Dünyanın En Uzun Adamı Zhao Liang 2,46 metre |
- İki ucu arasındaki mesafe çok olan, kısa karşıtı: Uzun cetvel, uzun boy.
- Zaman alarak çok süren: Uzun ömür, uzun vade, uzun yol vb.
- Ayrıntılı: Uzun iş, uzun söz vb.
- Bir boyutu öbürüne göre çok büyük olan: Uzun bir masa. Uzun bir yastık.
- Oldukça büyük bir uzaklığa erişen: Uzun menzilli silah.
- (edebiyat) Halk şiirinde hece sayısı on birden on altıya kadar olan (şiir).
Uzun ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Uzun atlama: (spor) Vücudun, bacakların sıçrama gücüyle yerden kesilerek alabildiğine uzağa konması ve bu yolla en uzağa atlamak için yarışılan atletizm dalı.
- Uzun boylu: Boyu uzun olan.
- Uzun dilli: İğneleyici ve fesatça konuşan (kimse).
- Uzun hava: (müzik) Türk halk müziğinde, belirli bir karakteri olmayan, daha çok bölgesel öğelerin etkisi altında gelişerek özellik kazanmış türkü.
- Uzun menzilli: (askeri terim) Mermisi veya roketi çok uzaklara erişebilen (silah sistemi).
- Uzun uzun:
- Çok uzun.
- Uzatarak.
Uzun ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "uzun" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Uzun boylu: Uzun uzadıya, ayrıntılı.
- Uzun etmek:
- Tartışmayı gereksiz yere sürdürmek.
- Konuşma sırasında karşısındakini kızdıracak ölçüde ileri gitmek.
- Uzun hikaye: Ayrıntılarına girilmek istenmeyen bir olay anlatmaktan kaçınmak için kullanılır.
- Uzun kulaktan haber almak: Bir haberi, ilgisi olmayan kimselerden ya da dolaylı olarak öğrenmek.
- Uzun lafın (sözün) kısası: Uzatmayalım, özet olarak, kısacası.
- Uzun oturmak: (halk dilinde) Uzanarak oturmak, yarı yatmış durumda olmak.
- Uzun uzadıya: Uzatarak, derinleştirerek, genişleterek, çok ayrıntılı bir biçimde.
Soru/Yorum Formu