- İstenilsin ya da istenilmesin, arayarak ya da aramadan bir şeyle ya da bir kimseyle karşılaşmak: Kitabı hiçbir yerde bulamadım. Sonunda belasını buldu.
- Yitirilen bir şeyi elde etmek: Yitirdiğim cüzdanı buldum.
- Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak: Amerika'yı Kristof Kolomb buldu.
- (Zamanda ya da mekanda) Bir yere, bir noktaya erişmek: Akşamı bulmak. Konuşa konuşa büroyu bulmuşuz. Atılan kurşun o çocuğu buldu. Kazancı milyonları buldu vb.
- Bir şeyin durumuyla ilgili bir yargıya varmak: Hastanızı iyi buldum. Bu kumaşı nasıl buluyorsun?
- Bir şey elde etmek ya da bir duruma uğramak: Rahat bulmak, huzur bulmak, ettiğini bulmak, Allah'tan bulmak vb.
- (Kabahat, suç, kusur için) Yüklemek: Baha kabahat bulma, ben de böyle olacağını vaktinde söylemiştim.
- Bir şeye ulaşmak ya da ermek: Son bulmak, şifa bulmak vb.
- Hatırlamak, çıkarmak: Adını bir türlü bulamıyorum.
- Sağlamak: Arpa, saman, yağ, yumurta ne bulursak göndereceğiz. (İlgili cümle kaynağı: M. Ş. Esendal)
Bulmak ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "bulmak" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Bula bula ... bulmak: (deyiminin anlamı) Seçilen, uygun sayılan şeyin ya da kimsenin niteliksizliğini, dolayısıyla o seçimi yapan kişinin beğenisinin küçümsendiğini anlatır.
- Buldukça bunar (bulmuş da bunuyor, bulup da bunamak): Elinde olanla yetinmeyerek daha çoğunu istemek.
- Buldun bal alacak çiçeği: Yararlanacak kişiyi ya da yararlı şeyi eline geçirdin.
- Bulup buluşturmak: Çok çaba göstererek, koşulları zorlayarak bulmak.
- Bulunmaz Hint kumaşı: (alay) Pek az rastlandığı ve pek değerli olduğu düşünülen şey: Neden geçmezmiş ele?.. Bulunmaz Hint kumaşı değil ya!.. (K. Tahir)
Bulmak ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "bulmak" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Buldum bilemedim, bildim bulamadım: (atasözünün anlamı) Kişi elinde fırsat varken bundan yararlanmayı bilmez, yararlanma yollarını öğrendiği zaman da eline fırsat geçmez.
Soru/Yorum Formu