Yaz nedir ne demektir? Yaz ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
İki tarafı da deniz olan boş bir kumsaldaki güneş şemsiyesi
Yaz
Yılın, kuzey yarım kürede 21 Haziran'da başlayıp 23 Eylül'e kadar süren (güney yarım kürede 21 Aralık'ta başlayıp 21 Mart'a kadar süren), ilkbahardan sonra, sonbahardan önce gelen sıcak mevsimi: Yaz aylarında şehir boşalır, insanların bir kısmı yaylalara, bir kısmı da deniz kenarına tatilini geçirmeye giderdi. (E. Algan)


Yaz ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "yaz" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Yaz görmemek: Yaz mevsiminde beklenen sıcaklarla karşılaşmamak, havalar serin geçmek: Bu sene yaz görmedik, bahar gibi geçti yaz.
  • Yaz günü: Yaz sıcağında, yaz mevsiminde: Yaz günü hamamın sıcak veya soğuk olması önemli değildi . Ancak kış günü, soğuk hamam hiç çekilmiyordu. (M. Çoban)
  • Yaz kış: Bütün yıl boyunca: Yaz kış hep yeşilliğini koruyan bu ağaç, onun umudunu şeddelediği dostu idi. (M. Altan)
  • Yaza çıkmak: Yaz mevsimine ulaşmak: Mart çıktı dert çıktı / Oğlaklarım yaza çıktı (M. Bilgin)
  • Yazı getirmek:
    1. Yaz mevsimi başlamak.
    2. Havalar ısınmadan, yazlık, hafif elbise giymek: Maşallah yazı getirmişsin... Kazak bile giymemişsin! (İlgili cümle kaynağı: O. Kemal)
  • Yazlığa çıkmak: Yazı geçirecek bir yere gitmek: Yazın yazlığa çıkan aileler, bu kaplıcaya gelerek köy evlerinde yerleşir ve yaz aylarını burada geçirirler. (O. Yalçın)


Yaz ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "yaz" kelimesi geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Yaz cennetin, kış cehennemin nişanesidir: Yaz aylarında çok kolay olan yaşam şartları, kış aylarında insanlara çok zorlu günler geçirtir.
  • Yaz diye yola çıkarsan kışı gözüne al: Bir işin veya planın sadece olumlu yönlerine odaklanmanın yeterli olmadığını, olası zorlukları da göz önünde bulundurmanız gerektiğini ifade eder. Her duruma hazırlıklı olmak, başarı için önemlidir.
  • Yaz fakirin, kış zenginin: Yaz aylarında giyinme, barınma, ısınma ve beslenme masrafları az olduğundan fakirler bu dönemi mutlu geçirirler. Kışın ise bu masraflar artar bu dönemi de zenginler mutlu geçirebilirler.
  • Yaz gününün yağışı, karı kocanın döğüşü: Karı kocanın tartışmaları yaz yağmuru gibi gelip geçicidir. Yaz gününde ara sıra yağış olması nasıl yararlı olursa, evlilikte de ara sıra yapılan küçük kavgalar evliliğe tat katar.
  • Yaz kışı besler: Yazın havalar ne kadar sıcak olursa, kış için o kadar çok yağış ve soğuk oluşturur.
  • Yaz var kış var, bitmedik ne iş var: Yapılması gereken işleri bir kenara bırakıp gamsızca yaşayanlara mahsus teselli sözü.
  • Yaz yağmuru geçer, zarar etmez: Kısa süreli zorlukların kalıcı bir etki bırakmadığını ifade eder. Yaz yağmuru gibi geçici sorunlar, büyük bir zarar vermeden geçip gider.
  • Yaz yağmurudur geçer, geçer amma gömleğe: Yazın yağan yağmurlar ne kadar geçici olsa da yine de insanları ıslatır.
  • Yaz yalan, kış gerçek*: (atasözünün anlamı) Yaz sorunsuz bir mevsimdir çabucak gelip geçer ama kış hem güç, hem de uzun sürer.
  • Yaz yaz gerek, kış kış: Her şeyin doğal akışına ve düzenine uygun şekilde gerçekleşmesi gerektiğini ifade eder. Yazın sıcak, kışın soğuk olması, mevsimlerin kendi özellikleriyle yaşanmasının önemini vurgular.
  • Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı*: Yetiştirdik, büyüttük şimdi ana babasını beğenmez oldu.
  • Yazdan kışa hazırlık gerek: Gelecekte karşılaşılacak zorluklara karşı önceden hazırlıklı olmanın önemini vurgular. Yazın rahat zamanlarını, kışın ihtiyaç duyulacak hazırlıkları yapmak için kullanmak gereklidir.
  • Yazın ağzını havaya açan kışın göğe bakar: Geleceğini düşünmeyip zevk ve eğlenceye dalan kimseler gelecekte sıkıntı içinde yaşarlar.
  • Yazın araması, kışın taraması olmazsa herkes besler mandayı*: İyi bir iş yapılmaya çalışılırken karşılaşılan sıkıntılara herkes kolay kolay katlanamaz.
  • Yazın artığı kışın katığıdır: Yazın bolca elde edilen yiyeceklerin kışın da tüketilmek üzere saklanması gerektiğini ifade eder. Yazın hazırlanan ve saklanan gıdalar, kışın zorlu şartlarında değerli birer kaynak olur.
  • Yazın ayransız, kışın yorgansız olmaz: Her dönemin kendine göre ihtiyaçları ve gereklilikleri vardır.
  • Yazın azıksız, kışın yağmurluksuz yola çıkma: Herhangi bir işe koyulmadan veya yolculuğa çıkmadan önce mevsimine göre gerekli hazırlıkları yapmanın önemini ifade eder. Yazın yiyeceksiz ve kışın yağmurluksuz yola çıkmak, zorluklarla karşılaşma riskini artırır.
  • Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer (Yazda beyni kaynayanın, kışta kazanı kaynar)*: Zamanında çaba gösteren, emek veren ileride güç duruma düşmez, önceki çalışmalarının karşılığını görür.
  • Yazın çalışan, kışın gülüşür (Yazın yorulmayan, kışın kurulmaz)*: Yazın çalışan kışın rahat eder.
  • Yazın gölge hoş, kışın çuval boş (Yazın gölge kovan, kışın karın ovar)*: İyi ve güzel günlerde yalnız rahatına bakan kişi, kötü günler geldiğinde güç durumlara düşer.
  • Yazın gölgede oturanın, kışın kardır ekmeği: Yazın tembellik eden veya hazırlık yapmayan kişilerin, kışın zor durumda kalacaklarını ifade eder. Yazın yapılan hazırlık ve çalışma, kışın zorluklarıyla başa çıkmak için önemlidir.
  • Yazın serçeye kim olsa yem verir: Bolluk zamanlarında herkesin yardımsever ve cömert olabileceğini, esas cömertliğin zor zamanlarda gösterilmesi gerektiğini ifade eder. Gerçek değer, kıtlık veya zorluk anlarında yapılan yardımlarda ortaya çıkar.
  • Yazın yanmayan, kışın ısınmaz (Yazın sıcakta terleyen, kışın soğukta üşümez / Yaz günü terlemeyen kış günü donar)*: Gençliğinde tembellik edip çalışmayan yaşlandığında rahat bir yaşam süremez.
  • Yazın yaşa, kışın taşa oturma: Başımıza gelecek zararlardan korunmak için her dönem ve durumda farklı önlemler almak gerekir.
  • Yazın yorulmayan, kışın rahat edemez (Yaz yorgunluğu kış rahatlığı içindir): Elinde fırsat varken çalışıp kazanmayan fırsat elden gittiğinde başkalarına muhtaç kalır.
  • Ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır*: Ağustos ortalarında yaz sıcaklarının bittiğini anlatır.
  • At alırsan yazın al, deve alırsan güzün al, avrat alırsan gezin al: Bir şey alırken o şeyin bol ve ucuz olduğu zamanı beklemeli. Evlenmeye karar veren kişide aceleci olmamalı, anlaşabileceği uygun birini aramalı.
  • Az bilirim, uz bilirim, Hıdırellez'den sonra yaz bilirim (Getir bana Hıdırellez'i, göstereyim sana yazı): Hıdırellez ile beraber soğuklar gider ve yaz başlar (Hıdırellez: Hızır ve İlyas peygamberlerin her yıl buluştuklarına inanılan 6 Mayıs günü ve bu günde kutlanan geleneksel bayram).
  • Benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur*: Günler birbirinden çok farklı olmadığı hâlde hava yavaş yavaş ısınarak yaz, aynı biçimde yavaş yavaş soğuyarak kış olur.
  • Bir çiçekle bahar (yaz) olmaz* (Bir kırlangıçla yaz gelmez): Küçük bir belirtiyle, beklenen güzel günler hemen gelmiş sayılmaz.
  • Bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir*: Sonbaharda ekilen bir dönümlük yerden, yazın ekilen on dönümlük yerin ürünü kadar ürün alınır.
  • Deme kış yaz, oku yaz: Mevsimlerin veya diğer olumsuz durumların zorluklarına takılmak yerine öğrenmeye ve bilgi edinmeye odaklanmanın önemini ifade eder. Her koşulda çalışma, öğrenme ve gayret gösterme, başarı ve ilerleme için esastır.
  • Gönlün yazı var, kışı var*: İnsan kimi zaman neşeli, hayat dolu, iyimser olduğu gibi, kimi zaman da bunalmış, bezgin, kötümser olur.
  • Güzün gelişi yazdan belli olur: İnsan bir sıkıntıya düşeceği zaman bunu önceden hisseder. Geçmişteki ya da mevcut durumlar, gelecekte karşılaşılacak olayların işaretlerini verir.
  • Ilıya ılıya yaz gelir, soğuya soğuya kış gelir: Yaz yaklaşırken havalar yavaş yavaş ısınmaya başlar, kışın gelişi de tıpkı bunun gibi havaların yavaş yavaş soğumasından belli olur.
  • İncir yaprağı deve tabanı kadar olmayınca yaz gelmez: İnsanlar, kışın soğuk zor günlerinde, yaz aylarının hiç gelmeyeceğini sanırlar.
  • İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına* (Kış hazırlığı gör de yaz gelirse kadere): İnsan, işleri hep ters gidecek gibi önlem almalıdır; bu sayede işler kötü giderse zarara uğramaz, yolunda giderse de elbet daha çok sevinir.
  • Kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz*: Mevsiminde bol olan şey, mevsimi geçince yok olur. Bunun gibi, elverişli bir ortamda çoğalan şeyler, ortam elverişliliğini yitirince yok olur.
  • Kara dut yaprak döktü kış, kara dut yaprak açtı yaz: Her mevsimin kendine özgü özellikleri olduğunu ifade eder. Kışın bazı şeyler sona ererken, yazda aynı şeyler yeniden başlar; her iklimin kendine ait döngüleri ve zamanları vardır.
  • Karıncadan ibret al, yazdan kışı (kışa) karşıla (hazırlan)*: Çalışabildiğimiz günlerde çalışamayacağımız kötü günleri düşünerek hazırlık yapmalıyız.
  • Kasım yüz elli, yaz belli*: Kasımın 150. gününe (Kasım'ın 8. gününden 150 gün sonra yani Nisan'ın 8'ine), soğuk havaların geçip iyi havaların başladığı gün gözüyle bakılır.
  • Kış güneşine, yaz yağmuruna güvenme: Kış aylarında çıkan güneş ısıtıcı ve kalıcı olmaz; yaz yağmurları da bunun gibi geçicidir, güvenilmemelidir.
  • Kış havasına bakıp yola çıkma, yaz havasına bakıp yolundan kalma: Olumsuz hava koşullarına göre tedbirli olunması ve kötü hava şartlarında yola çıkılmaması gerektiğini, ancak güzel havalara da aldanıp sorumlulukların ihmal edilmemesi gerektiğini ifade eder. Hava koşullarının yaşam üzerindeki etkilerine dikkat çekerken, temkinli ve sorumlu davranmanın önemini vurgular.
  • Kışın dumanlı, yazın yağmurlu olsun (Yağmurluca yazın olsun, dumanlıca kışın olsun): Kışın devamlı soba yakıp her tarafın duman olacak kadar soğuk ve karlı geçmesini, yazın da havanın bol yağmurlu olmasının arzu edildiğini ifade eder (?).
  • Kışın eken yazın biçer: Tarlasını ekim zamanı eken ve gerekli özeni gösteren kişi hasat zamanı istediği ürünü alır.
  • Kışın ekmeksiz, yazın gömleksiz yola çıkma: Herhangi bir işe veya yolculuğa başlarken gerekli hazırlıkları yapmanın önemini ifade eder. Eksiksiz ve uygun şekilde hazırlanmadan yola çıkmak, zorluklara neden olabilir.
  • Kışın işi, yazın yemişi bol olur: Her mevsimin kendi özelliklerine ve getirilerine sahip olduğunu ve doğru zamanda doğru işlerin yapılmasının önemini vurgular.
  • Kışın koca öküze bakmazsan, yazın derisini yüzersin: Geçimimizi sağlayan şeylere önem ve bakım göstermediğimizde, ihtiyacımız olduğunda bu şeylerin işimize yaramayacağını ifade eder.
  • Kışın meşakkati yaz başına kadardır: Kişi ne kadar zor geçse de, yaz gelirken bu zorluklar unutulur.
  • Kışın ocak başı, yazın dağlar başı: İnsanların mevsimlere göre yaşam ve çalışma düzenlerini değiştirmeleri gerektiğini ifade eder. Kışın soğuktan korunmak için evde kalmak, yazın ise serinlemek ve rahatlamak için açık havada, doğada vakit geçirmek gerektiğini anlatır.
  • Kışın yaba al, yazın soba al: Yazın kullanılan malı kışın, kışın kullanılan malı da yazın alırsak daha ucuza mâl etmiş oluruz.
  • Kışın yaşa yazın taşa oturulmaz:
    1. Gerek yazın, gerek kışın vücudumuzu soğuktan korumalıyız.
    2. Her mevsimin ve durumun kendine özgü olan koşullarına uygun davranmalıyız.
  • Kışta donup ölmekten, yazda yiyip/kokup ölmek yeğdir: Zor ve dayanılmaz koşullarda acı çekerek ölmektense, daha hafif şartlarda ölmenin daha tercih edilebilir olduğunu ifade eder. Soğuk ve zorluklarla dolu bir ölüm yerine, daha katlanılabilir bir durumda ölmek yeğdir.
  • Kutlu gün doğuşundan bellidir (kutlu yaz yağışından): Güzel ve hayırlı bir olayın başlangıcından itibaren olumlu işaretler verdiğini anlatır. Başarılı ve mutlu sonuçlar, genellikle başlangıçtaki iyi gelişmelerden anlaşılır.
  • Leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir kışın gider* (Leylek benim nice komşum, yazın gelir kışın gider):
    1. Bazı insanlar çok çalışkan ve hevesli görünürler, ama bir süre sonra bıkar işi bırakırlar.
    2. Bazı insanların dürüstlüğü, çalışkanlığı iyi huyluluğu gelip geçici olur.
    3. Koşullar sertleştiğinde ya da zorlaştığında yan çizenlere güvenmemek gerekir.
  • Martın on beşi yaz, on beşi kış: Mart ayında havanın değişken olduğunu ifade eder. Ayın yarısında hava sıcak olabilirken, diğer yarısında soğuk olabilir.
  • Martım çıktı derdim çıktı, keçilerim yaza çıktı: Mart çiftçinin korktuğu aydır. Mart bitince sıkıntılar bitmiş yaz gelmiş sayılır.
  • Ölme eşeğim ölme (yaza yonca bitecek): Gerçekleşmesi uzun zaman isteyen ve umutsuz bir bekleyiş gerektiren haller karşısında söylenir: "Zengin düğünü kış kıyamet tanımıyor," dedi. "Bizim gibi fakir fukara yaz sonunda harmanını kaldıracak da, mahsulünü satacak da düğün yapacak.. Ölme eşeğim ölme.." (A. Tunç). Acaba ölmeden evvel biraz baklava yiyebilecek miyim? Muharebe bitecek... Şeker, yağ, un ucuzlayacak... Sonra param olacak da baklava yiyeceğim. Ölme eşeğim ölme, yaza yonca bitecek... (Ş. Kurdakul)
  • Padişahım yazın yaz olsun, kışın kış olsun demişler: Her şeyin kendi mevsiminde ve zamanında olması gerektiğini ifade eder. Her şeyin doğal döngüsüne uygun şekilde yaşanması gerektiği, her mevsimin kendi özelliklerini taşıması gerektiği vurgulanır (?).
  • Üzümü kışın dondurursan, yazın ondurur: Üzüm yeşermeye başladığında bağa gerekli özeni gösterirsen mevsimi geldiğinde o bağdan istediğin gibi ürün alırsın.
  • Zemheri yazdan, ağustos kıştan: Kış ne kadar soğuk ve sert geçerse, yaz da o kadar sıcak geçer.


Yaz ile ilgili birleşik kelime ve fiiller


  • Yaz okulu: (eğitim bilimi) Okulların açık olmadığı yaz aylarında eğitim ve öğretim etkinliklerini sürdüren okul.
  • Yaz helvası: Yakıcı olmayan hafif bir tada sahip olduğu için genellikle yaz mevsiminde tüketilen, ceviz, un, şeker veya pekmezle yapılan bir helva türü.
  • Yaz uykusu (uyuşukluğu): (zooloji) Kavurucu sıcakların canlılara dokunduğu kurak ve sıcak kuşak bölgelerinde, bazı hayvanların geçirdiği uyku ya da uyuşukluk arası dinlenme hali.
  • Yaz yağmuru: Aniden başlayan ve çabuk geçen yağmur.
( 0 soru/yorum )