Sinek nedir ne demektir? Sinek ile ilgili deyimler atasözleri ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Yakından yeşil bir sineğin görüntüsü
Sinek
  1. (zooloji) Çiftkanatlılardan, altı ayaklı birtakım uçucu böceklerin genel adı: Bazen o kadar sinir bozucu oluyorlar ki neden yaratıldıklarını soruyoruz. Ancak şunu bilmeliyiz ki sinekler olmasa hastalıklardan kıvrana kıvrana ölürdük. (Ö. V. Erikçi)
  2. İskambil kağıtlarının dört grubundan, siyah renkli yonca şeklinde olanı: Sinek ikili, sinek üçlü...


Sinek ile ilgili birleşik kelimeler


  • Sinek sıklet: (spor) Bazı spor dallarında bir ağırlık kategorisi, tüysıklet, sinek ağırlık: Boksta 48 kilogramdan 51 kilograma kadar olan ağırlık sineksıklettir.
  • Sinekkaydı: (şaka) Özenle yapılan (sakal tıraşı): Sinekkaydı tıraş olmak.


Sinek ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "sinek" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Sinek avlamak: (şaka yollu)
    1. İşi olmayıp zamanını boş geçirmek: İşsiz adam, sinek avlar (Bulgar Atasözü)
    2. Müşteri olmadığından hiç satış yapamamak: Ben olmasaydım büron sinek avlıyordu, şimdi müşteri kaynıyor. (Ü. Yüceler)
  • Sinekten yağ çıkarmak: Olmayacak şeylerden yararlanmaya, çıkar sağlamaya bakmak: Sinekten yağ çıkarır, bozulmuş bağdan pekmez (Denk sözler)
  • Çorbaya sinek düşmek: İşin tadı kaçmak, yeteri kadar iyi ve güzel olmadığı anlaşılmak: Çorbaya sinek düşmüştü, büyük bir strese girmiştim, cidden ölüm dirim korkusuyla yaşıyordum.
  • Namusuna sinek kondurmamak:
    1. Namusuna, onuruna laf söylettirmemek: Ben Ali ağabeyin namusuna sinek kondurmam... (H. Taner)
    2. Kollamak, gözetlemek


Sinek ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "sinek" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Sinek bir damla pekmeze konar, bir fıçı sirkeye gelmez: İnsanların tatlı ve hoş olan şeylere daha çok ilgi gösterdiklerini, sert ya da tatsız şeylerden ise kaçındıklarını ifade eder. Küçük bir iyilik veya naziklik, büyük bir sertlikten daha etkili ve çekici olur.
  • Sinek demirden ne anlar: İnsanların sadece tanıdıkları ve bildikleri tehlikelerden korktuklarını ifade eder. Bilgi ve farkındalık düzeyine göre insanların neyin tehlikeli olduğunu anlayabileceklerini ve bilmedikleri şeylerden korkmayacaklarını vurgular.
  • Sinek küçüktür (ufak) ama mide bulandırır*: Önemsiz gibi görünen aksaklıklar can sıkıcı durumlar yaratır: Hani "sinek küçük, ama mide bulandırır" derler ya, işte öyle bir şeydi içine düşen sıkıntı. (A. E. Göksu)
  • Sinek murdar/haram değil ama mide bulandırır: Küçük ve zararsız gibi görünen şeylerin bile rahatsız edici olabileceğini ifade eder. Her ne kadar büyük bir sorun teşkil etmese de, bazı şeylerin insanı huzursuz ettiği, küçük sıkıntıların bile can sıkıcı olabileceği anlatılır.
  • Sinek pekmezciyi bilir (tanır)*: Çıkarcı kişilerin, kendilerine fayda sağlayacak kimseleri ya da durumları hemen fark edip onların peşine düştüklerini ifade eder. Çıkar elde edebileceği yerleri veya insanları iyi tanıyan kişi, her zaman bu fırsatların peşinden gider.
  • Akıllı sinek yoğurda konar, şehre gelir; akılsız sinek ciğere konar, köye gider: Akıllı insanların doğru seçimler yaparak daha iyi fırsatlar elde ettiğini ifade eder. Yanlış tercihler yapanlar ise kendilerini daha kötü durumlarda bulabilirler.
  • Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az*: Anlayışlı kişiler, biraz kapalı söylenmiş bir sözle bile ne denilmek istendiğini anlarlar; anlayış kıt olanlarsa, ne kadar açık söylense, ne kadar yinelense yine de anlamazlar: Cömert davran, götüremeyeceğin malın bari hesabından kurtulmaya bak diye yazılı olduğunu görür. Anlayana sivrisinek saz, anlamak istemeyene davul zurna az. (N. Erem)
  • Arı ile kalkan bal başına, sinekle kalkan leş başına: Kişi arkadaşının düşünce ve davranışlarından etkilenir; iyi arkadaş iyiliğe, kötü arkadaş kötülüğe götürür.
  • At sineği gibi kuyruk altında geçinir: Başkalarının gücünden veya imkanlarından faydalanarak yaşayan, kendi emeğiyle bir şey başaramayan kişileri ifade eder.
  • Bal olan yerde sinek de olur (bulunur)*: Güzel bir şeyin bulunduğu yerde, ondan yararlanmak isteyen kötü kişilerde bulunur.
  • Balın olsun tek, sinek Bağdat'tan gelir: İyi ve güzel işlerle uğraşıp önemli işler başarmış kimselerin tanınmak için reklama ihtiyaçları yoktur. Ünleri çok uzaklara kendiliğinden gider.
  • Bir fıçı sirkeden ziyade bir damla bal ile sinek tutulur: Tatlı sözlerin ve nazik davranışların, sertlikten ve öfkeden daha etkili olduğunu ifade eder. İnsanları kazanmanın yolu, nazik ve hoşgörülü olmaktan geçer; kaba davranışlar ise istenilen sonucu vermez.
  • Gündüzün uçamayan sinek, gece ayrana düşermiş: Bir işi iyice öğrenmeden, beceri kazanmadan yapmaya kalkışan kişi o işte sık sık hata yapar.
  • Her şeye heves eden, sinek gibi balda kalır: Sinek, balın çekiciliğine kapılıp orada bala yapışıp kaldığı gibi, her şeye kolayca heves eden insanlar da sonuçlarını düşünmeden bir işe girişebilir ve bu durumda faydadan çok zarar görebilirler.
  • İven sinek süte düşer: Acele eden kişinin genellikle hata yapacağını veya zarara uğrayacağını ifade eder. İşleri aceleyle ve düşünmeden yapmak yerine, sakin ve dikkatli bir şekilde ilerlemek gerektiğini vurgular (ivmek: acele etmek).
  • İyilik bilmeyen katında, su getirenle sinek sayan birdir: Nankör insanların, yapılan iyilikleri fark etmediğini ve değerli olanla değersiz olanı ayırt edemediklerini ifade eder. Bu tür insanlar, kendilerine yapılan büyük bir iyilikle küçük bir kusuru aynı şekilde değerlendirirler, minnettarlık göstermezler.
  • Kapalı ağıza sinek kaçmaz: Gereksiz ya da düşüncesizce konuşmayan insanların, sorunlardan uzak kalacaklarını ifade eder. Düşünerek ve yerinde konuşmak, kişiyi yanlış anlaşılmalardan ve sıkıntılardan korur.
  • Kartal sinek avlamaz: Güçlü ve büyük insanların küçük ve önemsiz işlerle uğraşmayacağını ifade eder. Kendi değerini bilen kişiler, zamanlarını ve enerjilerini daha önemli hedeflere yönlendirirler.
  • Kokmuş ete sinek çok konar: Kötü ya da yozlaşmış durumların etrafında çıkarcı veya fırsatçı kişilerin toplanacağını ifade eder. Ahlaki çöküş veya zayıflık gösteren kimseler, kolayca istismar edilmeye müsait hale gelirler.
  • Pekmez gibi malın olsun, Antalya'dan sinek gelir*: Güzel malı olan kimse, alıcı kaygısı çekmez.