Köprü nedir ne demektir? Köprü ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Nehir üzerinde büyük, taş ayaklı, çelik iskeletli bir köprü
Köprü
  1. Aralarında su, çukur arazi ya da demiryolu gibi engeller bulunan iki yakayı birbirine bağlayarak, yolu bir yandan öte yana geçmek için yapılan ahşap, taş, beton ya da demir yapı. Meriç üzerinde, Birinci Dünya savaşı esnasında Almanlarca yapılan taş ayaklı demir köprü vasıtasıyla geçilen nehir... (A. K. Balkanlı)
  2. (mecazi) İki şey arasındaki bağı ya da ilişkiyi sağlayan şey: Doğu ile batı arasında "köprü" işlevi gören ülkemiz... (A. Delikara)
  3. Bir yolcu gemisinin önden görünüşünde gemi köprüsünün görünümü
    Gemi köprüsü
    (denizcilik) Geminin önünü ve yanlarını görecek bir yükseklikte ve genişlikte sancaktan iskeleye kadar (geminin sağından soluna kadar) uzanıp bazen iki yandan da taşan kumanda yeri: Kaptan yeniden dürbününü aldı, geçitteki akıntıların yönünü dikkatle inceledi; sonra, köprüde yanı başında duran dümenciye "İskele sancak!" talimatı verdi. (J. Verne)
  4. Köpek ve azı dişleri üzerine yapılan beyaz porselen renginde üçlü diş köprüsü
    Diş köprüsü
    (hekimlik) Olmayan dişlerin yerini doldurmak ya da takma dişleri diğer dişlere sağlam bir biçimde tutturmak amacıyla yapılan, genellikle sabit diş protezi.
  5. (spor) Güreşte pehlivanın, sırtının yere gelmesini (deymesini) önlemek için başına ve ayaklarına dayanarak aldığı durum.
  6. Jimnastikçi bir bayanın mükemmel eğrilikte köprü hareketi ya da pozisyonu
    Köprü hareketi
    (spor) Vücudun, sırt yere dönük olarak el ile ayak tabanı, baş ile ayak tabanı ya da el ile diz, baş ile diz dayanak yüzeyleri arasında yay biçiminde dayalı bulunduğu durum.
  7. (teknik) Herhangi bir eşyanın üzerinde onu oluşturan parçaları birleştirmek amacıyla sıkılan yarım halka ya da halka biçimindeki demir bağ.
  8. (Pantolona) Kemer ve bel kayışlarının kaymaması için konulan ufak parça.
  9. (fizik) Dört kolunda dört devre elemanı (direnç, indüktans, sığa vb.) ve köşegenlerinden birinde akım kaynağı, diğerinde bir ölçü aygıtı bulunan dörtgen biçiminde elektrik devre düzeni.
  10. (tiyatro) Kerevet üzerine uzun tahtalar dayayarak yapılmış düzenek.


Köprü ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "köprü" sözcüğü geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Köprü altı çocuğu: Gideceği ve kalacağı yeri olmayan, kimsesiz çocuk veya kişi: İki köprü altı çocuğu, burada bir köşede konuşup oynaşıyorlar ye kahkahalarıyla burasını dolduruyorlardı. (S. Derviş)
  • Köprü başı: (mecazi) Önemli mevki: Arnavutluk havalisinde bir köprü başını elinde tutmayı ve yerli halkı kendisine kazanmağı lüzumlu buluyordu. (İ. Soysal)
  • Köprü başını tutmak: Çok önemli bir mevkiyi ele geçirmek: Köprü başını tutan ve karşıya kimseyi geçirmeyen bir açıkgöz ayıya herkes dayı demeğe razıdır, karşı kıyıdaki hazineye ulaşabilmek için. (S. Şener)
  • Köprüleri atmak: Vazgeçme olanağı kalmayacak yolda kesin bir davranışta bulunmak: Köprüleri attı, artık geri dönüş yoktu.
  • Sırat köprüsünden geçmek: Bir iş yapılırken sıkıntılı, eziyetli durumlar içinde kalınmak: Sırat köprüsünden geçiyor Türkiye. Ne Türkiye'si, bütün dünya. (V. Türkali)


Köprü ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "köprü" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Köprüden (köprüyü) geçinceye kadar ayıya dayı derler*: (atasözünün anlamı) İş bitinceye kadar istenmese de kimi soysuz kişilere saygılı davranılır: "Her şeye kafa tutmaya kalkma. Bazen boyun da eğeceksin, köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı diyeceksin" sözleri uğuldadı beyninde ve babasının asık suratı belirdi. (M. Buyrukçu)
  • Köprünün altından çok su geçti (sular aktı)*: Çok zaman geçti, koşullar epey değişti: Elbet sözünü ettiğim o dönemden bu yana çok şeyler değişti, köprünün altından çok sular geçti. (İlgili cümle kaynağı: C. Çetin)
  • Akıllı köprüyü arayıncaya (aşıncaya) dek deli suyu geçer*: Tedbirli kişi sağlam yol ararken, atak kişi sonuca daha çabuk ulaşır.
  • At binenin, kılıç kuşananın, köprü geçenindir: Başarıya ulaşmak için çaba göstermenin ve risk almanın gerekli olduğunu ifade eder. Değerli bir şeye sahip olmak için, o şeye uygun emek ve beceri göstermek gerekir.
  • Ayranı yok içmeye, gümüş köprü ister geçmeye: Bazı insanlar gösteriş için, içinde bulundukları yokluğa sefalete aldırmadan fiyaka satmaya kalkarlar.
  • Bu dünya bir köprüdür, gelenler geçer: Sonsuz yaşamımızda Dünya'nın geçici bir yer olduğunu ve herkesin bir gün bu dünyadan ayrılacağını ifade eder. İnsanların bu geçici hayatta yaşadıkları süre boyunca yaptıklarıyla anılacaklarını hatırlatır.
  • Buluttan buluta köprü kurulmaz: Gerçekçi olmayan hedeflerin peşinden koşmanın anlamsız olduğunu ifade eder. Hayal dünyasında yaşayıp imkânsız şeyleri gerçekleştirmeye çalışmanın sonuçsuz kalacağını anlatır.
  • Denize köprü atılmaz: Olmayacak işler için çaba harcanmaması gerektiğini ifade eder. Yani, yapılması imkansız veya mantıksız olan şeyler için uğraşmak boşunadır.
  • Elin geçtiği köprüden sen de geç: Herkesçe denemiş ve onaylanmış yollardan gitmenin, genellikle daha güvenli ve başarılı olacağını ifade eder.
  • Geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni*: Namerde karşı minnet altında kalmaktansa sıkıntıya katlanmanın daha iyi olduğunu ifade eder.
  • Gönül gönüle köprüdür: İnsanlar arasındaki sevgi ve anlayışın, aralarındaki mesafeleri ortadan kaldırabileceğini ifade eder. Gönülden bağlanan kişiler, fiziksel uzaklık olsa bile birbirlerine her zaman yakın hissederler.
  • Gözünü aç da köprüyü geç: Yapacağın iş tehlikeliyse bütün dikkatini o işe ver, başka bir şey düşünme.
  • Herkesin geçtiği köprüden sen de geç*: Toplumun tuttuğu yoldan ayrılmamak gerektiğini öne süren bir atasözü.
  • Kızı ver, köprü kes: Kız evlendirdikten sonra onun evine az gidip gelmenin doğru olduğunu ifade eder. Evliliğin ardından çiftin kendi hayatlarını kurmaları gerektiğini vurgular.
  • Kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye (Gün olur geçit vermez geçmeye, gün olur su bulunmaz içmeye)*: İnsanların hayatlarındaki fırsat ve kaynaklar arasında büyük farklılıklar olabileceğini ifade eder. Bazıları ihtiyaçlarına ulaşamazken, bazıları için ise her şey kolayca erişilebilir haldedir.
  • Muhannes köprüsünden geçmekten düşüp suya boğulmak yeğdir: Mert olmayan kimselerle arkadaşlık yapıp onlara muhtaç olmaktansa, ölmek daha iyidir (muhannes: Kalleş, korkak, alçak, namert kimse).
  • Sen köprü olursan herkes üstünden geçer: Kişinin sürekli fedakârlık yapıp kendi haklarını savunmadığı durumda, başkalarının bundan faydalanacağını ifade eder. Her zaman alttan almanın, insanların sınırlarını zorlamasına neden olacağı anlatılır.
  • Ulular köprü olsa basıp geçme*: Saygı duyulan kimseler toplumda gereken yerlerinde bulunmasalar, hatta birçoklarınca çiğnenseler bile, sen onlara olan saygını azaltma.


Köprü ile ilgili birleşik kelime ve fiiller


  • Köprü ayağı: Kemerli bir köprüde, kemerin basıncını taşıyan bölüm.
  • Köprü başı: (askeri terim) İlerlemek için çıkılan elverişli kıyı: Osmanlı öncü kuvvetleri, karşı kıyıda bir köprü başı ele geçirdi. Emniyetle nehrin karşı tarafına geçti. (İ. Sarı)
  • Köprü desteği: Kaya blokları ya da birbirine bağlanmış kazıklar üzerine oturan köprülerin kıyı ayağı.
  • Köprü kurmak:
    1. Akarsu vb. engel üzerine köprü inşa etmek.
    2. (spor) Elleri arkadan yere dayayıp ayak uçlarına basarak vücudu yay gibi germek.
  • Köprü mahmuzu: Köprü ayaklarının su akıntısına karşı dayanıklı olması için suya gelen yanlarına köşeli ve sivri olarak taştan yapılmış çıkıntı.
  • Köprü omuzlaması: Köprü ayağı.
  • Köprü sahanlığı: Köprü orta kısımlarında iki yana çıkıntılı bölüm.
( 0 soru/yorum )