Merhamet nedir ne demektir? Merhamet ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Yavru aslana merhamet eden bir adamın, aslan büyüdüğünde aslandan merhamet görmesi
Merhamet etmeyene merhamet edilmez
(Hadisi Şerif)
  1. Acıma duygusu.
  2. Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma.
  3. (din) Birinin (veya başka bir canlının) içinde bulunduğu acılı durumuna üzülerek, acısını giderip yerine sevinç ve iyiliği getirmeye çalışmaya veya böyle yapmayı istemeye neden olan duygu: Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah'tan bağışlanma dilerse Allah'ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur. (Nisa Suresi 110. Ayeti Kerime)


Merhamet ile ilgili deyimler ve anlamları


Zayıf ve hasta olan bir yavru köpeğe yemek veren insan
Hayvan dostlarımıza merhamet
İçinde "merhamet" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Merhamet duymak: Acıma veya şefkat duygusu uyanmak veya kabarmak: Fakat, çocuk çok genç, çok sıkılgandı... Zavallı, çaresiz bir hali vardı. İçinde, ona karşı bir merhamet duydu. Onu himaye etmek istedi. (R. Köknar)
  • Merhamet etmek: (Birine) Acımak: "Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin."(Tirmizî). (Zaten) Rahmandan başka kim merhamet eder ki?
  • Merhamete gelmek: Acıma duygusuna kapılmak: Hünkarım, "Onlar kızdıklarında öfkelerini yutarlar ve insanların kusurlarını affedicidirler" diyor, diye cevap verdi. Padişah bu söz (ayet) üzerine merhamete geldi ve esirin kanını dökmekten vazgeçti. (İ. L. Çakan)
  • Merhametine sığınmak: Bir kimsenin merhametine güvenerek ona yaklaşmak: Allah'ım! Ancak senin sonsuz merhametine sığınırız. (İsmail Hakkı Bursevi)


Merhamet ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde veya anlamında "merhamet" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Merhamet imandan gelir: Bağışlayıcı ve hoşgörülü olmanın dini bir gereklilik olduğunu, gerçek merhametin güçlü bir inançtan kaynaklandığını ifade eder. Gerçek iman sahibi olan kişiler, başkalarına karşı merhametli ve şefkatli olurlar.
  • Merhametin dünyada bir adı kaldı: Merhametin günümüzde sadece adının kaldığını ve gerçek hayatta çok az merhamet edildiğini ifade eder. İnsanların çıkarlarına odaklanması, merhamet duygusunun giderek azalmasına yol açar.
  • Merhametli cerrah, yara sağlatamaz: Doktor, ameliyat olması gereken hastaya canı yanar diye gerekeni yapmazsa o kişinin hastalığını tedavi edemez (sağlatmak: Tedavi etmek).
  • Merhametten maraz doğar (hasıl olur): Kimi kişiler, kendilerine acıyıp iyilik edenlerin başını derde sokarlar veya bu iyiliği kötüye kullanırlar.
  • Acımayana acımazlar: Gerektiğinde merhamet etmesini bilmeyenlerin başkalarından merhamet beklemeye hakları yoktur.
  • Affetmek büyüklüğün şanındandır: Merhametli ve bağışlayıcı olmak insanı daha da yüceltir.
  • Canlılara gülümsemeyen, ölülere hiç ağlamaz: Hayatta olanlara sevgi ve merhamet göstermeyen birinin, kayıplara da gerçek bir üzüntüyle yaklaşamayacağını ifade eder.
  • Çok acıma, acınacak olursun: Her konuda merhametli davranarak mantığı elden bırakanlar yaşam içinde zor durumlara düşerler.
  • Dağda gez, belde gez, insafı elden bırakma (Yol kes, bel kes, insafı elden bırakma): Dağda eşkıya da olsan, herkesin korktuğu biri de olsan merhamet duygusunu kaybetme.
  • Düşmandan merhamet ummak, akıllı kârı değildir: Düşman olan bir kişiden merhamet ve acıma beklemenin mantıksız olduğunu ifade eder. Zaten düşmanlık besleyen birinin, merhamet gösterecek yapıda olmadığını vurgular.
  • Düşmandan merhamet umulmaz: Bir düşmandan asla iyilik veya acıma beklenmeyeceğini ifade eder. Düşmanca duygular besleyen birinin zarar vermekten çekinmeyeceği anlatılır.
  • Evladı olmayanın insafı da/merhameti de olmaz: Çocuk sahibi olan insanlar merhamet konusunda diğer insanlara nazaran daha duyarlı olurlar.
  • Hayası olmayanın insafı da olmaz: Ahlaki değerlerden yoksun kişilerin merhametsiz olacağını ifade eder. Utanç duygusu olmayan kimselerden adalet ve vicdan beklenmeyeceğini vurgular.
  • İnsaf dinin yarısıdır: Merhamet ve dini inançlar insanları iyi yola sevkeder. İnançları olan bir insan merhametsiz olamaz.
  • İnsafı olmayanın imanı da olmaz: İnançsız, imansız kimselerin acıma ve merhamet duygulan da yoktur.
  • İslam'ın şartı beş, altıncısı insaf demişler: İmanı ve inançları olan kimse merhametli ve bağışlayıcı olur.
  • Kadın kalbi merhamet kaynağıdır: Kadın yapısı itibariyle ve analık duygularıyla daha merhametlidir.
  • Katı yürekten merhamet umulmaz: Vicdansız ve sert kalpli insanlardan şefkat beklenemeyeceğini ifade eder. Kötü ve acımasız kişilerin, başkalarına karşı anlayışlı ya da merhametli olması beklenmez.
  • Kendine acımayan başkasına da acımaz: İnsanın önce kendisine merhamet göstermesi gerektiğini ifade eder. Kendi iyiliğini düşünmeyen ve kendine acımayan kişinin, başkalarına da merhamet etmesi beklenmez.
  • Kurdun merhameti kuzuyu ağzında taşımak: Güvenilmez veya tehlikeli birinden iyilik beklemenin yanıltıcı olduğunu ve onların doğalarının değişmeyeceğini anlatır.
  • Küçüğe merhamet et, büyüğe itaat: Toplumda hem sevgi hem de saygının dengeli olması gerektiğini ifade eder. Küçükleri korumak ve büyükleri saymak, sağlıklı ve düzenli bir sosyal yaşam için önemlidir.
  • Ne edersen (yaparsan) et (yap), insafı elden koma (bırakma)!: İnsanın her zaman Hakka ve adâlete uygun davranması, vicdanına göre hareket etmesi ve merhametli olması gerektiğini anlatır.