- Omurgalı ve omurgasız hayvanlarda karnın aksi yanında bulunan ve boyundan kuyruğa kadar uzanan üst kısım: Atın sırtından inmek. Devenin sırtına binmek. Eşeğin sırtına yüklemek.
- İnsanın arka tarafında enseyle kuyruksokumu arasındaki uzun bölüm.
- İnsanın üstü: Kiminin sırtında incecik, kolsuz bir kazak, kiminin ayağında plastik terlik. (Ü. Tamer)
- Kesici araçların kesmeyen (üst) kenarı: Bıçağın sırtı.
- Dağların ya da tepelerin üst bölümü: Karşı sırtta bir arsa satın almış.
Sırt ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Sırt sırta: Birbirine arkasını dayayarak, elbirliği, işbirliği yaparak, destek olarak.
- Sırtına almak:
- Yüklenmek.
- Bir giyeceği giymek ya da sırtına örtmek.
- Sırtını yere getirmek:
- (spor) Güreşte rakibini sırtüstü yere yatırarak yenmek.
- (mecazi) Üstün gelmek.
- Sırtüstü: Sırtı yere gelmek üzere: Sırtüstü yatmak, sırtüstü düşmek vb.
Sırt ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "sırt" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Sırt çevirmek (sırtını dönmek): (Birine) Güler yüz göstermez olmak.
- Sırtı kaşınmak: (deyiminin anlamı) Dayak yemeyi hak edecek davranışlarda bulunmak.
- Sırtı pek:
- Kalın giyinmiş.
- Güçlü durumda olmak ve güçlü birine sırtını dayamak.
- Sırtı sıra: Birbirinin arkasından.
- Sırtı yere gelmek: Yenilmek, alt olmak.
- Sırtı yufka: İnce giysiler giyinmiş (kimse).
- Sırtında yumurta küfesi yok ya!: Sorumluluk duymadığı bir durumda ya da işte tutumunu hemen değiştiriveren kimseler için söylenir.
- Sırtından atmak: Başından savmak.
- Sırtından bıçaklamak: Birine hiç beklemediği bir şekilde ihanet etmek.
- (Birinin) Sırtından çıkarmak: Onun kesesinden ödenmesini sağlamak, ödemeyi birine yüklemek.
- Sırtından geçinmek: Birinin kesesinden geçinmek, asalağı durumunda olmak.
- Sırtından (para) kazanmak: Birini kullanarak onun üzerinden para kazanmak.
- Sırtını dayamak: Birine güvenmek, birinden güç almak.
- Sırtını sıvazlamak: Birini desteklemek, desteklediğini ona göstermek.
- (Birinin) Sırtını yere getirmek: Birine üstün gelmek, yenmek.
Soru/Yorum Formu