Yıldız şekli ve yıldızlar |
- Güneş, ay ve parlak gezegenler dışında gökyüzünde görülen ışıklı cisimlerden her biri: Doğrusu Şı'râ yıldızının Rabbi de O'dur. (Necm-49)
- (gökbilim) Güneş sistemi dışında bulunan ve çok uzakta olduğu için durağan gibi görünen gökcisimlerinden her biri: Astronomlar "gözlemlenebilir evrende" en az 1 septilyon (1.000.000.000.000.000.000.000.000) yıldız olduğunu tahmin etmektedir.
- Talih, baht, şans: Yıldızı parlamak, yıldızı düşkün, yıldızı sönmek vb.
- Herkesçe sevilen, beğenilen ya da mesleğinde çok parlayan sinema, tiyatro ya da ses sanatçısı: Bu filmde ünlü yıldızlar oynuyor.
- Bir toplulukta, bir meslekte, parlak başarı gösteren kimse: Sınıfın yıldızı, sahanın yıldızı vb.
- Bir noktadan çevreye doğru çekilmiş birçok kısa çizgi ya da üçgenden oluşan şekil: Bayrağımızdaki yıldız beş köşelidir.
- (denizcilik) Kuzey yönü: Yıldız yönüne giderek yedi saatte Kasidür burnuna geldik. (Evliya Çelebi)
- (matematik) Girintili açıları olan (genellikle düzgün çokgen): Yıldız çokgen.
- (biyoloji) Mitoz ve mayoz bölünmeleri sırasında kromozomların özel bir dizilme hali.
- Matbaacılıkta, dipnot ya da bölüm aralarına vb. konan işaret (*).
- (spor) Oyuncuların ya da hakemlerin başarı derecesini gösteren yıldız biçiminde işaret: Kaleciye spor yazarları beş yıldız vermişler.
- Yıldız biçiminde olan: Yıldız tornavida, yıldız montaj, yıldız motor vb.
Yıldız ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "yıldız" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Yıldız kaymak (akmak): Kaya gibi büyük kütleli uzay cisimlerinin hızla dünya atmosferine yanarak girmesi ve bu yanmanın neden olduğu kısa süreli ışıma: Ayın arkasından bir yıldız aktı, denize düşer gibi hızla indi (K. Bilbaşar). Derken bir yıldız kaydı, gökyüzüne geniş bir yay çizerek uzaklaştı, söndü.
- Yıldıza (yıldızlara) kement atmak: Gerçekte elde edemediği şeyler için erişilmez düşler kurmak: Bana yıldızlara kement attırdın / Sen bana , bu kadar işler ettirdin (H. Fedai)
- Yıldızı dişi: Herkesçe sevimli görülen: Çocuğun yıldızı dişi, nerede olsa seviliyor; merak etme, benim yıldızım dişidir, kendimi sevdirmenin çaresini bulmakta müşkülat çekmem. (Halkbilgisi)
- Yıldızı düşkün: Kötü talihli, şanssız (kimse): Her kim ki olur yıldızı düşkün / Göstermez ana devr-i felek gün (Şinasi)
- Yıldızı parlak: Talihli, ün kazanmış (kimse): Allah o Allah'tır ki feyzinin nûriyle kendi rubûbiyetini üstüne örtünce hırkası eskimiş dervişi bile yıldızı parlak bir hükümdar olur. (Osman Şems Efendi)
- Yıldızı parlamak: (deyiminin anlamı) Başarı yönünden herkesin dikkatini çekecek duruma gelmek, ün kazanmak, talihi açılmak: İki, üç yıl içinde Ahmet'in yıldızı parladı. Birinci ligden bir takıma geçti. (İlgili cümle kaynağı: A. Nesin)
- Yıldızı sönmek: Gözden düşmek, şansı dönmek: Fakat, hoca hakkına riayetsizliği yüzünden hat sanatındaki yıldızı sönmüş ve ömrünün son devresi nasipsiz geçmiştir. (İslam Ansiklopedisi)
- Yıldızları barışık olmak: Görüş, duygu ve düşünce yönünden anlaşmış, uyuşmuş olmak: On yıldan beri hizmetlerinde olup yıldızları barışık olduğu için ondan ayrılıkla epey elem duydu. (Atsız)
- Yıldızları barışmak: Aralarındaki geçimsizlik, anlaşmazlık sona ermek: Hususiyle Said Paşa yüzünü görmek istemezdi. Fakat sonraları yıldızları barıştı. (S. K. İrtem)
- Yıldızları saymak:
- Geceleri uyku uyuyamamak: Uyumak istedi ve fakat bir türlü başaramadı. Bütün gece yıldızları saydı. (S. Şirazi)
- Kafasına yediği sert darbe yüzünden gözlerinin önünde yıldızlar uçuşur gibi olmak: Gerçekten vurursam yıldızları sayarsın!
- Gökte yıldız ararken yerdeki çukuru görmemek: Büyük işler başarmak isterken en kolay işlerde beceriksizlik göstermek: Belki onu tanınmağa değer görmüyordu bile. Gökte yıldız ararken önündeki kuyuya düşen bilgine benzetti. (İlgili cümle kaynağı: A. Givda)
Yıldız ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "yıldız" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Ay görmüşün yıldıza minneti yoktur* (Ayı gördüm, yıldıza itibarım yok): Bir şeyin en iyisine alışan, çok iyisini görmüş olan kimse, ondan daha aşağı olanları beğenmez.
Ay yıldız göğe yaraşır - Ayın eskisini kesip yıldız yaparlar: Eski ve kullanışsız hale gelmiş şeylerin yeniden değerlendirilip başka bir işe yarayacak şekilde dönüştürüleceğini ifade eder.
- Bu bir kuyruklu yıldızdır ki kırk yılda bir doğar: Bazı fırsatlar insanın eline yalnızca bir defa geçer. Onun için bundan en iyi şekilde yararlanmak gerekir.
- Gökteki yıldıza kement atılmaz: Gerçekleşmesinin imkansız olduğu bilinen şeyler için boşuna çaba sarf etmenin yararı yoktur.
- Kuyruklu yıldız her zaman doğmaz: Kuyruklu yıldızların gökyüzünde nadir görülen olaylar olması gibi, hayatımızda da bazı fırsatlar veya özel anlar çok seyrek ortaya çıkar.
- Yılan yıldız görmeyince ölmez: Kötü niyetli ve açgözlü kimseler istediklerini elde etmedikçe rahata ermezler.
Yıldız ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
Yıldız tornavida ucu ve yıldız vida başı |
- Yıldız başlı vida: (teknik) Tornavida yuvası konik artı şeklinde olan vida türü.
- Yıldız falı: Yıldızlardan ve yıldızların hareketlerinden sonuçlar çıkararak gelecekle ilgili tahminlerde bulunma.
- Yıldız günü: (gökbilim) Dünya'nın yıldızlara göre tam bir dönüşü için geçen süre.
- Yıldız kümesi: (gökbilim) Aynı sisteme ait çok sayıda yıldızdan oluşan bütün.
- Yıldız tornavida: (teknik) Uç kısmı artı biçiminde çıkıntılı olan ve yıldız başlı vidaları döndürmekte kullanılan tornavida türü.
- Yıldız yılı: Dünya'nın bir yıldız ile iki kez aynı doğrultuya gelmesi arasında geçen süre.
Soru ve Yorumlar: 1
Soru/Yorum Formu