Eski ateş maşası |
- Ateş ya da kızgın bir şey tutmaya ya da karıştırmaya yarayan demirden yapılmış çatal araç: Kızartma maşası. Kömür maşası. Biz, maşa dururken közü elimizle tutmak istemiyoruz. (İlgili cümle kaynağı: Y. Kemal)
- Maşa biçiminde olan ya da ufak tefek şeyler tutmaya yarayan araç: Pul maşası.
- (spor) Bisiklet iskeletinin ön ve arkasında olan, arasına tekerleklerin takıldığı çatal biçimindeki araç.
Saç maşası - Otomatik dokuma tezgahlarında, atkı ipliği kopunca ya da eksilince, tezgahı otomatik olarak durduran düzen.
- (mecazi) Aracı, yardımcı: Padişah, İngilizlerin maşası olmuştu.
Maşa ile ilgili atasözü ve deyimler ve anlamları
İçinde "maşa" kelimesi geçen atasözü deyimler ve açıklamaları:
Mutfak maşası |
- Maşa çekmek: Saçları maşayla düzleştirmek ya da istenilen bir biçim vermek.
- Maşa gibi: Zayıf ve kara kuru (kimse).
- (Birini) Maşa gibi kullanmak → Maşası olmak.
- Maşa kadar: (Yeni doğan çocuklar için) Ufacık.
- Maşa varken elini yakmak: Bir işten gelebilecek zarardan kendini koruyacak bir yol varken o işi zarar ve sorumluluk gelebilecek biçimde yapmak.
- (Birinin) Maşası olmak: Biri tarafından kullanılmak.
- (Bir şeyi) Maşayla tutmak: (Bir şeyden) Çok iğrenmek.
- Maşayla bile tutulmaz: Çok pis.
- Maşa varken elini ateşe sokma: (atasözünün anlamı) Bir tehlikeli işe kalkışırken gerekli aracı kullan ki canın yanmasın.
Soru/Yorum Formu