- Bir şeyi, bir kimseyi anlatmaya, anımsamaya yarayan sözcük: Güllü, köylü adı diye, Doktor'un karısı değiştirmiş kızın güzelim adını. (İlgili cümle kaynağı: A. Nesin)
- (dil bilim) Evrendeki bütün canlı ve cansız varlıkları, duyguları, düşünceleri, durumları, olayları, bunların birbiriyle olan ilişkilerini anlatan sözcük türü: İnsan, hayvan, bitki, sevgi, ölüm, kardeşlik birer addır.
- (dil) Belirleyici bir öğeden sonra gelen ve bu öğeyle birlikte bir dizim kuran anlambirim.
- Herkesçe tanınmış, duyulmuş olma durumu: Adı bütün ülkeye yayıldı.
- Ünlü kişi: Fizikte gelmiş geçmiş en büyük ad Einstein'dir.
Ad ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Ad koymak: Çağırmak, anmak için bir canlıya, bir yere, bir şeye ad vermek: Çocuğa Mustafa adını koydular.
- Ad takmak: Bir kimseye (genellikle hoşuna gitmeyen) bir lakap yakıştırmak.
- Adı anılmamak: Sözü edilmemek ya da sözü edilmeye değer görülmemek.
- Adı batası (batasıca): "Yok olası" anlamında bir ilenme sözü: Adı batasıca yere gitmem.
- Adı geçmek: Anılmak, söz konusu olmak: Yukarıda adı geçen kitap.
- Adı sanı: Bir kimsenin herkesçe bilinen ünü.
- (Bir şeyin, bir kimsenin) Adına: O şey ya da o kimse yerine, onun hesabına: Birinin adına konuşmak. Kanun adına birini tutuklamak.
- Adını anmamak: Birinden ya da bir şeyden hiç söz etmemek.
- Adını bağışlamak: Adını söylemek (birine adını sorarken saygı göstermek üzere kullanılır): Adınızı bağışlar mısınız?
- Adınla bin yaşa!: Hoş ya da tuhaf bir söz söyleyenler için beğenme ve övgü anlamında kullanılır.
- Adıyla sanıyla: En belirli niteliğiyle.
Ad ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "ad" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Ad (isim) yapmak: Ün kazanmak.
- Adı batmak: (Sevilmeyen bir şey ya da bir kimse için) Unutulmak, artık sözü edilmemek.
- Adı bile okunmamak: Birine hiç önem verilmemek.
- Adı çekilmek: Bir kız ya da kadının ismi çıkmak, hakkında söz söylenmek, dedikodusu yapılmak.
- Adı çıkmak: Kötü bir ün kazanmak: Onun adı çıkmış yoksa fena adam değil.
- Adı ...'ya çıkmak: Öyle olmadığı halde öyle tanınmak: Adı deliye çıktı çocukcağızın.
- Adı çıkmış dokuza, inmez sekize: (deyiminin anlamı) Birinin bir kez ismi çıktıktan sonra, onunla ilgili genel kanının artık düzelemeyeceğini belirtir.
- Adı geçmek: İsmi yazılmak, ondan bahsedilmek: O, dünya tıp tarihine adı geçmiş bir doktorumuzdur.
- Adı kalmak: Bir şey ya da bir kimse ortadan çekildikten, öldükten sonra dillerde yalnız ismi dolaşmak.
- (Bir işe) Adı karışmak: Bir işe birinin karışmış olduğunu belirtmek için kullanılır.
- Adı olmak:
- Yersiz ünü olmak: Kiminin adı var, kiminin tadı var.
- Anılacak değeri, önemi olmak: Bir baş soğanın da adı mı olurmuş?
- Adı üstünde: Besbelli, ortada, apaçık.
- Adımı güveç koy amma ocak üstüne koyma: "Beni güç işleri yapıyormuşum gibi tanıt ama o işleri üzerime yükleme" anlamında kullanılır.
- Adını koymak: Karşılığını ya da fiyatını kararlaştırmak: Bu evi alabilmemiz için adını koyalım.
- Adını (defterden) silmek: İlişkisini kesmek.
Soru/Yorum Formu