Bostan korkuluğu |
- Sebze bahçesi: Bostanda mısır ile kabak ekiliydi (G. Karahan). Bostanda, pırasa, soğan ve sarımsak ekiliydi. (M. Kömür)
- Kavun, karpuz tarlası, bük: Bostan kelimesi Farsça'da ve oradan Divan şiirimize geçmiş manasıyla çiçek bahçesi demektir. Anadolu'da hemen daima kavun-karpuz hakkında kullanılır. İstanbul'da ise bostan denince yalnız sebze ekilen alan anlaşılır. Vaktiyle sur içinde bu gibi ekili pek çok bostan vardı. (M. O. Okay)
- Kavun ve karpuza verilen ortak ad: Köyde bostan toplamada kardeşlerimize yardım ediyorduk. (İlgili cümle kaynağı: İ. İlhan)
Bostan ile ilgili birleşik kelimeler
- Bostan beli: Toprak kazmak için kullanılan uzun saplı gereç.
- Bostan beygiri gibi: Durmadan aynı işle uğraşan kimse.
- Bostan dolabı: Sebze bahçesine kuyudan su çıkarmak için bir atla ya da beygirle çevrilen döner kovalı dolap.
- Bostan korkuluğu: Kuşları ürkütüp yaklaştırmamak için bostana dikilen büyük boy kukla.
Bostan ile ilgili deyim ve atasözleri
İçinde "bostan" kelimesi geçen atasözleri deyimler ve açıklamaları:
- Bostan korkuluğu: (deyiminin anlamı) Kendisinden beklenilen görevi yapmayan ya da kendisinden çekinilmeyen güçsüz, göstermelik kimse.
- Bostan gök iken pazar (pazarlık) yapılmaz: (atasözünün anlamı) Nasıl gelişeceği ve ayrıntıları belli olmayan bir iş üzerinde anlaşma yapılmaz.
- Bostana dadanan eşeğin, kuyruğu kulağı olmaz: Çalıp çırpmayı huy edinen kişi, her birinde yakayı ele vererek ceza göre göre insanlıktan çıkar.
- Bostancıya tere satılmaz (tereciye tere satılmaz): Bir işin ustasına, uzmanına, o işin nasıl yapılacağını öğretmeye kalkılmaz.
Soru/Yorum Formu