Tembellik ile ilgili deyimler ve anlamları
Tembel teneke |
İçinde "tembel" kelimesi geçen veya o anlama gelen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Tembel tembel: Tembel bir biçimde: Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir. Çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar. (N. Özenç)
- Tembel teneke: Çalışmakta isteksiz davranan, çok tembel kimse: Çalışmaya başlayalı daha bir gün bile olmadı, şimdiden kaytarmak istiyorsun. Seni tembel teneke seni! (G. Kıral)
- Tembelliği tutmak: Tembelleşmek: Huysuzluk ettim, tembelliğim tuttu da nice haftaları size mektup yazmadan geçirdim. (N. Ataç)
- Tembellik etmek: Tembelce davranmak: Güzel ameller işlemekte tembellik etme. Zira tembellik edenler ebediyen mahrum kalırlar. (İ. Sarı)
- Ağır canlı (kanlı): Tembel, geç harekete geçen, üşengeç: O kadar ağır kanlı bir adamdı ki, karnını doyurmak için mutfağa gitmek bile ona zor gelirdi (H. F. Gözler). O kadar ağır canlı ki menfaati için bile çabucak harekete geçemez.
- Ağırdan almak:
- Bir işi gereken süre içinde bitirmemek, geciktirmek: Gitme işini ağırdan alıyordu, inadına geciktiriyormuş gibiydi.
- Bir işi gönülsüz, isteksiz yapmak: Kız babası olarak ağırdan alıyordu. (S. Küçük)
- (Kaşıkla) Ağzına verilmesini beklemek: Çalışmayıp işlerinin başkaları tarafından yapılmasını beklemek.
- Anasından doğduğuna bin pişman:
- Çok tembel, üşengeç: Kız kardeşinin tembel, uyuşuk, anasından doğduğuna bin pişman, aklı bir karış havada, ağır kanlı, en fenasıysa susan, gönlünde ne varsa dilinde yeşermeyen hallerini biliyordu bilmesine de, son zamanlarda da iyice tuhaflaşmıştı kız. (H. Meryem)
- Canından bezmiş: Koca köyde bir bendim yaşama küsen, doğduğuna bin pişman olan. Her şeyden vazgeçmiştim. (Ö. Polat)
- Ayağına kira istemek: Gelmeye nazlanmak, üşenmek: Artık gelmez oldun bize, ayaklarına kira mi istiyorsun?... (A. Püsküllüoğlu). Haydi yürü, gidelim, ayağına kira mı istiyorsun?
- Bacaklarını uzatmak: Hiçbir şey yapmadan, hiçbir şeyle ilgilenmeden oturmak, tembel tembel zaman öldürmek: Milletin sağlığını zerrece düşünmeksizin bacaklarını alabildiğine uzatır ve yan gelip otururlar. (Ayın tarihi)
- Ense yapmak: Hiçbir iş yapmadan yan gelip yatmak: Arabayı dükkanın önüne bırakıp girdim içeri. İkisi de ense yapıyordu. (B. Ömer)
- Hazır mezarın ölüsü: (şaka yollu) Her hizmeti başkalarından bekleyen tembeller için söylenen bir deyim: "Kalk da bi' işe yara. Hazır mezarın ölüsü, sütçü beygiri İlhami... Sen adam olacan da ben görücem İlhami." (Ö. Babur)
- İşin kolayına kaçmak: Derinliğine araştırmadan basit olarak düşünmek, yüzeyde kalmak, tembellik etmek: Öğrenci kısmı tüm işin kolayına kaçar. (H. Kıyafet)
- Kesel gelmek: Gevşemek, tembelleşmek: Fatma Aliyeye ruhî bir kesel gelmişti. Şöhretini korumak için hamle yapamıyordu. Bir aralık o keselden sıyrılmak, babası ve hocası olan adamı siyasî hücumlara karşı müdafaa etmek istedi. (Ayın tarihi)
- Sütçü beygiri gibi: Çok tembel ve miskin: Ağabeylerin kendilerini kurtardı. Fakat sen hala ortalıkta sütçü beygiri gibi gayesiz dolaşıyorsun. (S. Süalp)
- Üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi:
- Tembel, uyuşuk, cansız, miskin: Tüm şehrin üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi durdu hayat. Kimsenin içinden iş yapmak gelmiyor, kimse yerinden kalkacak dermanı kendinde bulamıyor, konuşmayı bile istemiyordu. (U. Becerikli)
- Çok derin bir biçimde.
- Yan gelip yatmak: Bir işe karışmayarak rahatına bakmak, keyfince yaşamak: Sahip olduğu şeyin verdiği tembellikle halinden hoşnut olarak yan gelip yatıyordu.
Tembellik ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "tembel" sözcüğü geçen ya da o anlama gelen tembellik temalı atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Tembel bir köşeden bir köşeye gitmiş, "yine seyahat oldu" demiş: Kişinin fazla bir çaba göstermeden veya tembel bir şekilde önemsiz ufak bir iş yaptığını ve bunu da büyük bir iş gibi gördüğünü alaylı bir dille ifade eder.
- Tembel ceviz yemek ister, kabuğunu kırmağa üşenir: Kişinin bir şey elde etmek istemesine rağmen onu elde etmek için gereken çabayı göstermeye yanaşmadığını anlatır.
- Tembel efendinin hizmetçisi (uşağı) çalışkan olmaz: Liderlik pozisyonundaki kişi görevlerine karşı ilgisiz ve tembel bir tavır sergilerse, bu tutumunun ona bağlı olan kişilere de yansıyabileceği ve onların da aynı şekilde tembel olmalarına yol açabileceği vurgulanır.
- Tembele her gün bayramdır: Tembel insanların sanki tatilmiş gibi sürekli bir zevk ve rahatlık içinde olmak istediklerini anlatan bir atasözü.
- Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin (Nasihat istersen tembele iş buyur)*: Kendisine buyrulan işi yapmaktan kaçınmak için bu işin bir çare olmayacağını ileri sürerek başka yollar göstermeye çalışanlar için söylenir.
- Tembele "kapını ört" demişler, "yel eser de örter" demiş*: Tembel her işinin kendine kendine olmasını veya bir başkasının yapmasını bekler, öyle ki kapısının örtülmesini bile rüzgârdan umar.
- Tembeli oduna göndermişler, dağı yüklenip gelmiş: Tembel, sadece odun kesmek gibi basit bir iş için gönderildiği halde, odun kesmek için uğraşmamak ve tekrar tekrar odun için gitmekten kaçınmak için dağı yüklenip getirmiştir. Bu atasözü, tembel bir kişinin, basit bir işi yapmak yerine daha zor bir çözümü tercih ederek işi daha da kolay hale getirdiği durumu ifade eder.
- Tembellik yap yap gider, amma fakirliğe erişir: İnsan bir kere tembelliğe alışırsa bunu devam ettirir, sonunda da yokluk ve sıkıntı içine düşer.
- Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar*: Yazın sıcak günlerinde tarlada çalışan rızkını temin eder ve kış geldiğinde sıkıntı çekmez.
- Ağır kazan geç kaynar*: Tembel, beceriksiz kimseler hiçbir işi vaktinde tamamlayamazlar.
- Akan su yosun tutmaz*: Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.
- Allah boş duranı sevmez: Allah çalışmayan, tembellik eden kimselerin yardımcısı olmaz.
- Armut piş ağzıma düş*: Tembel kişiler hazıra konmayı çok severler.
- Aylak aylak oturmaktansa aylak aylak gezmek daha iyidir: Hiçbir iş yapmadan oturmaktansa gezip vücudu hareket ettirmek daha faydalıdır.
- Az ye de kendine bir hizmetçi/hizmetkar tut: Tembellik edip, her işini başkalarına yaptırmak isteyen kişiler için söylenir.
- Boş duracağına düşmanınla taş taşı: Hiç bir iş yapmadan yaşayacağına düşman da olsa başkalarının işine yardım et daha iyi.
- Boş durana şeytan iş bulur: Tembelliği seven kimseleri kandırmak, kötü işler yaptırmak çok kolay olur.
- Boş duranın ayağına şeytan takılır: İşsiz, güçsüz yaşamayı seven kimselerin aklını çok kolay çelerler.
- Boş gezmekten, bedava çalışmak yeğdir*: Hiçbir iş yapmadan durmaktansa başkalarının yanında bedava da olsa, çalışıp bir şeyler öğrenmek daha yararlıdır.
- Boş oturmaktansa aylakçılık yeğdir: Boş boş oturmaktansa ufak tefek bir işle uğraşmak daha iyidir.
- Çalışkan dağları aşar, tembel yolları şaşar: Çalışkan insan girdiği işi mutlaka tamamlar, tembel insan ise yarıda bırakır.
- Çalışmayanın kazanı kaynamaz: Çalışmayı sevmeyen kimseler yoksulluk içinde yaşarlar.
- Devekuşu gibi yüke gelince kanadını, uçmaya gelince ayağını gösterir: Tembel kişiye bir iş buyurursan, o işten kaçmak için bir sürü bahane uydurur.
- Devekuşuna "yük götür" demişler, "ben kuşum" demiş, "uç" demişler "deve uçar mı?" demiş: Tembel insana en iyi bildiği işi yaptırmaya kalksan bile, kaytarmak için ne yapar eder bir bahane bulur.
- Emeksiz yemek olmaz: Hiç bir gayret göstermeden karın doymaz.
- Erinenin (utananın) oğlu kızı olmamış*: Bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır.
- Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp*: "Yoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır" anlamında söylenen bir atasözü.
- Faydasız baş mezara yaraşır*: İşe yaramaz, tembel insanın ne kendine, ne de başkalarına faydası olur, hiç bir amacı ve yararı yoktur.
- Gölgede otur, gün kendi gelir: Vaktini boşa geçirmek istiyorsan bunun için yorulmana gerek yok. Zaman nasıl olsa geçer.
- Hamallıkla tembellik bir arada olmaz: Çalışma veya fiziksel çaba gerektiren işlerin tembellikle bağdaşmadığını, bu tür işlerde çalışmanın ve çabanın önemli olduğunu belirtir.
- İşleyen demir pas tutmaz (ışıldar)*: Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.
- İt ite (buyurur), it de kuyruğuna*: Tembel insanlar kendilerine veriler bir işi yapmayıp başkasına verirler, o kişi de tembel ise bir başkasına verir.
- Kazanan çöreğini kabartır, kazanmayan yüreğini: Çalışkan kişi geçim sıkıntısı çekmez. Tembel işten kaçan kişi ise sıkıntı içinde yaşar.
- Koyduğum yerde mi otlarsın hâlâ?: Tembel ve isteksiz kişiler öğrendikleri kadarı ile yetinir, daha yeni şeyler öğrenmek ya da yapmak için çaba sarf etmezler.
- Köpeğin iyisi leş başında, insanın iyisi iş başında: Değersiz, tembel kimseler boş oturmayı hazıra konmayı severler. Dürüst, çalışkan kimseler ise vaktini boşa harcamaz, her zaman kendilerine yapacak bir iş bulurlar.
- On birden sonra dükkan açar: Tembel insan işine her zaman geç başlar bu yüzden de fazla kazanç elde edemez.
- Taş ol da baş yar: İnsan, tembellik edip boş boş oturacağına iyi kötü bir iş bulup çalışmalıdır.
- Üşenenin (utananın, erinenin) oğlu kızı olmamış*: (atasözünün anlamı) Bir şey elde etmek isteyen, tembel tembel oturmamalı, o yolda gayret göstermeli, girişimde bulunmalıdır.
- Yan yatan tembele bir şey dayanmaz: Çalışıp kazanmadan elindeki hazır birikimle geçinmeye çalışan insan en sonunda muhtaç duruma düşer.
- Yatan aslandan (kurttan) gezen tilki yeğdir (iyidir): Az güçlü olup çalışan, çok güçlü olup çalışmayandan daha değerlidir.
- Yatan öküze yem yoktur: Tembel elinden hiçbir iş gelmeyen kimseler ne iş verirler ne de yardım ederler.
- Yatanın yürüyene borcu var*: Çalışmadan yan gelip yatanlar, rahatlarını, kendilerine bu kolaylığı sağlayanlara borçludurlar.
- Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer*: Zamanında çaba gösteren, emek veren ileride güç duruma düşmez, önceki çalışmalarının karşılığını görür.
- Yazın gölge hoş, kışın çuval boş (Yazın gölge kovan, kışın karın ovar)*: İyi ve güzel günlerde yalnız rahatına bakan kişi, kötü günler geldiğinde güç durumlara düşer.
- Yazın yanmayan, kışın ısınmaz: Gençliğinde tembellik eden yaşlandığında rahat bir yaşam süremez.
- Yazın yorulmayan, kışın rahat edemez*: Elinde fırsat varken çalışıp kazanmayan fırsat elden gittiğinde başkalarına muhtaç kalır.
- Yürüyen yol alır, yürümeyen yolda kalır: Çalışkan, yetenekli kişi işinde çabuk ilerler, tembel kişiler ise ya geç bitirir, ya da yarıda bırakırlar.
Soru ve Yorumlar: 5
Desem yalan olur 😃 elinize sağlık
Soru/Yorum Formu