Uzak nedir ne demektir? Uzak (ırak) ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
  1. Gidilmesi çok süren, çok ötelerde olan, ırak: Uzak bir ülke. İşim eve uzak.
  2. Arada çok zaman bulunan: Uzak bir gelecek.
  3. Yeteneği, gücü ya da hükmü yetişmez: O, bu kitabı anlamaktan uzaktır.
  4. Olasılığı az olan: Ben bu işi çok uzak görüyorum.
  5. Ayrı, birbiriyle pek ilgisi olmayan, yakınlık derecesi az olan: Uzak akraba.
  6. İlgisiz, ilişkisini kesmiş: Neden hayattan bu kadar uzaksın?


Uzak ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "uzak ve ırak" kelimeleri geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Uzak durmak: (deyiminin anlamı)
    1. (Bir şeye) Karışmamak, yaklaşmamak: Hayatı boyunca cahiliye alışkanlıklarından uzak durdu, tertemiz bir hayat yaşadı. (H. Kara)
    2. (Birine) Soğuk ve resmi durmak, yakınlık göstermemek: Eski tanışlardan hepsinden uzak duruyordu. (B. Arpad)
  • Uzak düşmek: Uzak olmak, uzak bulunmak: Dükkân, evimize uzak düşüyordu. (A. Binyazar)
  • Uzak görmek: Gerçekleşmesi ihtimalini çok zayıf bulmak: Bir harp tehlikesini çok uzak görüyordu. (Ayın tarihi)
  • Uzak kalmak: Uzakta bulunmak: Ufku geniş, ilmi derin bir alim olarak, yaşadığı topraklardan uzak kaldı ama halkının gururu oldu. (N. Yıldız)
  • Uzak olmak: Ayrı bulunmak: Mecnun aylardır Leyla'dan uzaktı, onu görmüyordu. (N. Tarhan)
  • Uzak tutmak: Uzakta kalmasını sağlamak: Bu korktuğum mevzudan beni uzak tuttu. (H. E. Adıvar)
  • Uzaklara gitmek: Aklı bulunduğu yerden başka yerlere gitmek, gözleri dalmak, dalıp gitmek: Sevda yine dalıp uzaklara gitti. (S. Yılmaz)
  • Uzaktan: Uzak yerden, uzak olarak: Onunla uzaktan akrabayız.
  • Uzaktan bakmak (seyirci kalmak): Seyirci gibi davranıp olaya karışmamak: Babam benim denizle arkadaşlığıma uzaktan bakar, karışmazdı. (S. Betil)
  • Uzaktan kumanda etmek: Kişiyi veya grubu dışarıdan yönlendirmek: Elinde bir uzaktan kumanda bulunsun istiyor, herkes gibi. Alacak uzaktan kumandayı eline, dünyalara kumanda ettiğini düşünecek. (Toplum ve bilim)
  • Uzaktan merhaba: Yakın ahbaplık bulunmadığını veya istenmediğini anlatan bir söz: Kendisinin öğrencisi, oğlunun öğretmeni oluşumdan, bir takım çıkarlar umduğum kuşkusunu uyandırmamak için, her zaman çekingen durdum, çevresi dışında kalmağa titizlikle dikkat ettim, uzaktan merhaba ile yetindim. (C. Kudret)
  • Uzaktan uzağa:
    1. İlgisi çok az olan: Uzaktan uzağa tanışıklığımız var.
    2. Çok uzaktan duyulan: Uzaktan uzağa gelen şu silâh sesleri olmasa... (B. Büyükarkın)
  • Uzaktan yakından: Kesinlikle, hiçbir şekilde: Uzaktan yakından alakası yok.
  • Uzağı görmek: İleride ne olacağını önceden kestirmek: "Bu kadar uzağı görür, bu kadar tedbirli, ihtiyatlı, aynı zamanda bu kadar sür'atle karar vermek ve inisiyatif almak kudretine sahip bir kumandan daha görmedik" diyorlardı. (N. Kardaş)
  • Uzağı yakın etmek: İşleri kolaylaştırmak, yapılması zor işleri yapmak: Bilirim ki dua uzağı yakın eder, kara geceyi ak eder... (H. A. Öztekin)
  • Dostlar başından (dostlardan) ırak: Dilerim, dostlar böyle kötü durumlara düşmesin: Hiç bir şeyiniz yok! Dost başından ırak! (İ. Tarus)
  • Evlerden ırak (uzak): Ölüm ya da kötü bir durumdan söz edilirken dinleyenlerin aynı durumla karşılaşmamalarını dilemek için söylenir: Evlerden ırak, kansere yakalanmış diyorlar.
  • Gönülden ırak olmak: Sevilmekten yoksun kalmak, sevilmemek: Gözden ırak olan gönülden ırak olmuyor, tam tersine zaman geçtikçe gönlünü de zihnini de daha fazla dolduruyordu. (O. Akçizmeci)
  • Gözden ırak tutmak: Görmek istememek: Yıllarca süren mücadelesini hepsi gözden ırak tuttu. (S. İleri)
  • Gözden uzaklaşmak: Ayrılıp başka yere gitmek, görülmez olmak: Aniden havalanıp gözden uzaklaştı dev kuş. (C. Özçelik)


Uzak ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "uzak ve ırak" sözcükleri geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Uzak menzile yavaş gitmeli*: Zaman alacak işler aceleye getirilmemelidir.
  • Uzak yeri urgan ile ölçme*: (atasözünün anlamı) Yetersiz, sonuç alınmaz araçlarla iş görmeye kalkmamalı.
  • Uzak yerin salığını kervan getirir: Uzakta olan kişiler hakkında en güvenilir bilgiyi, onların bulunduğu yerden gelenler verir. Haberlerin doğruluğu, kaynağına yakın olanlara dayanır.
  • Uzak (ırak) yerin somunu büyük olur: Elde edilmesi zor olan şeylerin değeri büyük olur.
  • Aşığa Bağdat uzak değil (ırak gelmez, sorulmaz)*: Bir şeyi elde etmek için vazgeçilmez tutkular içinde olan kişi, bu uğurda her türlü güçlüğe katlanmayı göze alır.
  • Babam evi uzak olsa, övünmesi kolay olsa: İnsanın bir büyüğünün himayesi altında kendini göstermesi çok zor olur.
  • Benden ırak olsun da cennete direk olsun: İnsan, zarar gördüğü veya sevmediği kişilerin kendisinden uzak durmasını ister. Onların iyilik bulmasıyla ilgilenmez, yeter ki kendi hayatından uzak olsunlar.
  • Çiğ sözden, kem gözden ırak: Kırıcı ve kötü sözlerden ve kötü niyetli bakışlardan uzak durmanın önemini ifade eder.
  • Dağ ardında olsun da, yer altında olmasın (Sağ olsun da dağ ardında olsun)*: "Yaşasın da varsın uzakta olsun" anlamında kullanılır; önemli olanın ve istenenin sevilen kişinin hayatta ve iyi olması olduğunu, o kişi böyle olduktan sonra yakında olmuş uzakta olmuş çok da önemli olmayacağını anlatır.
  • Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur*: Dostlar, tanışlar birbirlerinden ne kadar uzak düşmüş olurlarsa olsunlar günün birinde kavuşabilirler.
  • Davulun sesi uzaktan hoş gelir*: Öyle durumlar vardır ki uzaktan bakan ona imrenir, oysa içinde yaşayan kimseyi rahatsız eder.
  • Deve yakını otlar, uzağı gözetir: İnsan, elindeki imkanlarla yaşarken geleceği de düşünmeli ve plan yapmalıdır. Hem bugünü değerlendirmek hem de yarını gözetmek önemlidir.
  • Düşmana silah gerek, ya düşmandan ırak gerek: Düşmanın hakkından gelebilmek için silah gerekir eğer silahınız yoksa düşmandan uzak durunuz.
  • Elin attığı taş uzak düşer: Başkasının yaptığı bir iş, kıskanç kişiye önemli gibi görünür.
  • Gelmez yer altındaki, gelir dağ ardındaki: Çok uzaklara gitmiş birine kavuşabiliriz ama hayattan ayrılan birine kavuşmamız imkânsızdır.
  • Gözden ırak olan gönülden de ırak olur*: Ayrı düşenlerin arasındaki sevgi ve bağlılık zamanla azalır (ırak: uzak).
  • Halkı belaya sokar, kendi uzaktan bakar: Bazı insanlar, başkalarını tehlikeli durumlara sürükleyip kendilerini bu durumdan uzak tutarlar. Sorun çıkaran fakat sorumluluk almayan kişiler için söylenir.
  • Irak yerin haberini kervan getirir*: Erişemediğimiz şeyle aramızdaki ilişkiyi bir aracı sağlar.
  • İlk atılan taş uzak düşer:
    1. (taşın hedeften uzağa düşmesine göre) Bir iş veya girişimin başlangıcında yapılan hamlelerin genellikle hedeften sapabileceğini ifade eder. Bir işe başlarken yapılan ilk denemelerin veya çabaların beklenen sonuçları vermeyebileceğini ve tecrübe kazandıkça hedefe daha yakın sonuçlar elde edilebileceğini vurgular.
    2. (taşın hedef olmaksızın en uzak mesafeye atılmasına göre) Bir işte veya girişimde yapılan ilk adımların genellikle en etkili ve iyi sonuçlar doğurduğunu ifade eder.
  • Karı koca bir sözle yakın, bir sözle uzaktır*: Karı kocayı birbirine bağlayan hoş söz ve sevgidir.
  • Merak dostlardan uzak/ırak: Aşırı meraklı olmanın dostluk ilişkilerine zarar verebileceğini ifade eder. İnsanlar, başkalarının özel hayatına gereksiz yere karışıldığında, dostluklarını sorgulayıp uzaklaşabilirler.
  • Meyve, ağacından uzak düşmez:
    1. İnsanın en çok yakınlarına ve çevresindekilere faydası olur, olmalıdır anlamına gelen söz.
    2. Herkes kendi soyunun özelliklerini taşır.
    3. İnsan, kendi ailesi ve yakınlarından uzakta yaşamak istemez.
  • Müdaradan uzak olan, Allah'a yakın olur: İkiyüzlülük etmeyen, iyi niyetli dürüst kimseleri Allah her zaman sever ve korur.
  • Su bardakta, gelin ırakta güzel görünür: Suyun en iyi şekilde bardakta, gelinin ise uzaktan bakıldığında daha güzel göründüğünü ifade eder. Bazen bazı şeylerin uzaktan daha cazip ve hoş göründüğünü, yakından bakıldığında ise gerçeklerin farklı olabileceğini anlatır.
  • Şeytandan uzak olan Allah'a yakın olur: Şeytan veya kötülüğün her türü kişiyi Allah'tan uzaklaştırır.
  • Taş ıraktan (uzaktan) gelmez: Kıskançlık, düşmanlık, nankörlük, ihanet vb. gibi olumsuz ve kötü davranışların genellikle bizi tanıyan ve yakın çevremizdeki kişilerden geldiğini vurgular.
  • Tavus sesi ıraktan kaba gelir: Bazı olayların güzelliğini anlayabilmek için yakından incelemek ve görmek gerekir.
  • Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur*: Haddini bilen, başına büyük dert açmak istemeyen kimse, büyük sorumluluk isteyen, beceremeyeceği işlere kalkışmaz.
  • Ulu ağacın gölgesi uzağa düşer: Önemli mevki sahibi kimseleri bulundukları çevreden daha uzak yerlerden bile tanıyanlar çıkar.
  • Yağmur yağdıracak bulut uzaktan bellidir: Bir şeyin olacağını ya da bir durumu önceden tahmin etmenin mümkün olduğunu ifade eder. Gelecekteki olaylar, genellikle belirli işaretler veya belirtiler aracılığıyla anlaşılabilir.
  • Yakın dost uzak hısımdan (akrabadan) yeğdir*: İlgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz komşu ve dostlarımız, hiçbir ilgisini görmediğimiz hısımlarımızdan bize daha yakındır.
  • Yemeğin azından sözün çoğundan Allah ırak etsin: İnsan karnı doymadığı zaman nasıl rahatsız olursa uzun süren konuşmalardan da o derece rahatsız eder.
  • Yiğit başından devlet ırak değildir*: Mert karakterli kişi bunun ödülünü hemen görür.