- Şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilemeden hareketsiz kala kalmak.
Hafize bir şey olduğunu hissetmişti sanki; durdu, dili tutulmuştu. Ne ağzını açabiliyor, ne bir şeyler söyleyebiliyordu. Donakalmıştı, bakakalmıştı, taş kesilmiş gibiydi. (İlgili cümle kaynağı: H. Alptekin) - Umutları boşa çıkmak, eline bir şey geçmemek.
Sona kalan dona kalır. (Atasözü)
Soru ve Yorumlar: 2
Soru/Yorum Formu