kötü:
- Nitelikleri iyi olmayan, değersiz, işe yaramaz, hoşa gitmeyen: Kötü bir adam. Kötü bir işçilik. Kötü bir kalem.
- Aşırı, çok: Anlaşılan, kötü tutulmuştu: bu kızdan uzakta kalmaya dayanamıyor, hep ondan söz ederek yokluğunun yarattığı sıkıntıyı biraz olsun bastırmaya çalışıyordu. (T. Yücel)
kötülük:
Kötülük yapma |
- Kötü olma durumu: Havaların kötülüğü. İşlerin kötülüğü.
- Zarar verecek iş ya da davranış: Bundan daha büyük bir kötülük düşünemiyorum. Kötülük etme kötü düşersin, kuyu kazma kendin düşersin.
- Kemlik, şer: Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Nisa Suresinden)
Kötülük ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kötü ve kötülük" kelimeleri geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- (Bir şey, birini) Kötü etmek: Duygu ve düşüncelerinde olumsuz etkide bulunmak: İçkiye benzer bir şey var bu havalarda / Kötü ediyor insanı, kötü. (O. V. Kanık)
- Kötü gözle bakmak: Biri hakkında iyi düşünceler beslememek: Bizim oralarda insanın Allahsız bilinmesi iyi bir şey değil; konu komşu insana kötü gözle bakar. (M. Niyazi)
- Kötü kişi olmak: Sevilmez olmak, düşman kazanmak: Nasıl böylesine bozulmuştu, kötü kişi olmuştu, düşündükçe hayret ediyordu. (H. Özkan)
- Kötü kötü düşünmek: Üzüntülü düşüncelere dalmak: Hükümdar onun sözlerini dinledikten sonra kötü kötü düşünmeye başladı, ruhu sıkıldı bir zaman. (Fırdevsi)
- Kötü olmak:
- Olumsuz bir durum almak: Yanlarında söylemedim ama ayrılmaları kötü oldu! (İ. Selman)
- Beğenilmemek, takdir edilmemek: Ne kötü oldu, ne çirkin oldu. (A. Topaloğlu)
- Kadın kötü yola düşmek: Ahlâkı bozuldu, kötü oldu. (C. Öztelli)
- (Biri için) Kötü söylemek: (deyiminin anlamı) Birtakım kötülükleri olduğunu söylemek: Hoca bize darıldı, bana kahretti, sitem etti, kötü söyledi. (C. Çetintaş)
- Kötü yola düşmek: Kötü kadın olmak: Kızın babasına iftira dolu bir mektup yazar. "Kızın kötü yola düştü." der. (R. Filizok)
- Kötü yola sapmak: Doğruluktan ayrılıp istenilmeyen ve yanlış işler yapmak: Ertesi yıl kayboldu okuldan. Sonra kötü yola saptı diyenler oldu. (C. Dağcı)
- Kötü yola saptırmak: Kötü yola sürüklemek: Tanrı'ya başkaldırmışlardır ve insanları kötü yola saptırmak için her zaman hazır beklerler.
- Kötü yola sürüklemek: Yasa dışı, uygunsuz veya hoşa gitmeyen bir yaşayış içine sokmak: Kötü arkadaş, insanı kötü yola sürükler. Kişi arkadaşı gibidir. (A. E. Kavaklı)
- Kötülük etmek (yapmak): Kötü davranmak, zarar vermek: Bana da çok kötülük etti, umutlarımı kırdı, emeklerimi boşa harcadı. (A. Nesin)
- Kötüye çekmek: Yanlış değerlendirmek, beğenilmeyen bir anlam vermek: — Kötüye çekme. Sanki bu aralar böyle biraz sinsileştin. (H. Edemir)
- Kötüye gitmek: (Bir iş, bir ilişki) Her gün biraz daha kötüleşmek, kötü bir hal almak: Durumu iyileşeceğine daha da kötüye gidiyordu.
- Kötüye kullanmak:
- Yetkisini yasalara aykırı yolda kullanmak: Görevini kötüye kullanmak.
- Birinin iyi davranışından kötü yolda yararlanmak, suistimal etmek: Sabrımı kötüye kullandı.
- Adı kötüye çıkmak: Ünü kötü olarak yayılmak: İhanet ettiği için tarihte adı kötüye çıkmış biri oldu.
- İşin kötüsü: İşin olumsuz yanı: Hiçbir fikri yoktu. İşin kötüsü soracak kimsesi de yoktu (R. Ezgü). Hepimiz birileri için yabancıyız. İşin kötüsü şimdiden dünyanın bazı kısımları için düşmanız. Daha da kötüsü kendimizle savaşmaktayız. (D. M. Yücel)
- İyiye iyi, kötüye kötü demek: Hatır için konuşmamak, dürüst olmak: İyiye iyi, kötüye kötü der. Kim ne demiş onlara bakmaz. Zaten takdir edilen yönü de bu doğruluğudur. (B. Ayaz)
Kötülük ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde veya anlamında "kötü ve kötülük" sözcükleri geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Kötü adamın zemmi medih yerine geçer: Kötü bir kişinin sizi eleştirmesi veya kötülemesi, aslında bir övgü gibi kabul edilmelidir anlamına gelir. Çünkü ahlaki değerleri düşük birinin eleştirisi, doğru yolda olduğunuzun göstergesi olabilir (zem: kötüleme, yerme; medih: övgü, yüceltme).
- Kötü arkadaş yılandan daha kötüdür: Kötü niyetli veya zararlı arkadaşların, yılandan bile daha tehlikeli olabileceğini ifade eder. Kötü arkadaşların insanın yaşamında yarattığı olumsuz etkilerin, fiziksel tehlikelerden daha büyük ve zararlı olabileceğini vurgular.
- Kötü gelmeyince iyinin kadri bilinmez: İnsan elindekini beğenmeyip daha kötüsüne muhtaç kaldığı zaman elindekinin kıymetini anlar.
- Kötü gün iyi olur, kötü insan iyi olmaz: Kötü zamanların zamanla düzelebileceğini, ancak kötü bir kişinin karakterinin değişmeyeceğini ifade eder. Zorlu dönemler geçici olabilir, ancak kötü davranışlar kalıcıdır.
- Kötü haber tez duyulur*: İnsanlar aralarında konuşurken daha çok başkalarından bahsetmeyi ve başkasından bahsederken de hep kötü yanlarını konuşmayı sever.
- Kötü karı, kötü komşu, kötü at; birini boşa, birini boşla, birini sat: Kötü huylu kişilere hiçbir konuda güvenmemeli, çünkü onlar sürekli birilerine kötülük etmek için uğraşırlar. Bu yüzden de ömür boyu başları dertten kurtulmaz.
- Kötü komşu insanı hacet (mal) sahibi eder*: (atasözünün anlamı) Kötü komşu, komşusuna hiçbir şekilde yardımda bulunmadığından, kötü biriyle komşuluk eden, zorunlu olarak evine gerekli tüm araç ve gereçleri alır. Halk arasında "Kötü ev sahibi kiracıyı ev sahibi eder" olarak da kullanılmaktadır.
- Kötü laf, kötüden çıkar: Olumsuz ve çirkin sözlerin genellikle kötü niyetli veya kötü karakterli kişilerden geldiğini ifade eder.
- Kötü söyleme eşine, ağı katar aşına*: İlişkide bulunduğun kişileri gücendirme; sana büyük zararları dokunur.
- Kötü söz insanı dininden çıkarır*: Devamlı olarak kötü düşünmek ve kötü konuşmak insanın içine işler ve kişiliğini değiştirir.
- Kötüden iyilik beklenmez: Kötü niyetli veya zarar verici birinden iyilik beklememesi gerektiğini vurgular.
- Kötülerin başı dertten kurtulmaz: Kötü huylu insanlar kimseyle geçinemez, bu yüzden de sık sık başları belaya girer.
- Kötülerin sözü ölümünden güçtür: Kötü insanların sözlerinin, doğrudan yaptıkları kötülüklerden daha fazla ve daha uzun süreli zarar verebileceğini ifade eder. Sözle yapılan kötülükler, kalıcı etkiler bırakabilir ve insanları derinden yaralayabilir.
- Kötülük bir kızıl gömlektir, ya yeninden ya yakasından çıkar: Kötü huylu kişilere toplumda nefret ve kin, iyi huylu kişilere ise saygı ve sevgi gösterilir.
- Kötülük eden iyilik beklememelidir: Kötü davranışlarda bulunan kişilerin, karşılığında iyilik veya olumlu bir şey beklememesi gerektiğini ifade eder. Kötü davranışların karşılığında iyilik görmeyi ummak gerçekçi değildir.
- Kötülük eden kötülük bulur: Kötülük yapmayı huy edinen kimselerin başı dertten kurtulmaz.
- Kötülük eken nedamet biçer: Kötü davranışlarda bulunan kişinin, bu davranışlarının sonucunda pişmanlık ve üzüntü çekeceğini ifade eder. Kötü eylemler, sonunda kişiye pişmanlık ve acı getirir (nedamet: pişmanlık, hayıflanma).
- Kötülük kalır, iyilik unutulur: Kötü davranışların ve hataların uzun süre akılda kalacağını, buna karşın yapılan iyiliklerin genellikle unutulacağını ifade eder. Kötü anılar ve davranışlar daha kalıcı izler bırakır, iyilikler ise çabuk unutulabilir.
- Kötülük her kişinin karı, iyilik er kişinin karı*: Herkes karşılıksız kötülük yapabilir ama iyiliği karşılıksız olarak herkes yapamaz.
- Kötünün kendi belası kendine yeter: Kötü niyetli veya kötü davranışlarda bulunan kişilerin, kendi kötülükleri nedeniyle zaten yeterince sıkıntı çektiklerini ifade eder. Kötü insanlar, yaptıkları kötülüklerin sonucunda kendi kendilerine zarar verirler; başkalarına ek bir zarar vermeye gerek kalmaz.
- Kötüye dert mi eksik, güzele yâr mı eksik: Kötü insanların sürekli sıkıntı içinde olduğunu, güzel ve iyi insanların ise sevilmeye ve değer görmeye layık olduğunu ifade eder.
- Kötüye iyilik etmek, iyiye kötülük etmek gibidir: Suçsuz, günahsız kimselere kötülük etmek nasıl doğru bir davranış değilse, kötü huylu, iyiliğin değerini bilmeyen kimselere de iyilik etmek doğru değildir.
- Kötüye yapılan iyilikten köpeğe atılan kemik daha hayırlıdır: İçi kötülük dolu insana ne kadar iyilik yaparsan yap kıymetini bilmez, yine huyunu değiştirmez. Oysa köpeğe bir kemik verdiğin zaman sadakatle karşılık verir.
- Acı (kötü) söz insanı (adamı) dininden, tatlı söz yılanı ininden (deliğinden) çıkarır*: Kötü sözler insanları kızdırır, kötü davranışlara sürükler, iyi ve güzel sözlerse en olmayacak kişileri bile yola getirir.
- Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü*: Kendin hakkındaki kötü düşüncelerimi veya bildiklerimi bana söyletme.
- Adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola (İnsanın kötüsü olmaz; meğer ki parası olmaya)*: İnsanlar, özünde kötü değildirler ama onları kötülüğe iten elverişsiz koşullar ve yoksulluktur.
- Başkasına fenalık eden kendine etmiş olur: Haksız yere başkalarına kötülük eden insan, zorda kaldığında yardım isteyecek dost bulamaz.
- Bir fena kırk iyiyi bozar, kırk iyi bir fenayı düzeltemez: Kötü bir kişinin birçok iyi insanı olumsuz etkileyebileceğini ifade eder. Ancak, çok sayıda iyi insan bile tek bir kötüyü düzeltmekte yetersiz kalabilir.
- Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (dokunur)*: Bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur.
- Can yakanın canı yakılır: Başkalarına zarar veren, acı çektiren veya kötü davranan kişilerin sonunda kendilerinin de benzer şekilde zarar göreceğini, acı çekeceğini ifade eder.
- Çalınır çalanın kapısı: Başkalarına kötülük eden, başkalarından kötülük görür.
- Çalma kapımı, çalmayım kapını: Kimse kötülük görmediği birine zarar vermeye kalkışmaz.
- Çocuğa iyi kötü huy anadan gelir: Çocuğun kişilik sahibi olmasında anne en büyük paya sahiptir.
- Dişin ağrıyorsa çek kurtul, komşun kötüyse göç kurtul: İnsan bir dertten kurtulmak için hemen gereğini yerine getirmelidir.
- Dosta sır verme düşman olur, düşmana kötü söyleme dost olur: İnsan ilişkilerindeki değişkenliğe dikkat çeker. Düşmanlıkların dostluğa, dostlukların ise düşmanlığa dönüşebileceği vurgulanır; bu nedenle, insanların sırlarını paylaşırken veya karşı tarafa zarar verici sözler sarf ederken dikkatli olmaları gerektiğini anlatır.
- Eğriler kötü derse, doğrular iyi der: Genellikle bir konuda eğriliği, yanlışı veya haksızlığı temsil edenlerin eleştirdiği veya kötülediği şeylerin aslında iyi olduğunu, doğru veya dürüst olanlar tarafından takdir edildiğini ifade eder.
- El elin iyisinde kötüsünde değil, kendi havasında: Herkes önce kendi çıkarlarını düşünür.
- Et iyiliği, bul kemliği: Bazı nankör kişiler, kendilerine yapılan iyilik karşısında bile kötülük düşünmekten çekinmezler.
- Evlat kısmı şirin lokmadır, ne iyisinden geçilir, ne kötüsünden: İnsan iyi huylu olsun kötü huylu olsun evladından vazgeçemez.
- Fena insan kömüre benzer, ya yanar, ya kararır: Kötü niyetli kişinin her düşüncesinde bir kötülük vardır. Böyle kimseler her yerde kendilerini belli ederler.
- Fena insandan ne iyilik beklersin: Kötü kalpli kişilerden yararlı bir davranış beklenmez.
- Fenadan fena var: Bir şey veya bir kişi ne kadar kötü olsa da onlardan daha kötüsü mutlaka çıkar.
- Geçmez akça, kötü söz, sahibinindir: Çirkin davranışlarda bulunanlar ve sahtekarlık yapan kimseler yaptıkları işlere layıktırlar.
- Hırsıza acımak, kötülüğe meydan vermektir: Çok yanlış bir davranışı bağışlamak daha büyük yanlışlara davetiye çıkarmak demektir.
- İş bitirenin kötüsü olmaz: Bir insan bir işi iyi kötü bir şekilde halledebiliyorsa, yarıda bırakmıyorsa, bu yine de iyi bir şeydir.
- İyi adama kötü laf söylenmez: İyilik ve yardımsever kişilerin hakkında kimse kötü konuşmaz.
- İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder*: Baba, akıllı, şerefli evladıyla övünür, kötü, şerefsiz evladından da utanır.
- İyi evlat tutar ananın malını, kötü evlat satar ananın malını: İyi evlat anasına saygı gösterir, malını korur; kötü evlat ise, anasına üzüntü verir, çalışmaz, serserilik eder, malını tüketir.
- İyi koca karıyı gül, yaprak; kötü koca kül, toprak yaparmış: Kadını güzelleştirende çirkinleştiren de erkektir.
- İyi kötü, geçit başında belli olur: Birinin gerçek karakterinin, özellikle zor durumlarda ortaya çıktığını vurgular.
- İyi mal, kötü gün içindir: Kişinin zor zamanlarda kullanmak üzere birikim yapmasının önemini vurgular. İyi günlerde biriktirilen mal, kötü günlerde ihtiyaç anında kişiyi rahatlatır.
- İyi oğul bilir ana halini, kötü oğul satar baba malını: İyi yetiştirilmiş çocuk ana babası sıkıntılı olduğu zaman bunu anlayışla karşılar, onlara yardımcı olmaya çalışır. Anlayışsız evlat ise ailesi kötü durumda bile olsa o yine kendi çıkarını düşünür.
- İyi söylersen iyi işitirsin, kötü söylersen kötü işitirsin: İyi davranışlar genellikle iyi sonuçlar doğururken, kötü davranışlar da genellikle olumsuz sonuçlar doğurur. Dolayısıyla, nasıl davranılırsa, muhtemelen aynı şekilde karşılık bulunur.
- İyide kötülük durmaz: İyi niyetli, hoşgörülü insan birine sinirlenip ona zarar vermek istese bile bunu gerçekleştirmeden bundan vazgeçer. Çünkü böyle kişiler hiç kimsenin kötülüğünü istemezler.
- İyiden kötülük gelmez: Dürüst, kalbi iyilikle dolu kişilerden kimseye zarar gelmez.
- İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı*: (atasözünün anlamı) Herkes iyiliğe iyilikle karşılık verebilir ama kötülüğe iyilikle karşılık vermek ancak olgun ve erdemli kişilerin harcıdır.
- İyiliğe iyilik olsaydı, koca öküze bıçak olmazdı*: İyiliğin değerinin bilinmediğini, iyilik edenlere karşılık kötülük edenlerin daha çok olduğunu anlatır.
- İyiliğe kemlik olagelmiş olagider: Dünyada iyiliğe kötülükle karşılık veren pek çok görgüsüz insan vardır ve var olmaya devam eder.
- İyiliğe kötülük, kör eşeğe samanlık: İnsan kendisine iyilik eden birine, iyilikle karşılık vermese de en azından biraz saygılı davranmalıdır.
- İyiliğe kötülük şer adam işi, iyiliğe iyilik her adam işi, kötülüğe iyilik er adam işi: Görgüsüz ve kötü niyetli kişi iyiliğe kötülükle karşılık verir, gördüğü iyiliğin karşılığını vermeyi herkes ister, kötülük gördüğü halde iyilikle karşılık vermeyi ise ancak olgun ve mert kişiler becerebilirler.
- İyiliğe "nere gidiyorsun" demişler, "kötülüğe" demiş*: İyiliklere çoğu kez kötülükle karşılık verilir.
- İyilik eden iyilik bulur, kötülük eden kötülük bulur: İyilik eden kimse zamanı geldiğinde, iyilik ettiği kişiden mutlaka bir iyilik görür, kötülük etmişse karşılığını aynı şekilde alır.
- İyilik eden kemlik (kötülük) bulmaz: İyilik yapan kişinin, toplumda olumlu bir etki bırakacağına ve karşılığında da genellikle olumlu davranışlarla karşılaşacağına işaret eder.
- İyilik et, kötülük bul: Yapılan bir iyiliğe, kötü bir davranışla karşılık verildiğinde kullanılır.
- İyinin ekmeği gökyüzünde, kötünün ekmeği dizinin dibinde: Allah iyi insanı hiçbir zaman muhtaç durumda bırakmaz. Kötü insan ise iyilik yapmayı sevmediği için İlahi yardım görmeden geçimini sağlamak zorunda kalır.
- İyiyi kötüyü el bilir, dereyi tepeyi sel bilir: Kişi kendi hakkında yansız olamaz, kişi hakkında en doğru yargıyı ilişkide olduğu insanlar ve içinde yaşadığı toplum verir.
- Kanma kötünün sözüne, bilse iyisini söyler: Kötü karakterli insanların sözüne güvenilmez, onların aklı fikri kötü şeylerdedir.
- Kar erir, pislik ayaza çıkar: Pislikleri kapatan durum ortadan kalkınca, kötülükler açığa çıkar.
- Kartalın kanadından yapılmış ok kartalı yaralamış: Başkalarına kötülük etmek için uğraşan kişi er geç aynı kötülükle kendisi de karşılaşır.
- Kavakta nar olmaz, kötülerde ar olmaz: Her şeyin kendi doğasına uygun olduğunu ve kötülük yapan kişilerin erdemli veya değerli olamayacağını ifade eder. Yani, bir kavak ağacında nar yetişmeyeceği gibi, kötülük yapan kişilerde de onur ve erdem bulunmaz.
- Kem söz kem akçe sahibinindir: İftira, kötülük dolu sözlerle, sahte kullanılmayan parayı kimse kabul etmez, gene sahibinde kalır.
- Kemlikle mertlik olmaz: Kötülükle, kalleşlikle dürüst ve mert bir kişilik kazanılmaz.
- Kimsenin kötülüğü kimseye bulaşmaz: Bir kişinin kötü niyetli davranışlarının başkalarına doğrudan zarar vermeyeceğini veya onların karakterini etkilemeyeceğini ifade eder. Herkesin kötülüğü kendinedir; örnek alınmadıkça başkasına bulaşmaz.
- Komşunun iyisine paha biçilmez, kötüsüne çare bulunmaz: İnsanın komşusu iyi olursa onu kaybetmemek için her şeyi yapar. Fakat komşu bazen kötü de olabilir. O zamanda ona katlanmaktan başka çare bulamaz.
- Misafirin iyisi gelir gider kuş gibi, misafirin kötüsü oturur baykuş gibi: İyi misafirin ev sahibini yormadan kısa süre kalıp gittiğini, kötü misafirin ise uzun süre kalarak rahatsızlık verdiğini anlatır.
- Öğünme kötülüktür: Gururun aşırısı kişiyi toplumdan uzaklaştıran bir duygudur ve zararlıdır.
- Şerrin azı da çoktur: Kötülüğün küçük bir kısmının bile büyük sorunlara yol açabileceğini, kötülüğün miktarının az veya çok olmasının fark etmediğini ve hiçbir şekilde kötülük yapılmaması gerektiğini ifade eder.
- Taş atana sen ekmek at (Taşla gelene aşla çık / Sana taş atana sen aşla dokun): Biri sana kötülük yapmaya kalktığı zaman sen ona sevgi göster, yumuşak davran ve iyilikle karşılık ver; o da utanır bu niyetinden vazgeçer.
- Terzinin işi kötü, ayıbını örten ütü*: Kişi, olumsuz yanlarını gizlemeyi bilir.
- Yalan kötülüklerin anasıdır: Kötü sonuçlanan olayların genellikle yalanların ve sahtekarlıkların sonucu olduğunu ifade eder. Yalan söylemek, dürüstlüğün zıttı olarak, genellikle güvensizlik, anlaşmazlık ve zarar verici durumlara neden olur.
- Yiğidi kılıç değil, kötü söz öldürür: İnsan bazen haksızlığa, kötülüğe katlanabilir, fakat kötü bir söz, bir hakaret onu yıkmaya yetebilir.
Kötü ile ilgili birleşik kelimeler
- Kötü gün: Mutsuz, üzüntülü gün: Ne kötü gün kalır kişiyle birlikte ne hazine; ne mutluluk, ne sıkıntı; iyi günlerimiz de, kötü günlerimiz de geçer gider. [Allah'ın izniyle] (Fırdevsi)
- Kötü göz: Baktığı kimseye zarar verdiğine veya nazar değdirdiğine inanılan göz; kem göz: Karşımda bir düzine kötü göz vardı; beni istemeyen, hor hakir gören, sınavı kazandığım için bana kızgın olan gözler. (Ş. Efe)
- Kötü kalpli: Herkes hakkında kötülük düşünen: Evet, kötü kalpli, asık suratlı bir adamdı o. Dünyadaki en büyük zevki insanları birbirine düşürmek, bir çok yalanı bir araya getirerek ortalığı karıştırmaktı. (İlgili cümle kaynağı: A. Efe)
- İyi kötü: Şöyle böyle: İyi kötü bir okulum vardı. Direğinde bayrağım, tabanında hasırım, duvarında çakılı bir karatahtam vardı. (F. Erdinç)
- İyisiyle kötüsüyle: İyi kötü bütün yönleriyle: İyisiyle kötüsüyle bir sürü insan tanıdım, daha da tanıyacağım. (E. Özongun)
Soru/Yorum Formu