- Doymuş, açlığı gitmiş; aç karşıtı: Aç, doymam; tok, acıkmam sanır. (atasözü) Tok olan cümle cihanı tok sanır / Aç olan âlemde ekmek yok sanır (Sebayi)
- (Kumaşlar için) Sık ve kalın dokunmuş: Çuha, çözgü ve atkısı yün yapağından eğirilmiş, iplikten havlı, düz renkli, sade ve tok kumaştır. (B. Oğuz)
- (Ses için) Kalın ve gür: Ağa, tok bir sesle bağırdı: "Hadi yoluyuz açık ola." (B. Yıldız)
Tok ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Tokgözlü: Gözü malda olmayan, gözü tok: açgözlü karşıtı: Alnının teriyle kazandığı ile yetinen, ay sonunu getirebilmişse kendini mutlu sayan, hiç kimsenin kazancıyla, malıyla, mülküyle ilgilenmeyen nadir tokgözlü insanlardan biriydi Cevdet Kudret. (Varlık)
- Tok karnına: Henüz yemek yemişken: Şöyle tok karnına kahveye ilişiverirdi. (Füruzan)
- Tok sözlü: Hatır ve gönül dinlemeden, hiçbir şeyden çekinmeden konuşan: Hile-hurda bilmezler, tok sözlü, sözlerinin eridirler. (E. Sarı)
- Tok tutmak: Açlığı uzun süre giderme ya da doyurma özelliği olmak, acıktırmamak: Zeytinyağı; vücudu besler, tok tutar. (İ. Sarı)
Tok ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "tok" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Tok evin aç kedisi: (deyiminin anlamı) İhtiyacı olmadığı halde açgözlülük eden: Komşudan biraz ekmek istesem ayıp olur mu? Olur ya! Annem kıyameti koparır, "Tok evin aç kedisi!" diye. (M. Koç)
Tok ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "tok" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Tok açın halinden anlamaz (bilmez, ne bilir) (Var ne bilsin, yok halinden): Varlıklı olanlar, yoksulların nasıl geçim sıkıntısı çektiklerini kavrayamazlar.
- Tok ağırlaması güç olur: Karnı tok olanlara yemek beğendirmek kolay değildir.
- Tok iken yemek yiyen, mezarını dişiyle kazar: Tok karnına yemek yemek, ömrü kısaltır.
Soru/Yorum Formu