![]() |
Çarık |
- Kenarları kıvrılıp iki ucu dikilen, ham deri parçasından yapılan, ayağa bağlanarak giyilen pabuç: Türk askeri manda leşlerinin derisinden çarık yapıp giyiyordu. (Y. K. Karaosmanoğlu)
- Yokuş aşağı inen at arabasını frenlemek için tekerleğine sürülen demir levha, tekerlek pabucu.
- (argo) Para cüzdanı: Şu hacıağanın çarığını tırtıklayıver (F. Develioğlu). Şu giden çarıklıdakiler bizde olsaydı dünyanın keyfini çıkarırdık! (O. C. Kaygılı)
- (argo) Otomobilin dış lastiği: Çarıkları yenilemeli.
- Kazıkların toprağa saplanan uçlarına, güçlendirme amacıyla geçirilen konik maden parça.
Çarık ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "çarık" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Çarığı çekmek:
- Gitmeye hazırlanmak, yola çıkmak: Ha deyince çarığı çekip batan günle birlikte yola düşemiyorum. (A. İlhan)
- Bir işe başlamak.
- Çarığı çıkarmak: Kibarlaşmak, köylülükten kurtulmak.
- Çarığı çıkmak: Çok eskimek.
- Çarığı ters giydirmek: Oyun etmek, istediği yola getirmek, haddini bildirmek: Şu Karaoğlan, şeytana çarığını ters giydirecek bir delikanlıydı (M. Niyazi). Şeytana çarığını ters giydirecek kadar dessas ve fettan bir kadın olan kalfa... (Z. Şakir)
- Çarığını ayağına çekmek (Demir çarığı çekmek): Uzun bir yolculuğa çıkmak: Çarığını ayağına çekip, azık torbasını sırtına attığı gibi yürümüş. "Bu yol bizi nereye götürür, gün ne getirir görelim," demiş (H. Köseoğlu). "Çek demir çarığı ayağına, al eline demir asayı, ara derdinin dermanını; bak gör, mutlaka bulacaksın!" (M. Pekel)
- Çarık çürük: → Çürük çarık
- Çarıklı erkanı harp (diplomat): Hiç okumamış olduğu halde umulmadık şeyler düşünüp söyleyen, kurnaz ve uyanık köylüler için şaka yollu söylenir: Bu işte akıl hocalığını "çarıklı erkanı harp" deyimine gerçekten layık olan odacısı Hasan yaptı (O. Koloğlu). Bunlara boşuna çarıklı erkanı harp dememişler... Onlar topraktan öğrenip kitapsız bilendir. Dedim ya bir bildikleri var besbelli. (S. M. Yurdanur)
- Car başta, çarık ayakta: Hazır vaziyette (car: büyük şal veya çarşaf): Sen ise her gün car başta, çarık ayakta... (H. Fedai)
- Demir çarık, demir asa: Gidilecek yolun demir çarık ve demir asa gerektirecek kadar uzun ve meşakkatli olduğunu anlatmak için kullanılır: Oğlan, demir çarık demir asa düşer yollara... Gece demez, gündüz demez aşılmaz dağlardan, geçilmez sulardan geçerek dokuz dağın arkasındaki perili köşke varır. (F. Alsaç)
Çarık ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "çarık" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Çarığa bakma, yürüğe bak: Bir şeyin dış görünüşüne değil, işlevine ve işe yarayıp yaramadığına bakılması gerektiğini ifade eder. Önemli olan süs ve gösteriş değil, işin hakkını vermektir.
- Çarık çarıkla, sarık sarıkla: İnsanların kendi seviyelerine uygun kişilerle dostluk veya ortaklık kurmaları gerektiğini ifade eder. Farklı şartlara sahip kişiler bir araya geldiğinde uyum sağlamak zor olabilir.
- Ahmağın karnı doyunca çarığına bakar: Çıkarcı kişi bir yerden istediğini aldıktan sonra bir an önce oradan ayrılmak ister.
- Altından çarık giysen gene adı çarıktır: Bir şeyin özünün değişmeyeceğini, ne kadar değerli hale getirilse de asıl niteliğinin aynı kalacağını ifade eder. Görünümü değiştirilen veya süslenen bir şeyin asıl yapısı değişmez.
- Bizim çarık sizin çorba içinde, sizin tavuk bizim torba içinde: İşlerin karıştığını ve kimin neye sahip olduğunun belirsiz hale geldiğini ifade eder. Düzenin bozulduğu, hak ve mülkiyetin karıştığı durumları anlatmak için kullanılır.
- Çabalama ile çarık yırtılır: Bir işi aşırı zorlamanın veya gereğinden fazla uğraşmanın bazen zarar verebileceğini ifade eder. Gereksiz yere fazla çaba harcamak, işi ilerletmek yerine mevcut olanı tüketebilir.
- Çaya varmazdan, ayağından çarığını çıkarır: Bir işin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli değilken veya sonucunu görmeden gerekli hazırlıkları yapıp harekete geçmenin aceleci ve düşüncesiz bir davranış olduğunu anlatır.
- Çobanın yağı çok olursa çarığına sürer*: Varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.
- Çok çalışan çarık yırtar, iş odur hakka vara: Başarıya ulaşmanın veya hak ettiği sonuçları elde etmenin yolu, azimle çalışmak ve gereken çabayı göstermektir.
- İlk avrat çarık, sonraki sarık (Önceki çarığı, sonraki sarığı): İnsanın elindekinin kıymetini bilmediğini, kaybettikten sonra değerini anladığını ifade eder. İlk eşine gereken değeri vermeyen kişi, ikinci evliliğinde geçmiş hatalarını anlayarak daha dikkatli davranır.
- İtten çok çarık alıp giden olmaz, ama yine ayağı yalındır: Hırsızlıkla geçimini sağlayan kişiler o kadar şey çalarlar, yine de sıkıntı içinde yaşarlar.
- Kadın kocasının çarığı, anasının sarığıdır: Kadın, kocasının çıkarıp attığı çarık gibi terk edilebilir bir durumdadır. Ama annesi onu her zaman baş tacı eder.
- Keçi bacağından çarık olmaz: Uygun olmayan malzemelerle sağlam veya işe yarar bir şey yapılamayacağını ifade eder. Yetersiz veya yanlış kaynaklarla başarı beklemek boşuna bir çabadır.
- Kuru gayret çarık eskitir*: Bilmeden yapılmaya çalışılan iş insanı yorup yıpratmaktan başka bir işe yaramaz.
- Şeytana çarığı ters giydirir, ecinniye külahı: Kurnaz ve hilekâr insanların başkalarını kolayca kandırabileceğini ifade eder. Zeki ve açıkgöz kişiler, saf veya dikkatsiz olanları aldatmada ustadır.
- Yayanın atı çarık, gücü azık: Yürüyerek yolculuk yapan kişinin en büyük dayanağının sağlam ayakkabısı ve yeterli yiyeceği olduğunu ifade eder. İnsan, şartlarına uygun olan en iyi imkânları değerlendirmelidir.
Soru/Yorum Gönder