Deri |
- İnsan ve hayvan vücudunu saran, yumuşak ve elastik, tüy, kıl veya pulla kaplı koruyucu örtü ya da tabaka: Kaşıya kaşıya derisi kabardı. (O. Kemal)
- Hayvan elde edilen bu tabakadan yapılmış: Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri çantası. (N. Cumalı)
- İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu.
- Soyulmadan yenen yemişlerin ince kabuğu ya da soyulan yemişlerde kabuk altındaki zar.
Deri ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "deri" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Deri bağlamak: (Yara) İyileşip üzerini taze deri örtmek: Tabanlarımın altı yeni deri bağladı. (F. Baysal)
- Derisi kemiklerine (kemiğine) yapışmak: Çok zayıflamak, bir deri bir kemik kalmak: Köse sakallı, koyu esmer, derisi kemiklerine yapışmış, kuru bir adamdı. (E. Ayaz)
- Derisine sığmaz (olmak): (deyiminin anlamı)
- Çok kibirli (olmak).
- İçi içine sığmamak: Öyle sevindi ki derisine sığmaz oldu (N. Demir)
- Derisini yüzmek:
- Derisini soymak, sıyırmak: Hemen bir koyun kesip derisini yüzdü ve etlerini parçaladı. (M. Eriş)
- (mecazi) Birinin varını yoğunu elinden almak: Kudüs'ün kanını emdi, derisini yüzdü haçlı haydutlar. (A. Açıkgöz)
- Bir deri bir kemik (kalmak): Çok zayıf (olmak): Ekinlerimiz ve otlaklarımız kurumuş, hayvanlarımız bir deri bir kemik kalmıştı. (H. K. Tongar)
- Eşek derisi gibi:
- Utanmaz, duygusuz [→ Yüzü (suratı) eşek derisi]: Hayır yüzlerinin zırnık kadar kızaracağını sanmam. Kalın deri. Eşek derisi gibi. (S. Topal)
- Çok sert, çok kalın.
- İt dişi domuz derisi: Sevilmeyen iki kişi arasındaki anlaşmazlıktan duyulan hoşnutluğu anlatan bir söz: Yedi düvel birbirine karışıyormuş. Oh olsun! İt dişi, domuz derisi! İnşallah birbirlerini yerler... (E. E. Talu)
- Yüz surat davul derisi: Hiç utanması olmayanlar için söylenir: Bu gibilere "Yüzü davul derisi gibi" ya da "Alın derisi değil davul derisi taşıyor mübarek" derler (H. V. Velidedeoğlu).
- Yüzünün derisi kalın: Utanmaz: Bu kadar aşağılanma, yüzünün derisi kalın olan birisi için vız gelir tırıs giderdi elbette. (E. Ş. Can)
- Yüzünün derisi yere geçmek: Bir başkasının davranışından onun hesabına utanç duymak.
Deri ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "deri" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Alın derisi değil ya, davul derisi: Birinin ya da bir şeyin asıl ve önemli olan kısmının ne olduğunu vurgulamak için kullanılır. Bir şeyin adını doğru koymak veya konuyu açıkça ifade etmek gerektiğini ifade eder (?).
- Avradı eri saklar, peyniri deri*: Bir kadının ne şekilde yaşayacağı kocasının tutumuna bağlıdır.
- Ayıyı evvela öldür de sonra derisini sat: Bir işi tamamıyla bitirmedikten sonra sonuçlarından fayda bekleme.
- Bir tilkinin derisi iki defa soyulmaz (yüzülmez): Bir kişiden ya da bir kaynaktan aynı şekilde ve tekrar tekrar fayda sağlamanın mümkün olmadığını ifade eder. Aynı şeyi tekrar kullanarak daha fazla çıkar elde edilemeyeceğini vurgular.
- Demir donlu ölüp gider, deri donlu kalıp yaşar: Sağlam ve güçlü görünen şeylerin bile zamanla yok olabileceğini, ancak daha esnek ve uyumlu olanların hayatta kalabileceğini ifade eder.
- Devenin derisi (yünü, silkintisi) eşeğe yük olur (Deve ölürse derisi eşeğe yük olur)*: Büyük insanlar ölünce bıraktıkları sıkıntılar, zorluklar küçüklere yüklenir.
- Domuz derisi post olmaz eski düşman dost olmaz*: Birçok nedenin birbirini izlemesiyle sürüp gelmiş olan eski düşmanlık, dostluğa dönüştürülemez.
- Etle deri, yemekle diri: İnsanın temel yapısı eti, kemiği ile derisidir. Ama gereken besin alınmadıkça bunlarla ayakta durulamaz.
- Güzeldin hani yerin, etliydin hani derin: Bir zamanlar güzel veya güçlü olan şeylerin zamanla değişebileceğini ya da eski değerini kaybedebileceğini ifade eder. İnsanların ya da durumların, geçmişte sahip oldukları özelliklerin artık geçerli olmadığını vurgular.
- İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez; tatlı dilinden başka nesi var*: İnsanlar toplum içinde tatlı dilleriyle bir yer edinirler. Onların kendilerini sevdirmeleri için verecekleri başka şeyleri yoktur.
- İt derisinden post olmaz*: Aşağılık kimse veya şey, yüce ve temiz bir amaca hizmet edemez.
- İt kışı geçirir/çıkarır amma gel derisinden sor: Zorlukların atlatılabileceğini ancak bu süreçte büyük yıpranmaların olacağını ifade eder. Kişi sıkıntılı dönemleri aşar, fakat bu süreç onu fiziksel veya ruhsal olarak olumsuz etkiler.
- Keçinin meşeye (palamuda, sumağa) ettiğini külü derisinden çıkarır: Keçi meşe yapraklarını ağaca zarar verircesine tüketir. Keçinin derisi ise sumak ve meşe külü ile tabaklanır (işlenir). Atasözü, bu aşamada keçinin derisinin hırpalanmasıyla, meşenin elinden yaptıklarının cezasını çekmiş olduğunu ifade eder. İnsanların kötülüklerinin de zamanla kötülüğü yaptıkları yerden karşılığını bulacağını belirtir.
- Kışın koca öküze bakmazsan, yazın derisini yüzersin: Geçimimizi sağlayan şeylere önem ve bakım göstermediğimizde, ihtiyacımız olduğunda bu şeylerin işimize yaramayacağını ifade eder.
- Öküzü olana gön borç verirler: Çok malı olan kişi borcunu kolaylıkla ödeyebileceği için, o kişiye herkes güvenerek borç verir (gön: hayvan derisi).
- Soğuk "Kırk kat keçe, ben ondan geçe; bir kat deri, ben ondan geri" demiş (Dokuz keçe, su geçe; bir deri, soğuk geri): Deri giysiler, yünlü giysilerden çok daha sıcak tutar; bunun için kat kat yünlü giymektense tek kat deri giyinmek kafidir.
- Söz dediğin yaş deridir, nereye çekersen oraya gider*: Söylenen bir sözün anlamı yorumlanmaya göre değişir.
- Tabak sevdiği deriyi taştan taşa (yerden yere) çalar*: "Birinin yakınlarına gösterdiği sert davranış onun iyiliği içindir" anlamında kullanılan bir söz (tabak: Deri, post vb.ni temizleyin işleyerek kullanabilecek duruma getiren usta).
- Yaş deri nereye çeksen oraya uzar: Saf ve toy kişiyi herkes kolayca kandırıp istediği yola sokabilir.
Soru ve Yorumlar: 4
Soru/Yorum Formu