- Ağzın, dışarıya doğru kıvrılan üst ve alt kenarlarından her biri.
- (mecazi) Üst kenar.
- (edebiyat) Divan edebiyatında: Abıhayat, şeker, yakut, lal.
Dudak ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler
- Dudak benzeşmesi: (dil bilim) Dudak ünsüzlerinin ya da yuvarlak ünlülerin düz ünlüleri etkileyip yuvarlaklaştırması. Örnek: okıdı > okudu. o bir > öbür.
- Dudak çukuru: Üst dudağın ortasındaki oluk.
- Dudak değmez: (edebiyat) İçinde dudak ünsüzlerinden hiçbiri bulunmayan, divan edebiyatında sınırlı ölçüde kullanılan bir koşuk türü.
- Dudak eşlemesi: (sinema) Seslendirmede, perdedeki görüntüde yer alan dudak hareketlerine uygun ses çıkarma.
- Dudak payı bırakmak: Bardak ya da fincan gibi kapları, iyice doldurmayıp ağzında yaklaşık yarım santimetre derinliğinde boş yer bırakmak.
- Dudak ünsüzü: (dil bilim) Ağız boşluğundan gelen havanın dudaklara çarpıp patlamasıyla ya da dudakların aralığından sızmasıyla oluşan ünsüz. Abla, bulama, kap, av, laf sözcüklerinde görülen b, m, p, v, f ünsüzleri dudak ünsüzleridir.
- Dudaktan okuma: İşitme duyusundan yoksun bir kimsenin konuşan bir insanın söylediklerini onun dudak hareketlerini izleyerek anlaması.
Dudak ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "dudak" sözcüğü geçen deyimler ve açıklamaları:
- Dudak bükmek: Bir şeyi beğenmediğini davranışlarıyla anlatmak.
- Dudak sarkıtmak: Somurtmak.
- Dudağı uçuklamak: (deyiminin anlamı) Çok korkmak.
- Dudağını ısırmak: Biçimsiz bir durum karşısında şaşırmak.
- Dudağını bükmek: Ağlamaklı olmak.
- Dudakları titremek: Ağlayacak gibi olmak. Dudakları titriyor, ağlamamak için kendini zor tutuyor.
Soru/Yorum Formu