Mahalle nedir ne demektir? Mahalle ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Mahalle arasında top oynayan çocuklar
Mahalle
  1. Bir kentin, bir ilçenin, bir bucağın hatta büyücek bir köyün bölünmüş sayıldığı parçalardan her biri: Mahallemiz küçük olduğundan herkes ama herkes birbirini bilir tanır ve severdi (Y. Doğan). Mahallemiz orta ve az gelir düzeyinde ailelerin oturduğu, genelde de esnaf ve zanaatkârlardan oluşan bir semtti. (Y. V. Dalda)
  2. (mecazi) Bir mahallede oturan insanlar, mahalle halkı: Hanife Hanımın çığlığı, bütün mahalleyi ayağa kaldırdı (O. C. Kaygılı). Bu kadın tüm mahalle tarafından çok saygı görürdü.

Mahalle ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "mahalle" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları, anlamları ve örnek cümleler:

  • Mahalle (sokak) çocuğu: İyi terbiye almamış, vaktinin çoğunu evinden dışarıda geçiren çocuk: Biri mahalle çocuğu imiş, bir türlü okumuyormuş; öbürü kibar olmak sevdasındaymış, uslu uslu mektebine gidiyormuş, derslerine çalışıyormuş. (O. Veli)
  • Mahalle kahvesi gibi: Gürültülü, havasız, kalabalık yer: İç karartan meyhane, mahalle kahvesi gibi yerler tembellik, miskinlik, saygısızlık, terbiyesizlik, hoyratlığın yuvalarıdır. (T. Kontantamer)
  • Mahalle karısı: Kaba, görgüsüz, davranış bilgisi kıt, kavgacı, şamatacı kadın: O cadaloz mahalle karısı ne çirkin şeyler söylemişti bana. Hem de yüzüme karşı. (E. Öz)
  • Mahalleyi ayağa kaldırmak: Bağırarak mahalle halkını telaşa vermek ya da tedirgin etmek: Kadın "Yangın var!" diye bağırarak mahalleyi ayağa kaldırdı. (N. Muallimoğlu)
  • Bildiğini yedi mahalle bilmez: Bir kimsenin çok kurnaz, çokbilmiş olduğunu anlatan bir söz: "Ufak tefek olduğuna bakmayın, bildiğini yedi mahalle bilmez." (H. F. Gözler)
  • Körler mahallesinde ayna satmak: Bir şeyi ona gereksinim duymayacak olan çevreye götürmek: Sağırlar meclisinde gazel atma, körler mahallesinde ayna satma. (Mesnevi-i Manevi Şerhi)
  • Müslüman mahallesinde salyangoz satmak: Sonuç alınmayacak bir işle uğraşmak: Müslüman mahallesinde salyangoz satma! Başka mahallede bu işten ekmek yiyebilirsin, fakat bu mahallede salyangoz satmaktan ekmek yiyemeyeceğin gibi, üstelik dayak bile yiyebilirsin! (N. Aydın)
  • O mahalle senin bu mahalle benim: Sürekli gezip dolaşmayı anlatan bir söz: Akşama kadar o mahalle senin bu mahalle benim gezip durmuştum. Saat üçe geliyordu ve ben hala bir ev bulamamıştım. (A. Tetik)

Mahalle ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "mahalle" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Mahallede ölü olur, herkes (kendi) ölüsüne ağlar: Başka insanların ölümü, insanı, kendi yakınının, dostunun ölümü kadar üzmez.
  • "Aşağı mahalle sen misin, yukarı mahalle şen misin?" diye gezer: Rahatına düşkün kimseler gezip eğlenmenin dışında başka bir şey düşünmezler.
  • Bir çingeneyi dokuz mahalle doyuramamış: Doyumsuz insanların ne kadar verilirse verilsin tatmin olmayacağını ifade eder. Gözünü hırs bürümüş kişiler, ellerindekinin kıymetini bilmez.
  • Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (dokunur)*: Bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur.
  • Bizim tavuk bir yumurta yumurtlar, yedi mahalle duyar; elin kısrağı küheylan doğurur, hiç sesi çıkmaz: Bazı görgüsüz insanlar ufacık bir iş başarsalar bunu herkese duyururlar, kültürlü, olgun insanlar ise başardıkları iş büyük de olsa alçak gönüllü davranırlar.
  • Eğrikapı'nın eğrisidir, mahallenin doğrusudur: Aslında kusurlu veya yanlış olan bir kişinin, kendini çevresine doğru olarak gösterebileceğini ya da öyle görülebileceğini anlatır. İnsanların yanılabileceğini, yanıltıcı yargılarda bulunabileceğini ve gerçek değeri göremeyebileceğini ifade eder.
  • Körler mahallesinde ayna satılmaz: Bir şeyin değerinin, ona ihtiyacı olmayan kişiler için anlamsız olduğunu ifade eder. Doğru yerde, doğru kişilere hitap etmek önemlidir.
  • Kötü komşunun yedi mahalleye zararı vardır: Yalancı, düzenbaz, iffetsiz bir komşu sadece kendi çevresine zarar vermekle kalmaz; kötülüklerini daha geniş çevrelere de taşır.
  • Kurt mahallesinde av avlanmaz: Güçlülerle dolu bir yerde güç gösterisi yapılmaz.
  • Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz: Bir topluluğun inanç ve değerlerine aykırı şeyler sunmanın kabul görmeyeceğini ifade eder. İnsanların alışkanlıklarına ve kültürlerine uygun davranmak gerekir.
  • Otuz iki dişten çıkan, otuz iki mahalleye yayılır*: Bir ağızdan çıkan söz, başkalarının ağzına geçer, her tarafa yayılır.
  • Yabancı köpek yedi mahalleden kovulur: Bir yere ait olmayan veya yabancı olan kişilerin kolay kabul görmeyeceğini ifade eder. Toplum içinde dışlanmamak için aidiyet ve uyum önemlidir.
  • Yumurtladığı bir yumurta, gürültüsü yedi mahalleyi tutar: Beceriksiz ve kendini beğenmiş kişilerin nadiren başardıkları küçük başarıları abartıyla duyurduklarını ifade eder.

Mahalle ile ilgili birleşik kelimeler

  • Mahalle bekçisi: Mahallede geceleri güvenlik görevi yapan kimse: Beni hırsız sanan mahalle bekçisi yakalayıp Çiftlik Karakolu'na götürdü. (C. Erkmen)
  • Mahalle çapkını: Beceriksiz çapkın.
  • Mahalle kabadayısı: Mahallesini serserilere karşı koruyan cesur, dövüşken ve gözü pek adam: Her mahalle kendi kabadayısı ile ünlüdür. Bu eski efeler kendi mahallelerinde 'güzel ağabeyler'dir. Kimseye bir zararları dokunmaz. (A. Yanık)
  • Mahalle mektebi: (tarih) Eskiden özel bir törenle başlanılan, ilkokul düzeyindeki okul: Zübeyde Hanım oğlunun mahalle mektebine gidişi güzel olsun diye ona kıyafet dikmiş, Mustafa bunları giyince adeta parlıyordu. (T. Serim)
  • Mahalle muhtarı:
    1. Muhtar: Mahalle muhtarı Ethem Efendi, aynı zamanda mahalle camiinin müezzini idi. (B. Felek)
    2. (mecazi) Çevresinde olup biten her şeyden haberdar olan kimse: (...) mahalle muhtarı unvanını herkesten birebir haberdar olup sonuna kadar hak eden Dilaver amcasıyla Anadolu kasabalarının havası esiyordu buralarda. (Ü. Burhan)
  • Mahalleli:
    1. Aynı mahallede oturan kimselerin bütünü: Osmanlı mahallesinde imam kadar mahalleli de birbirine kefildir. (Tarih)
    2. Aynı mahalleden olan: Bizim mahalleli. Her sabah işe birlikte geliriz. (T. Alangu)