Kuş tüyü |
- İnsan ve hayvan derisi üzerinde biten ince, kısa, sık ve yumuşak ipliksi uzantılar.
- Kuşların özellikle kanat ve kuyruklarında yer alan, etrafı tüylerle kaplı ince uzun ve sert uzantılardan her biri.
- Bazı bitki organlarında, meyvelerinde ve yapraklarında görülen ince, kısa, yumuşak ve sık uzantılar: Şeftalinin tüyleri.
- Bazı dokumalarda görünen ince, uzun, sık uzantılar: Halının tüyleri.
Tüy ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Tüy kalem: Eskiden resim ve hattatlıkta kullanılan, uç kısmı kesilmiş kuş tüyü: En iyi tüy kalem yazısının bile rengi inişli çıkışlı olurdu. Kalemin mürekkebe yeni batırıldığı yerler koyu siyah olur, yazı boyunca renk solardı. (D. Gabaldon)
- Tüy sıklet:
- (spor) 57 kiloda dövüşen boksör, tüy ağırlık.
- En az kilo ile yarışa sokulan at.
- (mecazi) Zayıf, çelimsiz, kimse: Adam, o tüy sıklet haliyle, bütün koğuşa resmen meydan okunuyordu.
- Tüyü bitmedik yetim hakkı: Bir yetimin kendisi koruyamadığı ve dokunulması caiz olmayan varlığı: Bu yemekte tüyü bitmedik yetimlerin hakkı, kan ter içinde çalışanların kanı var, bu yemek zulüm yemeğidir, ben bu yemeği yiyemem, haramdır. (Y. Kemal)
- Tüyü bozuk:
- (alay yollu) Sarışın veya saçı sakalı seyrek olan (kimse): Kayınvalidem kızdığı zaman ona; "Tüyü bozuk hergele" diye hitap ederdi hep zavallı adama! (H. F. Beşik)
- (mecazi) Soysuz olan (kimse): Bir insanın tüyü bozuk olursa, huyu da bozuk olur. (B. Büyükarkın)
- Neşesiz, bir kaygısı bulunduğu üstünden başından bile anlaşılan kişi: İstanbul sokakları, tüyü bozuk; kart suratlı heriflerle dolu... (A. Aydemir)
Tüy ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "tüy" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Tüy atmak: (Hayvan) Bazı dönemlerde tüyünü değiştirmek, tüy dökmek: Tüylü hayvan tüy atar.
- (üzerine) Tüy dikmek: (teklifsiz konuşmada) Kötü bir durum almış bir işi büsbütün daha kötü bir duruma sokmak: Dilimizde sık kullanılan "tüy dikti" deyimi vardır. Bir sorunun katmerleşmesini anlatıyor (A. Şevki). Yoksulluk da üzerine tüy dikti dertlerin... (S. Kaplan). Zaten moralim bozuktu, herif muhabbetiyle üstüne tüy dikti... (A. Atalay)
- Tüy gibi: Çok hafif: Tüy gibi hafiflemek bu olsa gerekti de ben neden tüy gibi hafiflemiştim onu anlamamıştım. (O. Erözden)
- Tüyler ürpertici olmak: Korkunç, dehşet verici olmak: Derken tüyler ürpertici bir çığlık yükseldi, tiz bir uluma sesi halinde başlayıp rüzgârla birlikte savruluyordu. (K. Saatçi)
Tüyleri diken diken olmak - Tüylerini diken diken etmek: Korkutmak, tiksindirmek: Tüyleri diken diken eden ürkütücü bir kahkaha mermer duvarların arasında yankılandı. (K. Cankur)
- Tüyü düzmek: Kılık kıyafetini düzeltmek: Seninki tüyü düzmüş. İlk geldiği gün, üst baş dökülüyordu enayide. Bir de şimdi bak, giyinmiş kuşanmış, iki dirhem bir çekirdek... (A. Nesin)
- Tüyü tüsü yok: Yanağında henüz tüy bitmemiş, sakalı çıkmamış erkek çocuk, köse: Tüyü tüsü olmayan zayıf bir delikanlıydı.
- Tüyüne dokunmamak: Zarar verecek bir davranışta bulunmamak: Bir tüyüne dokunursan, Allah'ın huzuruna ne yüzle çıkarsın sonra! (E. C. Güney)
- Dilinde tüy bitmek: Tekrar tekrar söylemekten bıkmak, usanmak: "İnsanlara anlatıyorum, anlatıyorum, anlamıyorlar, dilimde tüy bitti." (A. S. Özbaşar)
- Kuş tüyü gibi: Çok yumuşak (oturacak, yatacak yer): Sert saman çöpleri ona kuş tüyü gibi yumuşak geldi.
Tüy ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "tüy" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Tüy (yüz) güzelliği hamamdan eve, huy (ad, öz) güzelliği Urum'dan Şam'a*: (atasözünün anlamı) Yüzü ve vücudu güzel olanı kendi dar çevresi, huyu güzel olanı herkes beğenir, över.
- Besili tazı tüyünden bellidir: Bir insanın ya da bir şeyin durumu veya hali dış görünüşünden anlaşılır demektir. Kişinin varlığı, refahı ya da iyi bakımı dışarıdan gözle görülebilir.
- Boz atın yanında duran ya tüyüne çeker, ya huyuna: İnsanın çevresindeki kişilerden etkilendiğini anlatır. Kişi, sürekli birlikte olduğu insanlardan ya davranışlarını ya da görünüşlerini alır.
- Eşeği eşeğin yanına bağlarsan ya tüyünden alır ya huyundan: İnsanların uzun süre birlikte vakit geçirdiklerinde birbirlerinden etkilendiklerini anlatır. İnsanın çevresindeki kişiler, onun karakteri ve davranışları üzerinde iz bırakır.
- Gökten deve yağsa, bir tüyü bize düşmez: Bir kişinin sürekli olarak şanssızlık yaşadığını ve bu yüzden en olağanüstü iyi durumlarda bile kendisine hiçbir faydanın dokunmadığını vurgular. Bolluk ve bereket içinde dahi kişinin nasibinin olmadığına işaret eder.
- Kurt tüyünü (köyünü) değiştirir, huyunu değiştirmez*: İçi kötülük dolu bir kişi nereye giderse gitsin, kötü huylarını yanında taşır.
- Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur*: Hırsızlık veya hileli yollarla elde edilen kazancın er ya da geç fark edileceğini ifade eder. Bu atasözü, haksız kazancın gizlenemeyeceğini ve kişinin yaptığı yanlışların mutlaka ortaya çıkacağını vurgular.
Soru ve Yorumlar: 20
Not:4 tane daha olsaydı daha iyi olurdu :)
Soru/Yorum Formu