- İçine girecek şeyden çok büyük ya da geniş olan, gerekenden geniş olan; dar karşıtı: Yirmi yaşındaki gibi bol tişört ve bol pantolon. (S. Uyumaz)
- İstenilenden, beklenilenden, olağandan ya da alışılandan çok, kıt karşıtı: Bol para, bol ürün vb.
Bol ile ilgili birleşik fiiller
- Bol bol: Sıkıntıya düşmeden.
- Bol bol yetmek: Gereğinden fazlasıyla elde bulunmak.
- Bol gelmek: (Giyecek için) Büyük ya da geniş olmak.
- Bollukta büyümek: Bol, rahat, sıkıntısız ve hesapsız yaşamış olmak.
Bol ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "bol" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Bol biçmek: Bir şeyi bütün yönleriyle düşünüp tasarlamak, hesabı geniş tutmak.
- Bol bulamaç: Çok miktarda, bol bol.
- Bol doğramak: Parasını saçıp savurmak.
- Bol keseden atmak: (deyiminin anlamı) Yerine getirilemeyecek ölçüsüz vaatlerde bulunmak.
- Bol paça: Şapşal, dağınık.
Bol ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "bol" kelimesi geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Bol bol yiyen bel bel bakar: (atasözünün anlamı) Çokça ve geleceği düşünmeden harcayan, kazançsız kaldığı zaman acınacak duruma düşer.
Soru/Yorum Formu