yar:
- Deniz, göl, ırmak gibi su kıyılarında ya da karada dağlarda olan dik ve yüksek yer, uçurum: Tek ineği yardan uçtu / Pekmezine fare düştü / Kaymağını gedek içti / Tutuldu dili Şaban'ın. (Âşık Cinasi)
yâr:
- Sevgili: Nazlı yâr kölen olayım / Kabul eyle kul yerine (Karacaoğlan).
- Dost, tanıdık: Dost dost diye nicesine sarıldım / Benim sadık yârim kara topraktır (Âşık Veysel)
- Yardım eden, yardımcı: "Allah'tan başka yârim yoktur." (Şemseddin Sami)
- (müzik) Türk müziğinin eski makamlarından biri.
Yar ile ilgili atasözü ve deyimler
İçinde "yar ve yâr" kelimeleri geçen atasözü deyimler ve açıklamaları:
- Yardan atmak: Bir kimseyi aldatarak tehlikenin içine atmak.
- Yâr beni ansın bir koz ile, o da çürük çıksın: Bir dostun verdiği armağan küçük ve değersiz olsa bile verilen kişinin hatırlandığını göstermesi bakımından çok değerlidir
- Yâr olmak: Yardım etmek, yararlı olmak, hayrı dokunmak.
- Yârdan mı geçersin, serden mi?: Eşit değerde iki şeyin birinden geçmek zorunluluğu karşısında söylenir: Biryanda Duvar Ahmet, biryanda Sait Hopsayit. Yardan mı geçersin, serden mi? (A. Nesin)
- Yârü âğyâra karşı: Ele güne karşı, dosta düşmana karşı: Maazallah böyle bir yola sapılırsa akıbet ne olur, kendimizi yâr-u âğyâra karşı gülünç etmiş ve hüsrana düşmüş, oluruz. (İlgili cümle kaynağı: M. Ş. Esendal)
- Yar, yıkıldığı gün tozar: (atasözünün anlamı) Bir felaket meydana geldiği anda, büyük bir tepki ve panik yaratır. Ondan sonra, durumun eski ağırlığı kalmaz.
Soru/Yorum Formu