birlikte... (A. Taşgetiren)
  • Hanım evladı: Nazlı büyütülmüş, çıtkırıldım kimse: Tam bir hanım evladıydı. Oyunlara pek katılmaz, azgınlık etmezdi. Gene de severdik onu... (M. Fuat)
  • İnsan evladı: İyi insan, iyi kimse, adem evladı: Beğenmiştim damadımı, insan evladıydı, sessiz, ağzı var dili yok biriydi. Nasıl da sevmiş, nasıl da sevinmiştim. (B. Günel)
  • Üvey evlat gibi tutmak (saymak): Horlanmak, haksızlık etmek, iyi davranmamak
  • Üvey evlat muamelesi yapmak:
    1. Dışlamak: Önceliğin bende olması gerektiğini hatırlattım, hiç dikkate almadı, üvey evlat muamelesi yaparak beni refüze etti. (C. Özer)
    2. Kötü davranmak: Emine'nin oğluna üvey evlat muamelesi yapmıyordu. (H. Mutlu)


Evlat ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "evlat" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Evlat kısmı şirin lokmadır, ne iyisinden geçilir, ne kötüsünden: İnsan iyi huylu olsun kötü huylu olsun evladından vazgeçemez.
  • Evlatsız yurt, odunsuz ocağa benzer: Çocuk sahibi olamayan ailelerde neşesiz bir hayat hüküm sürer.
  • Evladı ben doğurdum ama gönlünü ben doğurmadım*: Bir kimse evladına emredip birçok şey yaptırır ancak onun gönlüne, seveceğine hükmedemez.
  • Evladı olmayanın insafı da/merhameti de olmaz: Çocuk sahibi olan insanlar merhamet konusunda diğer insanlara nazaran daha duyarlı olurlar.
  • Evladın hamı tatlı olur: (atasözünün anlamı) Çocukların küçük yaşlarda daha sevimli ve tatlı olduklarını anlatır. Küçük yaşlardaki masumiyetleri ve sevimlilikleri çevreleri tarafından daha çok sevilir.
  • Evladın mı var, derdin var*: Çocuk sahibi olan ana babalar onların her türlü ihtiyaçlarını karşılamak, her türlü sorunlarıyla ilgilenmek zorundadırlar.
  • Evladın varsa bin derdin var, evladın yoksa bir derdin var: Çocuk sahibi olanlar onu yetiştirmek için bir sürü sıkıntıya katlanmak zorundadır. Çocuğu olmayanların da bir tek üzüntüsü vardır, o da çocuk özlemi.
  • Evladını dövmeyen dizini döver: → Kızını dövmeyen dizini döver
  • Ağaç dikmek bir evlat yetiştirmek kadar uğurludur: Ağaç dikmek ve evlat yetiştirmek, bir bakıma geleceğin garantisidir.
  • Ağaç sevgisi olmayanda evlat sevgisi olmaz: Ağaçlara ve doğanın güzelliklerine acımasız davranan insan, kendi çocuklarına da gereken sevgi ve şefkati göstermez.
  • Ana baba evlat için, evlat kendi başı için: Anne ve babalar, çocukları için yaşar, yaptıkları her işi çocukları için yaparlar; oysa çocukları sadece kendilerini düşünürler.
  • Ana evladından geçmez: Bir anne çocuğundan hiçbir şekilde vazgeçmez, vazgeçemez.
  • Ana evladını atmış, yar başında tutmuş: Annelerin çocuklarına kızgınlıkları merhametlerinden ötürü bir yere kadardır ve anneler o sınırı hiç geçmezler, geçemezler.
  • Anaların baş derdi, evladı baş göz etmek: Anneler her zaman çocuklarının yuva kuracağı günleri hayal ederler.
  • Ananın dostu damat, babanın dostu evlat: Bazı damatların kayınvalideleriyle gerçek oğulları gibi samimi ve yakın ilişkiler kurabildiğini ifade eder. Evlilik ilişkilerinde bazı durumlarda damatların, özellikle kaynanalarıyla çok iyi geçinebildiğini ve aralarında güçlü bir bağ oluştuğunu anlatır.
  • Atalar sözü evlada mirastır: Atasözleri sonraki kuşaklara kalan en değerli bilgilerdir.
  • Atasına düşman olan, evladına dost olmaz: Anne ve babasını sevmeyen, onlara kin güden kişilerin içi kötülükle dolar. Çocukları olduğu zaman onlara hiçbir zaman sevgi ve şefkat göstermezler.
  • Baba borcu evlada düşer: Babanın değerli şeylerinin evlatlarına miras kalması gibi borçlarının da sorumluluğu mirasçılarına kalır.
  • Baba (evlat, oğul) ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği*: Bir kadın için babasının veya çocuğunun evinde barınıp onların eline bakmak çok kötü bir durumdur; onun gönül ferahlığı ile yaşayacağı yer, kocasının evi, serbestçe harcayacağı para kocasının parasıdır.
  • Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana* (Sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir evlat gerek kazana): Sorumlu, akıllı bir evlat baba malına güvenmez, kendi yaşamını kendisi kazanır.
  • Babanın kârı evlada miras: İnsanın yaşamı boyunca kazandığı neyi varsa öldüğünde bunların hepsi çocuklarına kalır.
  • Bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez*: Bir baba, çocukları ne kadar çok olursa olsun hepsine bakar da çocuklar, babalarına bakmayı hep kardeşlerinden bekledikleri için, babaları ortada kalabilir.
  • Buyurmadan tutan evlat, çağırmadan kalkan avrat, orada olur devlet (Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at): Bir ailede çocukların itaatkâr, eşin de çalışkan ve uyumlu olmasıyla huzur ve mutluluğun sağlanacağını ifade eder. İyi bir aile düzeni, bireylerin ve iş görenlerin sorumluluklarını gönüllü şekilde yerine getirmesiyle kurulur.
  • Dadıya dadanan, evlat yüzüne hasret kalır: Evde durmayıp çocuğuna bakıcı tutan anne baba çocuk sevgisini doyasıya yaşayamaz.
  • Dört göz bir evlat içindir*: Anne ve babanın bütün emek ve didinmesi evlat içindir.
  • El oğlu evlat olmaz: Başka birinin çocuğu insana kendi çocuğu gibi gelmez. Bir kişinin doğrudan soyundan gelmeyen kişilere tamamen güvenmemesi gerektiğini ifade eder.
  • Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at, kapında varsa kaldır at: İşe yaramayan ya da sorumluluklarını yerine getirmeyen kişi ve şeylerin faydadan çok zarar getireceğini ifade eder. Hayatı kolaylaştırmayan kişi ya da şeylerle vakit kaybetmemek gerektiği vurgulanır.
  • Ev yanığı etekte, evlat yanığı yürekte:
    1. Maddi dünya ile ilgili şeyleri kaybettiğimizde o kadar çok üzülmeyiz, ama bir yakınımız öldüğünde onu kaybetmenin acısını yüreğimizde duyar, sarsılırız.
    2. Anne baba evladını kaybedince çok üzülür.
  • Günden evvel kalkan evlat, o evde olur devlet; günden sonra kalkan evlat, o evde olur mu bereket: Sabah güneş doğmadan kalkıp işine başlayan insan başarılı ve mutlu olur.
  • Hayırlı babanın hayırsız evladı: Ana babalar çocuklarına ne kadar emek verip büyütse de bazen onlardan nankörlük görebilirler.
  • Hayırlı evlat neylesin malı, hayırsız evlat neylesin malı (Akıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata malını veya Oğlum deli malı neylesin, oğlum akıllı malı neylesin)*:
    1. Akıllı evlat kendisi çalışıp kazanır, miras kalacak mala gereksinme duymaz. Akılsız evlat ise kendi çalışıp kazanamadığı gibi miras kalacak malı da gereği gibi değerlendiremez, kısa sürede tüketir.
    2. Önemli olan mülk değil, onun kullanım biçimidir.
  • Hayırsız evlat, baba ocağına incir diker: Bir kişinin ailesine karşı sorumluluklarını ve saygısını korumasının önemini vurgular. Aile üyelerinin birbirlerine karşı iyi niyetli ve sevgi dolu davranışlarda bulunmaları gerektiğini hatırlatır.
  • Hayırsız evlat dermansız dertten beterdir: İnsan hayırsız bir evlada sahip olunca bundan büyük üzüntü duyar. Çünkü hayırsız evlat yalnızca düştüğünde ana babasını arar.
  • Her kimin evladı var, başından büyük derdi var: Çocuk büyütmek yetiştirmek, onların ihtiyaçlarını karşılamak kolay bir şey değildir. Ama insan evladı için bütün bu sıkıntılara seve seve katlanır.
  • Herkes ana baba evladıdır: Her insanın bir anne babadan, bir aileden geldiğini ve değerli olduğunu ifade eder. Kimseyi küçümsememek ve herkesin insani değerlerini anlamak gerektiğini vurgular.
  • İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder*: Babaya ün kazandıran da el içine çıkamayacak bir duruma düşüren de çocuklarının tutumlarıdır.
  • İyi evlat tutar ananın malını, kötü evlat satar ananın malını: İyi evlat anasına saygı gösterir, malını korur; kötü evlat ise, anasına üzüntü verir, çalışmaz, serserilik eder, malını tüketir.
  • Kardeşin büyüğü baba, küçüğü evlat yerine geçer: Ağabey baba gibi, küçük kardeş öz evlat gibi sevilir.
  • Karga yavrusuna bakmış, "benim ak pak evladım" demiş (Kuzguna yavrusu anka görünür): Başkalarına çirkin, sevimsiz, yaramaz görünse de herkes kendi çocuğunu güzel ve kusursuz bulur.
  • Keten gömlek olmaz dokutmayınca, evlat alim olmaz okutmayınca: Bir şeyin, malzemesi ve yapımı iyi olmazsa o şeyden iyi verim alınmaz. Aynı şekilde insan evladının eğitimine önem vermezse onun cahil ve bilgisiz kalmasına neden olur.
  • Kız evladı yerine düşerse bir eyerli at, yerine düşmezse bir uyuz it: Kız çocuğu soylu, hoşgörülü bir aileye gelin giderse mutlu bir yaşam sürer; eğer geçirimsiz, fesat kimselere düşerse sürekli itilir, kakılır, hayatı zindan olur.
  • Mal istersen bedeninden, evlat istersen belinden: Mal sahibi olmak için çalışıp emek harcamak gerekir. Çocuk sahibi olmak için de sağlıklı ve güçlü olmak gerekir.
  • Ya evlat bir, ya ocak kör (gerek):
    1. Bir kişinin yalnızca tek bir evladı olmasının, o evladın aileyi destekleyici bir rol üstlenmesi ve soyun devam etmesi açısından yeterli olduğunu ifade eder.
    2. İnsanın hayırsız evlatları olacağına ya hayırlı bir tek evladı olması ya da hiç çocuğu olmaması gerektiğini belirtir.
  • Zenginin malı züğürdün evladı var: Yoksulun serveti çocukları ve onlardan bekledikleri parlak gelecek umududur.

Ayrıca bkz.:
Çocuk ile ilgili atasözleri ve deyimler
Oğul ile ilgili atasözleri ve deyimler
Kız ile ilgili atasözleri ve deyimler
( 0 soru/yorum )