Kıyamet |
- Dünyanın sonunun geldiği ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, kıyamet günü.
- (mecazi) Sıkıntı, bela, felaket: Başımıza gelen bu kıyametten sonra...
- Karışıklık, gürültülü telaş: Kızılca kıyamet.
- Kıyamet alameti: Kıyametin koyacağını önceden belirttiğine inanılan işaretler; içinde bulunulan zamanı beğenmeyenlerce söylenir.
- Kıyamet günü: Ölülerin dirilip ayağa kalkacağı zaman, haşir.
Kıyamet ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kıyamet" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Kıyamet gibi (kıyamet kadar): Pek çok: Pazarda balık kıyamet gibi.
- Kıyamet kopmak: (deyiminin anlamı)
- Kıyamet günü gelerek ölüler dirilip kalkmak.
- (Bir yerde) Çok gürültü ve telaş olmak.
- Kıyamet mi kopar?: "Ne olur? Ne çıkar? Ne önemi var?": Üç buçuk yıl bana katlandı bu mektep, üç gün daha katlansa kıyamet mi kopar? (M. Özkan)
- Kıyamete kadar: Dünya durdukça, sonsuza dek.
- Kıyameti (kıyametleri) koparmak: Bir şeye çok kızarak bağırıp çağırmak.
Soru/Yorum Formu