Kıyamet nedir ne demektir? Kıyamet ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Kıyamet gününü anlatan Dünya'nın patlaması görseli
Kıyamet
  1. Dünyanın sonunun geldiği ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, kıyamet günü: O gün, sonunda varılıp karar kılınacak yer yalnızca Rabbinin katıdır. (Kıyamet Suresi 12. Ayeti Kerime)
  2. (mecazi) Sıkıntı, bela, felaket: Başımıza gelen bu kıyametten sonra...
  3. Karışıklık, gürültülü telaş: Kızılca kıyamet.

Kıyamet ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "kıyamet" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Kıyamet gibi (Kıyamet kadar): Pek çok: Pazarda balık kıyamet gibi.
  • Kıyamet kopmak:
    1. Kıyamet günü gelerek ölüler dirilip kalkmak: Çünkü kıyamet kopunca bütün yaratılanlar dirilecek ve orada toplanacaklar. (Şeyyad Hamza)
    2. (Bir yerde) Çok gürültü ve telaş olmak: Ana baba günü, sanki kıyamet kopmuş millet oraya üşüşmüştü. Patırtı, gürültü, bağırtı had safhada idi. (Ş. S. Şirazi)
  • Kıyamet mi kopar?: "Ne olur? Ne çıkar? Ne önemi var?" anlamında kullanılan bir söz: Üç buçuk yıl bana katlandı bu mektep, üç gün daha katlansa kıyamet mi kopar? (M. Özkan)
  • Kıyamete kadar: Dünya durdukça, uzun süre: O, son peygamberdir ve kıyamete kadar başka bir peygamber gelmeyecektir (sav). (A. Akay)
  • Kıyamete kalmak: Sorun çözülememek: On üç on dördümde gittim gurbete / Kim dayanır ayrılığa hasrete / Nasıl dayanayım ben bu firkate / Hasret kıyamete kaldı neyleyim? (Dörtdivanlı Hilmi)
  • Kıyameti (Kıyametleri) koparmak:
    1. Bir şeye çok kızarak bağırıp çağırmak, feryat etmek: Kocakarı kıyametleri koparacak kadar sinirlenmişti. (O. Kemal)
    2. Aşırı gürültülere, kargaşaya yol açmak: Tabiî gazeteler kıyameti kopardı... (E. Balcı)
  • Bir kıyamettir gitmek (kopmak): Fazla gürültü, patırtı, telaş olmak: Gazetelerde boy boy resimler, sayfalarca eleştiriler, bir kıyamettir gidiyor (Varlık). Yüzlerce kişi peşimize takılmış, bir kaynaşma, bir bağırış, bir kıyamettir gidiyor. (E. Tomruk)
  • Kızılca kıyamet kopmak: Kavga, gürültü olmak: "Postal ha? Demek postal diyorsun bana? Ben postalım öyle mi?" Birden kızılca kıyamet koptu... (O. Kemal)
  • Taş yağar, kıyamet koparken: Telaşlı ve tehlikeli zamanları anlatır: Harp yıllarında ortalıkta taş yağar kıyamet koparken... (R. N. Güntekin)

Kıyamet ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "kıyamet" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Kıyamette ibadet olmaz: Fırsatlar kaçtıktan sonra yapılan çabanın fayda sağlamayacağını ifade eder. Zamanında yapılmayan işler, geç kaldığında bir anlam taşımaz. İş işten geçtikten sonra yapılan ibadet boşunadır.
  • Ben ne vakit ölürsem kıyamet o zaman kopar: Herkesin kendi yaşamını merkez aldığı ve ölümünün kendi varoluşunun sonu olduğu düşüncesini yansıtır.
  • Ben ölürsem büyük kıyamet, karı ölürse küçük kıyamet: Kişinin kendi canı en yakınlarından bile önce gelir.
  • Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar*: Herkesin yararlanabileceği şeyden bazıları yararlanır da başkalarına yararlanma fırsatı vermezlerse büyük kavga çıkar.
  • Ev/Mülk satan, karı boşayan kıyamete kadar unutmaz: Geçim sıkıntısı için malını, evini satan veya karısından boşanan kişi iş işten geçtikten sonra yaptığından pişmanlık duyar.
  • Kırkından sonra saza başlayan kıyamette çalar*: Bir işi başarmak için o işe zamanında başlamak gerekir.
  • Kısas kıyamete kalmaz: Birinden büyük bir kötülük gören kişi bunu hiçbir zaman unutmaz ve fırsat bulduğu anda karşılığını verir.
  • Yarın kıyamette on parmağım yakanda olsun: Birine yapılan haksızlık veya zulmün hesabının ahirette mutlaka sorulacağını ifade eder. Mazlumun ahı yerde kalmaz, zalim ise eninde sonunda cezalandırılır.

Kıyamet ile ilgili birleşik kelimeler

  • Kıyamet alameti:
    1. Kıyametin kopacağını önceden belirttiğine inanılan işaretler: Sarhoşluk veren içkilerin yaygınlaşması, zinanın aleni hale gelmesi, adam öldürme olaylarının ve fitnelerin fazlalaşması, Deccal'ın çıkması, Yecüc ve Mecüc seddinin açılması, depremlerin sıklaşması, güneşin batıdan doğması ve Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne indirilmesi kıyamet alametlerindendir. (H. Özdemir, Ş. Balahorlu)
    2. Alışılmışın dışında, çok yadırganan şeyler, özellikle ahlâk, terbiye ve geleneklere ters düşen davranış ve olaylar karşısında kullanılır: Çalışmaya gitmiştir eyvah diye korkuyor. Senin çalışman kıyamet alâmeti. (K. Tâhir)
  • Kıyamet günü: Ölülerin dirilip ayağa kalkacağı zaman, haşir: Kıyamet gününü hatırlasınlar, birbirlerine kötülük etmesinler... Minare gibi dosdoğru olsunlar. (R. Enis)
  • Kış kıyamet: Çok zorlu kış, kar, tipi: Yürünülecek mesafe çok uzun değildi. Ancak kış kıyamet buna aman vermiyordu. (H. Alptekin)
  • Kızılca kıyamet: Aşırı bir biçimde gürültülü çekişme, kavga; kızıl kıyamet: Hepimiz pencerelere koştuk. Dışarısı kızılca kıyamet. (M. K. Güvenç)