![]() |
Adım |
- Yürümek ya da koşmak için yapılan ayak atışlarının her biri: Sağlam adımlarla yürümek.
- Bir adımda alınan yol (genellikle 75 cm kabul edilir): Aradaki mesafe kırk adımdır.
- Bir dizi eylem, süreç, iş içinden her biri: Bundan sonraki adımımız bütün bilgileri toplamak.
- Kısa uzaklık, kısa mesafe: İki adım atmadan seni de kalbura çevirirler. (S. Kocagöz)
- (spor) Ayakta temel duruştan, bir ayağın türlü yönlerde iki ayak boyu kadar arayla yer değiştirmesi.
- (teknik) İki dişli arasındaki aralık.
- Dansta, belli bir dizi oluşturan ayak hareketlerinin her biri.
- (edebiyat) Koşukta ritmin dayandığı hece birlikleri.
Adım ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "adım" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Adım adım:
- Ağır ağır, yavaş yavaş: İvmece yok, adım adım... (F. Baykurt). Hedefe adım adım yaklaşıyoruz. Şu tepelere çıkıp baksan kayın biraderinin yüzünü görebilirsin. (R. Özçelik)
- Safha safha, merhale merhale, aşama aşama: Doğu barışındaki taktiği, barışa adım adım ilerlemekti (F. H. Armaoğlu). İntikal hareketi şu şekilde adım adım olmuştur.
- Her yerini ve yönünü dolaşarak, tanıyarak: Cihangir, Hisar, Üsküdar, Çamlıca, İstinye!.. Adım adım, fırça yerine şiirle çizilen 'İstanbul' haritasından ataların tarihine geçiş başlar.
- (bir yeri) Adım adım gezmek: Her yerini dolaşıp görmek: Saatlerce dolaştılar. Bütün araziyi adım adım gezdiler. (T. Kılınç)
- Adım (adımını) atmak:
- Yürümek için ayağını öne doğru uzatıp basmak: İçeri girdi bir kaç adım attı, etrafı kolaçan eden gözler ile... (Rıhtım D.)
- (mecazi) Bir işe ilk kez girişmek: Esrarengiz bir yolculuğun ilk adımını atmıştı artık. (Ö. Gökçe)
- (bir yere) Adım (adımını) atmamak: Gitmemek, girmemek, uğramamak, aramamak: Koltuğuna kimseyi oturtmadım, kimse adım atmadı evimize (A. Tunç). Ama kiliseye bir daha adımını atmadı. (M. Şahin)
- Adım başı: Birbirine yakın yerlerde, sık aralıklarla: Adım başı bir ecdat yadigârı vardır tam da buralarda, birini görmeden geçmek istemem. (F. Duman)
- (bir yere) Adımını atmak: Ayak basmak, girmek, gelmek: Gemiye adımını attı ve odasına doğru yola koyuldu. (M. E. Sevinç)
- Adımını atsan para: Parasız hiçbir şey yapılamaz: Şehirde her şey para. Adım atsan para, su içsen para. Sen bilmiyon mu bunları? (T. Apaydın)
- Adımını attırmamak:
- Rahat davranmasını engellemek amacıyla sürekli olarak denetim altında bulundurmak: Takipten alıkoymuyor, ona bir adım bile attırmıyordu (G. Ataş). Ertuğrul koyunu ateş altına alan Yahya Çavuş, kıyıya çıkan İngilizlere adım attırmıyordu.
- Bir yere gitmesine engel olmak: Bırakmıyordu beni. Bir adım olsun attırmıyordu artık.
- Adımını (ayağını) denk almak: Bir işte iyi düşünüp taşınmak, dikkatli davranmak: Aman Taşbaş adımını denk al. Hayri başkaydı bu başka çünkü. (S. Kaymaz)
- Adımını denk atmak: Ölçülü hareket etmek. Uyanık bulunmak. Düşünerek hareket etmek: Adımını denk atsın. Biz bu ajanlara, vatan hainlerine, sahtekârlara, Türkiye'yi bölmeye kalkışan satılık kalemlere pabuç bırakmayız.
- Adımını geri atmak (almak): Başladığı işten geri dönmek: Zaten ağalara karşı dikilen, adımını geri atmayan insanı kim olursa olsun ovada herkes tanır, sever. İnce Memed'i de tanır (O. Şahin). Yeni bir fırsatı hazırlamak üzere, adımını geri aldı. (Y. Öztuna)
- Adımları geri geri gitmek: Bir girişimde, bir durumda kararsız ve ikircikli olmak: Oradan ayrılırken adımları geri geri gidiyordu. (M. Akbulut)
- Adımlarını açmak: Yürürken hızlanmak: Bu belâlı yerden biran önce uzaklaşmak için adımlarını açtı. (H. İ. Dinamo)
- Adımlarını seyrekleştirmek: Hızlı yürürken yavaşlamak: Gideceği yolun büyük kısmını tamamlamıştı. Adımlarını seyrekleştirdi. (G. Karahan)
- Adımlarını sıklaştırmak: Daha küçük ve çabuk adımlar atarak hızlı yürümek, ivmek, acele etmek: İçini bir endişe sardı, adımlarını sıklaştırarak torununun geldiği yöne doğru yürüdü. (A. C. Sahhar)
- Dev adımlarıyla ilerlemek: Pek çabuk ilerlemek, üst üste başarı göstermek: Bu ülküye ulaşabilmek için sayıca hızla çoğalırken, kültür, teknik alanlarında da dev adımlarıyla ilerliyoruz. (M. Salman)
Adım ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "adım" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Adım adım yer edeyim, gör sana neler edeyim (Dur ayağıma yer edeyim, bak sana neler edeyim): "Kendi güvencemi sağladıktan sonra sana yapacağımı bilirim" anlamında söylenen bir söz.
- Adımına hile katmaz: Bir kişinin dürüst ve samimi davrandığını, hiçbir işinde hile ve aldatmacaya yer vermediğini ifade eder. Doğruluğun ve güvenilirliğin, onun karakterinin temel özelliklerinden olduğunu anlatır.
- At, adımına göre değil, adamına göre yürür*: Bir işin yürüyüşü işbaşındakinin bilgisine, çabasına, tutumuna göre değişir.
- Atılan adım geri alınmaz: Verilen kararların ve yapılan eylemlerin geri döndürülemez olduğunu ifade eder. Bir işe başladıktan sonra onu geri çevirmek veya eski hâline döndürmek genellikle mümkün olmaz.
- Bir adım gelene iki adım varılır (Bana bir adım gelene, iki adım varırım): Dostça yaklaşan ve iyi niyet gösteren kişilere daha büyük bir karşılık vermek gerektiğini ifade eder. İyiliğe iyilikle karşılık vermek, insan ilişkilerinde samimiyeti ve güveni artırır.
- Bir adım geri giden, iki adım ileri atılır: Bazen geri çekilmenin veya sabır göstermenin daha büyük bir ilerleme sağlamak için gerekli olduğunu ifade eder. Küçük bir fedakârlık veya duraksama, gelecekte daha büyük kazançlar getirebilir.
- Gel bir adım varayım, iki adım: Dostluk ve yardımlaşmada karşılıklı adımların önemini vurgular. Bir kişi samimiyetle yaklaştığında, ona daha büyük bir karşılık vermek gerektiğini ifade eder.
- Kör değneğiyle yoklamadıkça adımını atmaz: Tedbirli, dikkatli kişiler bir işe kalkışırken, başaracaklarına iyice emin olmadan o işe başlamazlar.
- Sokma akıl sekiz adım gider (Koyma akıl, akıl olmaz)*: Hep başkalarının verdiği akılla hareket eden kimse, bir yere kadar başarılı olur, daha sonra ne yapacağını bilemez.
- Yedi adım yolun, bir yudum suyun hakkı vardır*: İki insanın tanışıp kaynaşması ve aralarında bir dostluk bağı oluşması için özel bir kurala, yola, yönteme gerek yoktur, kısa bir yolculuk, küçük bir ikram bile bu yakınlığı sağlayabilir.
- Yemekten sonra ya kırk adım atmalı, ya sırt üstü yatmalı: Yemekten sonra hareket etmenin sindirim için faydalı olduğunu, hareketsiz kalmanın, sindirimi zorlaştırıp rahatsızlığa sebep olabileceğini, hasta olup sırt üstü yatmaya neden olabileceğini ifade eder.
Soru/Yorum Gönder