Nişan yüzükleri |
- İşaret, iz, belirti, alamet: Ya Ali! Seni sevenlerin üç nişanı vardır: Malını sana feda eder. Canını senin için feda eder. Senin sırrını gizli tutar. (A. H. Haksöyler)
- Evlenme sözünün kesinlik kazanması için nikahtan önce yapılan özel tören, yüzük takma töreni: Birbirlerini seviyorlar, aralarında nişan da var. (derleme cümle)
Devlet nişanı - Vurulmak istenen hedefe doğru silahı yöneltme: Bağırarak, "Düşman her yerde. Nişan al. Ateş!" dedi. (İ. S. Öztürk)
- (denizcilik) Deniz ortasında balıkların bulunduğu saptanmış yer: Bulunduğumuz nişanda pamuk balığı dedikleri bir canavar olduğunu işitmiştik.
Nişan ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "nişan" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Nişan almak:
- Vurulmak istenen hedefe doğru silahı yöneltmek: Has dur, selam dur, silah omza, nişan al, ateş! (N. F. Kısakürek)
- Kendisine nişan (ödül) verilmek: Ordumuzda nişan alanlar parmakla gösterilirdi, Şâkir Bey de onların arasına katıldı. (M. Arif)
- Nişan dikmek: Atış için hedef belirlemek: Koşarak ona bir nişan diktiler. Müeyyet, tabancayı elinin üstünde destekleyerek ateş etti ve dikilen taşı parçaladı. (H. İ. Dinamo)
- (Bir şeye) Nişan koymak: İleride tanıyabilmek veya ölçebilmek için bir şeyin durumunu, onun herhangi bir özelliğini akılda tutmak veya iz bırakmak: Mustafa, dönüşte yolu kolay bulmak için buna nişan koydu. (K. Tahir)
- Nişan takmak:
- Nişanlanan çiftin nişan yüzüklerini parmaklarına geçirmek: Evet cevabını alınca nişan yüzüğünü taktı. (A. Yaraman)
- Göğsüne nişan iliştirmek: Kendi eliyle göğsüme bir nişan taktı ve dedi ki: Sen o kadar canlı bir Türk çocuğusun ki, başkalarına şeref veren bu nişan, senden şeref almak mecburiyetindedir. (S. Yurtoğlu)
- Nişanı (nişanını) atmak (bozmak): Kadın veya erkek nişandan ve dolayısıyla evlilikten vazgeçmek: O gün nişanı atmış, fakat birkaç gün sonra amcası ve ailesinin baskısıyla tekrar barıştırılmıştı. (S. Yücel)
- Namı nişanı kalmamak: Yok olup unutulmak: Artık dışarda rüzgâr sert esiyor, eski saltanatların namı nişanı kalmamış. (S. Batu)
Nişan ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "nişan" kelimesi geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Aşık nişanı, sevgili kuşamı sever: Aşık olan kişinin ilişkide bağlılığı ve resmiyeti simgeleyen nişanı önemsediğini, sevgili olan kişinin ise süslenmeyi ve güzel giyinmeyi sevdiğini ifade eder.
- İlk atışta vuran nişancıdır: İlk denemesinde başarılı olan kişinin gerçekten yetenekli ve uzman olduğunu ifade eder. Başarının asıl göstergesinin ilk seferde doğruyu yapmak olduğunu vurgular.
- Ne kadar da büyük olsa onun şanı, taştır onun nişanı: (atasözünün anlamı) Yaşarken, toplumdaki mevkiimiz ne olursa olsun, öldüğümüzde aynı yere, mezara gideriz. Mevkiimizden ötürü böbürlenmemiz yanlıştır.
- Zengin ölürse mezarına taş dikilir, züğürde çalı nişan ederler: Yoksullar öldüklerinde kendilerine mezar taşı bile diktiremezler
Nişan ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler
- Nişan düzlemi: Bir ateşli silahta, mercekli nişan aracının düşey hattından ve nişancının gözünden geçen düzey düzlem.
- Nişan halkası (yüzüğü): Nişan töreninde takılıp evlilik süresince kullanılan, erkeklerde sade, kadınlarda taşlı da olabilen altın ya da gümüş yüzük.
- (Bir şeyi, bir şeye) Nişan koymak: Sonradan tanıyabilmek, bulabilmek ya da ölçebilmek için bir şeyin durumunu, herhangi bir özelliğini akılda tutmak ya da işaret koymak: Dönüşte yolu şaşırmamak için şu ceviz ağacına nişan koyalım.
- Nişan noktası: (askeri terim) Bir silahın yöneltildiği ya da bir gözetleyicinin gözetleme aracını yönelttiği nokta, hedef.
- Nişan şekeri: (folk.) Nişan töreninden önce oğlan tarafından özel bir kutu içinde kız evine gönderilen şeker.
- Nişan takımı: (folk.) Nişanlanacak erkekle kızın karşılıklı olarak birbirlerine aldıkları giysi, takım vb.ye verilen ad.
- Nişan vaziyeti: (askeri terim)
- Tüfek ya da başka bir silahla ateş ederken, bir askerce alınan standart durum.
- Ateş etme durumu için verilen komut.
- Nişan vermek: Birini nişanla onurlandırmak: Osman Paşa'ya nişan verdi ve şerefine ziyafetler düzenledi. (N. Ayyıldız)
- Nişan yapmak: Nişan töreni düzenlemek: Hülya Hanım'ı istediler. Kayınpeder, bütün sülalemizin katıldığı çok güzel bir nişan yaptı. (S. Güven)
Soru/Yorum Formu