Derste uyuyan tembel öğrenci |
- Öğretmenin öğrencilere verdiği bilgi.
- Öğrencilerin öğrenmek zorunda olduğu bilgi.
- Bir dersi tamamlamak için konulan süre.
- Öğretim okutma.
- Öğüt, uyarma, azarlama gibi uslandırıcı davranış. Aferin iyi benzettin. Bu ders ona on yıl gider.
- (mecazi) Akıl verme ya da birinden akıl alma.
- Ders olmak: Başa gelen bir olay, ileriki davranışlar için uyarıcı, öğretici, örnek olmak.
Ders ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "ders" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Ders almak: Sonucunda zarar verici olan, olumsuz bir olaydan tecrübe kazanmak.
- Ders vermek: (deyiminin anlamı) Uyarıcı, yol gösterici sözler söylemek ya da davranışlarda bulunmak.
- Dersini almak: Azarlanmak, cezalandırılmak, birinden haddini bildirecek bir davranış görmek.
- Dersini vermek: Uyarmak için birine, hoşuna gitmeyecek bir davranışta bulunmak.
Soru/Yorum Formu