Yumurta nedir? Yumurta ve yumurtlamak ile ilgili deyimler atasözleri ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Çeşitli renklerde yumurtalar
Tavuk yumurtası
  1. (biyoloji) Bir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir yavruyu oluşturan, içinde yedek besin maddesi, etrafında koruyucu bir kabuk bulunan canlı hücre: Balık yumurtası. Kuş yumurtası. Kaplumbağa yumurtası. Böcek yumurtası.
  2. Tavuk yumurtası: Sahanda yumurta. Rafadan yumurta.
  3. (mecazi) Erbezi: Koç yumurtası.
  4. Çorap onarmakta kullanılan yumurta biçiminde, tahta ya da mermer kalıp.
  5. Yumurta biçiminde olan: Yumurta topuklu ayakkabı. Yumurta kafa.


Yumurta ve yumurtlamak ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "yumurta ve yumurtlamak" kelimeleri geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Yumurta kapıya dayanmak (gelmek): Zaman daralıp iş sıkışık bir durum almak: Sınav günleri gelmiş, yumurta kapıya dayanmıştı, gündüzümü geceye katıp ders çalışıyordum! (C. Erkmen)
  • (arkasında, sırtında) Yumurta küfesi yok ya!: (deyiminin anlamı)
    1. Kendisine bir zarar getirmeyeceğini bildiği için, doğru sayılmayan bir davranışta bulunmaktan çekinmez: Sırtında yumurta küfesi yok ya, inkar eder.
    2. Sözünden cayan, döneklik edenler için söylenir: Cayar tabi! Arkasında yumurta küfesi yok ya! (H. F. Gözler)
  • Yumurtadan daha dün çıkmış: Toy olmak, toyca davranmak: Ben de yumurtadan dün çıkmadım. Kek gibi adres verecek değilim tabii. (İ. Akarçay)
  • Yumurtaya kulp takmak: Kurnazca her şeye bahane bulmak, akla gelmeyecek eleştirilerde bulunmak, bahane bulmakta usta olmak: Kayseri'nin kızları yumurtaya kulp takar. (S. Emir)
  • Yumurtayı çalkamak: Kuluçkaya yatmış hayvan (tavuk, kuş vb.) üstüne oturduğu yumurtayı çevirmek.
  • Altın yumurtlayan tavuk:
    1. Mesleği, sanatı, parası, pulu olan, geliri yerinde kimse.
    2. Çor karlı iş veya çok para kazandıran kimse: Arif'in yeteneğinin anlık bir tesadüf, büyük bir şans, tek atımlık bir mucize olmadığını görmüşlerdi çünkü. O dipsiz bir kuyu, altın yumurtlayan bir tavus, derin bir müzik kutusu, eşsiz bir müzik dehasıydı. (H. Bıçakçı)
  • Cevher yumurtlamak: Değerli sözler söylediğini sanarak saçmalamak: "Sofrada biraz fazla kaçırdığı şarabın ateşiyle daha saatlerce cevherler yumurtlayacaktı." (Ö. Seyfettin)
  • Fol yok yumurta yok: Ortada konuyla ilgili hiç bir şey yok, belli bir neden yok (bkz.: Fol nedir?): "Menevşe ortada fol yok, yumurta yok. Kendini boşa üzüyorsun. Hele bir gerçek durum belli olsun. O zaman Allah kerim." (P. Ülgen)
  • Kabuksuz yumurtlatmak: Bir işi aceleyle yaptırıp eksik kalmasına yol açmak.
  • Çeşitli renklere boyanmış paskalya yumurtaları
    Paskalya yumurtaları
    Paskalya yumurtası gibi: Yüzüne çok allık süren, aşırı makyaj yapmış olan (Paskalya yumurtası: Bir Hristiyan bayramı olan Paskalya'da çeşitli renklere boyanan yumurta): Şu suratı paskalya yumurtası gibi olan kadın, bizim okulun yeni müzik hocası. (Ö. Kaptan)


Yumurta ve yumurtlamak ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "yumurta ve yumurtlamak" sözcükleri geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Yumurta ile şaka olmaz:
    1. Önemli ve ciddi işlerde şaka veya gevşekliğe yer olmadığını ifade eder. Ciddi ve dikkat gerektiren konularda ciddiyetle yaklaşılmalıdır.
    2. Hassas, duyarlı insanlarla alay edilmemeli, onları incitmekten kaçınılmalıdır.
  • Yumurtada kıl bitmez*: Verimsiz veya kısır bir ortamda başarılı sonuçlar elde etmenin mümkün olmadığını ifade eder. Kısır bir ortamda başarılı sonuçlar beklemek, genellikle hayal kırıklığıyla sonuçlanır.
  • Yumurtadan çıkan yine yumurta çıkarır*: (atasözünün anlamı) Her canlının kendi türüne özgü özellikleri ve davranışları miras aldığını ifade eder. Bu, bir varlığın, genellikle kendi soyunun niteliklerini taşıyarak benzer sonuçlar doğuracağını belirtir.
  • Yumurtaya kulp takma (Yumurtanın kulpunu arama): her şeyin kendine ait bir açıklaması olduğunu ve gereksiz yere anlam aramaya çalışmanın yersiz olduğunu ifade eder.
  • Yumurtayı çalan öküzü de çalar: Önce ufak tefek şeyler çalan kimse daha sonra işleri büyütür azılı bir hırsız haline gelir.
  • Yumurtladığı bir yumurta, gürültüsü yedi mahalleyi tutar: Beceriksiz ve kendini beğenmiş kişilerin nadiren başardıkları küçük başarıları abartıyla duyurduklarını ifade eder.
  • Yumurtlayan tavuk bağırgan olur*: Çalışkan ve verimli kişi kendini göstermek ve yaptığı yararlı işi herkese duyurmak için sesini yükseltir.
  • Altın yumurtlayan tavuk kesilmez: Kişi, küçük bir çıkar uğruna kendisine büyük yarar sağlayan bir kaynağı ortadan kaldıracak davranışlardan kaçınmalıdır.
  • Bizim tavuk bir yumurta yumurtlar, yedi mahalle duyar; elin kısrağı küheylan doğurur, hiç sesi çıkmaz: Bazı görgüsüz insanlar ufacık bir iş başarsalar bunu herkese duyururlar, kültürlü, olgun insanlar ise başardıkları iş büyük de olsa alçak gönüllü davranırlar.
  • Bugünkü yumurta yarınki tavuktan iyidir: Ele geçmiş bir fırsat değeri az olsa bile, çok değerli ama henüz yakalanmamış fırsattan daha iyidir.
  • Bütün yumurtalarını bir sepete koyma: İnsan değerli şeylerinin hepsini aynı yerde bulundurursa bir tehlike anında hepsini de kaybedebilir.
  • Cins horoz yumurtada öter*: Çocuğun soyluluğu ve değeri daha bebekken her hâlinden anlaşılır.
  • Çil tavuğu gören içi dolu yumurta sanır: Bir olayın her zaman ayrı sonuçlara yol açacağını düşünmek yanlıştır.
  • Dün yumurtadan çıkmış bugün kabuğunu beğenmez: Kendini beğenmiş kimseler kendilerini değerli göstermek için gerekirse soyunu bile inkar ederler.
  • El oğlu yumurtaya kulp takar: İnsan birisinin hatasını yakalamayı kafasına koymuşsa onu olur olmadık şeylerle suçlar.
  • Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar*: Talih, fakire hiç gülmez; aynı sermaye zengine daha çok, fakire daha az gelir getirir.
  • Her yumurta beyaz değil: Her şeyin aynı olmadığını ve çeşitlilik olduğunu ifade eder. Her durumda, her nesne veya kişi farklı özellikler taşır.
  • Her yumurtadan civciv çıkmaz: Bazı olayların gelişmeleri benzerlik gösterse de sonuçları farklı olabilir.
  • Hırsızlık bir yumurtadan başlar:
    1. Hırsızlığın büyüğü küçüğü yoktur, ikisi de suçtur.
    2. Hırsız, hırsızlığa ufak tefek şeyler çalarak başlar, sonra büyütür.
  • Hilekardan yumurta alan içinde sarısını bulamaz: Güvenilmez kişilerin sunduğu şeylerin genellikle kalitesiz olduğunu ifade eder. Güvenilir olmayan kişilerden elde edilen şeyler, beklentileri karşılamayabilir.
  • Karga nereye gitse yine siyah yumurtlar: Görgüsüz, cahil, beceriksiz kimseler nereye giderse gitsinler huyları yine de değişmez.
  • Mart martladı, tavuk yumurtladı*: Mart geldiğinde tavuklar yumurtlamaya başlar.
  • Sana bir yumurta pişireyim; ama ev bağda, bağ da dağda: Mallarına düşkün bazı kişiler birine bir şey ikram etmek gerektiğinde hem verecekmiş görünürler, hem de vermemek için bahane uydururlar.
  • Sermayen bir yumurtaysa taşa çal*: Yetersiz olanaklarla büyük işler yapmayı tasarlıyorsan başarılı olamazsın, vazgeç daha iyi.
  • Tavuğum güzel olsun da yumurtlamazsa yumurtlamasın: Bazı insanlar güzel şeylere sırf gösteriş olsun diye sahip olmak isterler.
  • Tavuğun sadakası bir yumurta: Herkesin sahip olduğu şeylerden bir pay veya katkı sağladığında, bu katkının değerli olduğunu ifade eder. Kişinin elindekilerden, küçük de olsa, bir şeyler vermesi önemli ve değerlidir.
  • Tavuk gelen yerden yumurta esirgenmez: Değerli bir şey elde etmek için ufak tefek masraflardan kaçınılmaz.
  • Tavuk yumurtasına göre gıdaklar: Elinden fazla bir iş gelmeyen kişi bir işi başardığında bunu herkese duyurmak ister.
  • Yemi burada yer, yumurtayı başka yerde yumurtlar: Nankör insan ekmeğini yediği kimselere yardım etmez de, başkalarına yardım eder
  • Yerde yatan yumurta, gökte uçan kuş olur*: Bir şeyin doğru zamanda ve uygun koşullarda gelişmeye başladığında, gelecekte iyi sonuçlar vereceğini ifade eder. Erken aşamada olan veya henüz potansiyelini göstermeyen bir şeyin zamanla olgunlaşacağını ve başarılı olacağını anlatır.
  • Zenginin horozu bile yumurtlar*: Paralı kişi başarılı olunamayacak sanılan işlerden bile kâr sağlama yolunu bulur.


Yumurta ile ilgili birleşik kelime ve fiiller


Haşlanmış ve ortadan kesilmiş yarım yumurta
Haşlanmış yumurta
  • Yumurta akı: Kanatlı hayvan yumurtalarının piştikten sonra katılaşıp beyaz bir renk alan ve albümince zengin bölümü.
  • Yumurta bezek: Yumurta biçiminde mimari süs.
  • Yumurta kanalı: (anatomi) Dişi üreme organında yumurtayı yumurtladıktan sonra dışarı götüren kanal.
  • Yumurta ökçe: Orta yükseklikte ve az sivri ökçe.
  • Yumurta sarısı:
    1. Kanatlı hayvan yumurtalarının orta yerinde bulunan ve asıl hücrenin kendisi olan sarı bölümü.
    2. Bu renkte olan.
( 0 soru/yorum )