![]() |
Merhamet etmeyene merhamet edilmez (Hadisi Şerif) |
- Acıma duygusu.
- Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma.
- (din) Birinin (veya başka bir canlının) içinde bulunduğu acılı durumuna üzülerek, acısını giderip yerine sevinç ve iyiliği getirmeye çalışmaya veya böyle yapmayı istemeye neden olan duygu: Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah'tan bağışlanma dilerse Allah'ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur. (Nisa Suresi 110. Ayeti Kerime)
Merhamet ile ilgili deyimler ve anlamları
![]() |
Hayvan dostlarımıza merhamet |
İçinde "merhamet" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Merhamet duymak: Acıma veya şefkat duygusu uyanmak veya kabarmak: Fakat, çocuk çok genç, çok sıkılgandı... Zavallı, çaresiz bir hali vardı. İçinde, ona karşı bir merhamet duydu. Onu himaye etmek istedi. (R. Köknar)
- Merhamet etmek: (Birine) Acımak: "Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin."(Tirmizî). (Zaten) Rahmandan başka kim merhamet eder ki?
- Merhamete gelmek: Acıma duygusuna kapılmak: Hünkarım, "Onlar kızdıklarında öfkelerini yutarlar ve insanların kusurlarını affedicidirler" diyor, diye cevap verdi. Padişah bu söz (ayet) üzerine merhamete geldi ve esirin kanını dökmekten vazgeçti. (İ. L. Çakan)
- Merhametine sığınmak: Bir kimsenin merhametine güvenerek ona yaklaşmak: Allah'ım! Ancak senin sonsuz merhametine sığınırız. (İsmail Hakkı Bursevi)
Merhamet ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde veya anlamında "merhamet" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Merhamet imandan gelir: Bağışlayıcı ve hoşgörülü olmanın dini bir gereklilik olduğunu, gerçek merhametin güçlü bir inançtan kaynaklandığını ifade eder. Gerçek iman sahibi olan kişiler, başkalarına karşı merhametli ve şefkatli olurlar.
- Merhametin dünyada bir adı kaldı: Merhametin günümüzde sadece adının kaldığını ve gerçek hayatta çok az merhamet edildiğini ifade eder. İnsanların çıkarlarına odaklanması, merhamet duygusunun giderek azalmasına yol açar.
- Merhametli cerrah, yara sağlatamaz: Doktor, ameliyat olması gereken hastaya canı yanar diye gerekeni yapmazsa o kişinin hastalığını tedavi edemez (sağlatmak: Tedavi etmek).
- Merhametten maraz doğar (hasıl olur)*: Kimi kişiler, kendilerine acıyıp iyilik edenlerin başını derde sokarlar veya bu iyiliği kötüye kullanırlar.
- Acımayana acımazlar: Gerektiğinde merhamet etmesini bilmeyenlerin başkalarından merhamet beklemeye hakları yoktur.
- Affetmek büyüklüğün şanındandır: Merhametli ve bağışlayıcı olmak insanı daha da yüceltir.
- Canlılara gülümsemeyen, ölülere hiç ağlamaz: Hayatta olanlara sevgi ve merhamet göstermeyen birinin, kayıplara da gerçek bir üzüntüyle yaklaşamayacağını ifade eder.
- Çok acıma, acınacak olursun: Her konuda merhametli davranarak mantığı elden bırakanlar yaşam içinde zor durumlara düşerler.
- Dağda gez, belde gez, insafı elden bırakma* (Yol kes, bel kes, insafı elden bırakma): Dağda eşkıya da olsan, herkesin korktuğu biri de olsan merhamet duygusunu kaybetme.
- Düşmandan merhamet ummak, akıllı kârı değildir: Düşman olan bir kişiden merhamet ve acıma beklemenin mantıksız olduğunu ifade eder. Zaten düşmanlık besleyen birinin, merhamet gösterecek yapıda olmadığını vurgular.
- Düşmandan merhamet umulmaz: Bir düşmandan asla iyilik veya acıma beklenmeyeceğini ifade eder. Düşmanca duygular besleyen birinin zarar vermekten çekinmeyeceği anlatılır.
- Evladı olmayanın insafı da/merhameti de olmaz: Çocuk sahibi olan insanlar merhamet konusunda diğer insanlara nazaran daha duyarlı olurlar.
- Hayası olmayanın insafı da olmaz: Ahlaki değerlerden yoksun kişilerin merhametsiz olacağını ifade eder. Utanç duygusu olmayan kimselerden adalet ve vicdan beklenmeyeceğini vurgular.
- İnsaf dinin yarısıdır: Merhamet ve dini inançlar insanları iyi yola sevkeder. İnançları olan bir insan merhametsiz olamaz.
- İnsafı olmayanın imanı da olmaz: İnançsız, imansız kimselerin acıma ve merhamet duygulan da yoktur.
- İslam'ın şartı beş, altıncısı insaf demişler: İmanı ve inançları olan kimse merhametli ve bağışlayıcı olur.
- Kadın kalbi merhamet kaynağıdır: Kadın yapısı itibariyle ve analık duygularıyla daha merhametlidir.
- Katı yürekten merhamet umulmaz: Vicdansız ve sert kalpli insanlardan şefkat beklenemeyeceğini ifade eder. Kötü ve acımasız kişilerin, başkalarına karşı anlayışlı ya da merhametli olması beklenmez.
- Kendine acımayan başkasına da acımaz: İnsanın önce kendisine merhamet göstermesi gerektiğini ifade eder. Kendi iyiliğini düşünmeyen ve kendine acımayan kişinin, başkalarına da merhamet etmesi beklenmez.
- Kurdun merhameti kuzuyu ağzında taşımak: Güvenilmez veya tehlikeli birinden iyilik beklemenin yanıltıcı olduğunu ve onların doğalarının değişmeyeceğini anlatır.
- Küçüğe merhamet et, büyüğe itaat: Toplumda hem sevgi hem de saygının dengeli olması gerektiğini ifade eder. Küçükleri korumak ve büyükleri saymak, sağlıklı ve düzenli bir sosyal yaşam için önemlidir.
- Ne edersen (yaparsan) et (yap), insafı elden koma (bırakma)!: İnsanın her zaman Hakka ve adâlete uygun davranması, vicdanına göre hareket etmesi ve merhametli olması gerektiğini anlatır.
Soru/Yorum Gönder