Kuzu nedir ne demektir? Kuzu ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Sevimli kuzu ya da koyun yavrusunun bakışları
Sevimli kuzu
  1. Koyun yavrusu: Sürünün ardında bir koyun meler / Koyunun feryadı bağrımı deler / Akkoyun da gelmiş kuzusunu ister. (Pir Sultan Abdal)
  2. Bir meyve ya da sebzeye bitişik olan küçük meyve ya da sebze: İncirin kuzusu, biberin kuzusu vb.


Kuzu ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "kuzu" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Kuzum: (teklifsiz konuşmada) Yalvarmak ya da dikkat çekmek için kullanılan bir ünlem: "Kuzum Hatice Hanım, şu pencerelerden birini açar mısın", dedim.
  • Kuzu çevirmek: Kuzunun gövdesini şişe geçirip ateş korunun üzerinde çevirerek pişirmek: Pınar başında oturup kuzu çevirir, bâde içerlerdi. (N. Şahiner)
  • Kuzu gibi: Çok uysal olan ve elinden kötülük gelmeyen: Pehlivana benzer, ama gerçekte kuzu gibi yavaş, pek az konuşan, pek az gülen, üzüntüsünü de heyecanını da kimseye belli etmeyen... (C. Dağcı)
  • Kuzu gibi olmak (kuzu kesilmek): Uslanmak, uysallaşmak, sessizleşmek, sakinleşmek: Babası gelince kuzu gibi oldu bak.
  • Kuzu kuzu: Hiç ses çıkarmadan, karşı gelmeden, uysal bir biçimde: Tufan'a "Ben kime ne vermek istersem veririm, o da kuzu kuzu alır; kimden ne almak istersem alırım o da kuzu kuzu verir" demektedir. (İlgili cümle kaynağı: A. Yılmaz)
  • Kuzu postuna bürünmek: (deyiminin anlamı) Karşısındakini aldatmak için kendini zararsız ve uysal göstermeye çalışmak: Bu şirketler "kuzu postuna bürünmüş kurt" gibi hareket etmektedirler. (M. Aygen)
  • Kuzuya dönmek: Uysallaşmak, sakinleşmek: O deli gibi köpek kuzuya döndü. Hayvan adeta aptallaştı. (N. Hikmet)
  • Analı kuzu, kınalı kuzu:
    1. Annesi sağ olan çocukların mutluluğunu anlatan bir deyim: Ahh, ahh! Boşuna analı kuzu, kınalı kuzu, dememişler. Annesi hayatta olsa böyle mi olurdu? (B. Aksun)
    2. Her işi yolunda giden.
  • Anasının körpe kuzusu: Pek küçük kucak çocuğu: Bıcır bıcır konuşan anasının körpe kuzusunu pışpışlayan genç bir kadın tip tip bize bakıyordu. (Ş. Onay)
  • Can ciğer kuzu sarması: (deyiminin anlamı) İçli dışlı, pek içten ve candan olan kimseyi anlatır: Murat'la Soner can ciğer, kuzu sarması gibi. Haberleşip, kamaralarından aynı anda, salondaki yemeğe iniyorlar. Beraber gülüp, beraber eğleniyorlar. (B. H. Özbek)


Kuzu ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "kuzu" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Kuzu çoban için değildir, belki çoban kuzu içindir:
    1. Bazen insanların veya şeylerin, başkaları için değil, başkalarının kendileri için var olduğunu ifade eder. Yani, kuzu çobanın ihtiyacı için değil, çoban kuzu için vardır.
    2. Yetkililer hükmetme arzularını tatmin etmek için değil, hizmet etmek için bulundukları yerdedir.
  • Kuzunun kuyruğuna, oğlağın omuzlarına bakarlar: Bir şeyin ya da bir kişinin değerini veya kalitesini değerlendirirken, genellikle belirgin ve dikkat çekici özelliklerine bakıldığını ifade eder.
  • Kuzunun sevmediği ot burnunda biter: Şanssız insan hep istemediği durumlarla karşılaşır.
  • Kuzusuna kıymayan kebap yiyemez: Bir hedefe ulaşabilmek için gereken bazı fedakarlıkların yapılması gerektiğini ve bunların yapılmaması durumunda başarıdan uzak kalınabileceğini ifade eder.
  • Aç kurt komşu kuzuyu yemez: İnsan zora düşünce yardımına ilk koşan komşuları olur. Bu yüzden ne olursa olsun komşulara zarar vermekten kaçınmalıdır.
  • Ak koyunun kara kuzusu da olur*: İyi bir aileden kötü bir adam da çıkabilir.
  • Akşam olunca kuzu anasını, kuş yuvasını bulur: Herkesin eninde sonunda ait olduğu yere, sevdiklerine ya da evine döneceğini ifade eder.
  • Allah kırkılmış kuzuya göre yel estirir: Allah'ın her şeyi en uygun ve gerekli şekilde düzenleyeceğini ifade eder.
  • Anasından büyük kuzu olmaz: Bir şeyin veya kişinin, kaynağından veya temelinden daha büyük olamayacağını ifade eder.
  • Anasız kuzu melemez: Annesiz büyüyen çocuk ne kadar iyi şartlarda yetişirse yetişsin yine de mutlu olamaz.
  • Asi kuzuyu kurt yemez: Kendi başına buyruk ve cesur davranan kişinin, kötü kimselerden gelebilecek tehlikelerden ve sıkıntılardan daha az etkilenebileceğini belirtir.
  • Çobana verme kızı, ya koyun güttürür ya kuzu (Lafın azı uzu, çobana verme kızı)*: Ebeveynin, kızını isteyen kişinin yaşam tarzı ve iş alanının, kızının hayatını nasıl etkileyeceğini göz önünde bulundurarak karar vermesi gerektiğini ifade eder. Yani, kişinin iş ve yaşam tarzına göre eşinin de aynı şekilde bir yaşam sürdüreceğini düşünmelidir.
  • Çok koyunun çok kuzusu olur: Ne kadar çok mal varlığına sahipsen, o kadar çok getirisi olur.
  • Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler: Geçmişte kalan olayların üzerinde durulmasında bir yarar yoktur, geçmişte olanlar geçmişte kalır, önemli olan gelecek için yapacaklarımızdır: Şimdi neden oldu, niçin öyle değildi de böyle netice verdi diye çene yorarsak, boşa zaman harcarız. Geçmişe mazi yenmişe kuzu! (T. Dursun K.)
  • İtten kuzu türemez: Kötü huylu bir insanın iyi huylu bir evlada sahip olması beklenemez.
  • Koç olacak kuzu kuyruğundan bellidir: Bir kişinin veya şeyin gelecekteki potansiyelinin, mevcut hali veya küçük belirtileri üzerinden anlaşılabileceğini ifade eder.
  • Koç olacak kuzuya bıçak salınmaz (atılmaz): Herkese yararı dokunan birine bir şeye kimse zarar vermek istemez.
  • Koçluk kuzu ağılda belli olur: İnsanların küçük yaşlardan itibaren davranış biçimleri gelecekteki yaşamları hakkında bir fikir verebilir.
  • Kurdun merhameti kuzuyu ağzında taşımak: Güvenilmez veya tehlikeli birinden iyilik beklemenin yanıltıcı olduğunu ve onların doğalarının değişmeyeceğini anlatır.
  • Kurdun oğlu kuzu olmaz: Geçimsiz, saldırgan görgüsüz kişilerden olan çocuk iyi huylu, dürüst biri olarak yetişmez.
  • Kurt ağzından kuzu alınır mı?: Güçlü, kuvvetli kimselerin elinden zorla hiçbir şey alınamaz.
  • Kurt eline geçmiş kuzu sağ çıkmaz: Güçsüz ve savunmasız kişi, zalim ve acımasız birinin hedefi olmuşsa kolay kolay hiç zarar görmeden kurtulamaz.
  • Kurt, kuzu kaptığı yeri dokuz defa yoklar: Haksız kazanç elde eden kişilerin bu yöntemi tekrar tekrar kullanmaktan çekinmediklerini ifade eder. Yani, bir kere haksız kazanç elde eden kişi, aynı yöntemi sürekli denemeye devam eder.
  • Kurt kuzudan "Suyu bulandırdın" diye dava etmiş: Güçlü ve saldırgan kimseler güçsüz birisine saldırmayı kafalarına koymuşlarsa ne yapar eder bir bahane bulurlar.
  • Kurt kuzuyu haber vererek yemez: Açıkgöz, kurnaz kimseler, kandıracakları kimseleri şüphelendirecek davranışlardan sakınırlar.
  • Öksüz kuzu, toklu (öveç) olmaz: Kimsesiz, koruyucusu olmayan kimse ilerleyemez (toklu: bir yaşına girmiş kuzu, öveç: iki üç yaşındaki erkek koyun).
  • Sürüden ayrılan koyunu/kuzuyu kurt kapar*: Ancak topluluğun yardımıyla ve birlikte yapılabilen bir işten ayrılanların zarar görebileceğini anlatır.

Ayrıca bakınız: Koyun ile ilgili atasözleri ve deyimler