Kaynana öcü, oğlu cici |
Kaynana ile ilgili deyim ve birleşik fiiller
İçinde "kaynana" kelimesi geçen deyim, birleşik fiiller, anlamları ve örnek cümleler:
- Kaynana olmak: Kızını veya oğlunu evlendirip damat veya gelin sâhibi olmak: Onu daha 17 yaşında iken Doyran Müderrisi Emrullah Efendi'nin kızı Ayşe'yle evlendirerek, ilk mürüvvetini görmüş ve genç yaşında kaynana olmuştu. (A. Afetinan)
- Kaynanalık etmek:
- Gelinine veya damadına kötü davranmak, her yaptığına karışmak: Kaynanaların çoğu kaynanalık eder, kuraldır. Ama Fatma'nınki bir başkaydı (M. Belli). "Oğlumun avradına töbe kaynanalık etmeyecem. Torunlarımı bağrıma basacam..." (O. Kemal)
- (mecazi) Birinin yaşayışına ve davranışlarına karışmak: Bunun gibi bazen bir koca kendi karısına, yahut bir anne kendi kızına, bir büyük kardeş, küçük kardeşine kaynanalık yapar. (Z. Gökalp)
- Kaynanalık taslamak: (deyiminin anlamı) Kaynana gibi davranmak: Nevnihal Kalfa, kırk yıl önce Nadide Hanım konağa gelin geldiği günden beri onunla geçinememiş, hatta Paşa üzerindeki nüfuzuna güvenerek ona karşı kaynanalık taslamak istemiş , bu yüzden araları adamakıllı açılmıştır (B. Emil). "Ama bana sürekli kaynanalık taslayan hanım, kocamın anası bile değil," diye hayıflandığına kaç kere kulak misafiri olmuştu. (A. Kulin)
Kaynana ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "kaynana" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Kaynana dinsiz, gelin dilsiz olur: Kaynanalar bazen sert, eleştirel veya baskıcı olabilirken, gelinler ise genellikle bu duruma karşı sessiz kalarak çatışmadan kaçınmayı tercih ederler.
- Kaynana gelinin altın duvağı: İyi bir kaynananın gelin için büyük bir değer taşıdığını ifade eder. İyi kaynananın gelin üzerindeki olumlu etkisini, desteğini ve gelin için ne kadar önemli olduğunu vurgular. İyi bir kaynananın, gelinin hayatında değerli ve destekleyici bir rol oynadığını anlatır.
- Kaynana geri, oğlu beri: Gelinin kocasıyla yakın, kaynanasıyla ise mesafeli bir ilişkisinin olması gerektiğini veya istendiğini ifade eder. Gelin ve kaynana arasındaki mesafenin gelin için daha huzurlu ve sağlıklı bir evlilik yaşamı sağlayacağını anlatır. Kocanın, karısına yakın durarak desteklemesi, kaynananın ise müdahil olmadan geri planda kalması gerektiği vurgulanır.
- Kaynana öcü, oğlu cici*: (atasözünün anlamı) Gelinlere göre kocaları çok sevimli, kaynanaları ise korkunç bir insandır. Kadın kocasını ne kadar çok sevse de kaynanasına bir türlü kanı ısınmaz.
- Kaynana pamuk ipliği olup raftan düşse gelinin başını yarar*: Kaynana ne denli iyi, ne denli yumuşak huylu olursa olsun, onun varlığı yine de gelini rahatsız eder.
- Kaynananın iyisi, kırk arşından kuyusu: Gelin ve kaynananın birbirlerine karşı iyi bir ilişki sürdürebilmeleri için aralarında mesafe olması gerektiğini ifade eder. İyi bir kaynananın, gelinle arasındaki mesafeyi koruyarak, gereksiz müdahalelerden kaçınarak huzurlu bir ilişki sağladığını anlatır.
- Kaynanasız gelin, tasmasız nalın: Kaynananın, gelinin gelin olma sürecinde önemli bir rol oynadığını ve kaynana olmadan gelinin tam anlamıyla gelin olamayacağını ifade eder. Kaynananın gelinin hayatında önemli bir figür olduğunu ve geleneksel aile yapısında kaynanasız bir gelinliğin eksik kalacağını anlatır (nalın: tahta terlik, takunya. tasma: nalının (tahta terliğin) ayağı üstten dolanan deri bölümü).
- Akmayan dam, tütmeyen baca, kaynanasız koca: Bir evlilikte gelinin ideal olarak istediği şeyleri ifade eder. Gelinin istediği şeylerin, su sızdırmayan bir çatı, duman sızdırmayan bir baca gibi temiz ve sorunsuz olması gerektiğini anlatır. Aynı zamanda, gelinin ideal olarak kaynanasız bir koca istediğini de ifade eder, çünkü kaynananın evlilikteki potansiyel karmaşa veya sorunları temsil ettiğine inanılır.
- Ananın dostu damat, babanın dostu evlat: Bazı damatlar kayınvalidelerine gerçek oğulları gibi yakın davranırlar.
- Ata evinde üvey ana, er evinde kaynana: Özellikle kadınların, iki farklı evde iki farklı otorite figürü ile karşı karşıya kalmalarını ifade eder. Baba evinde üvey annenin, koca evinde de kaynananın otoritesi altında olmanın zorluklarını vurgular.
- Ben istemez miyim kaynatam kasap ola kaynanam hamamcı ola: Her gelinin kocasının ailesiyle iyi geçinmek ve onlardan destek görmek isteğini ifade eder. Gelinin, kayınpederinin kasap, kaynanasının hamamcı olmasını dilemesi üzerinden, ailesinin işlerinden fayda sağlama isteğini mizahi bir şekilde anlatır.
- Ekmek ekmeğin mayası, gelin kaynananın dayası (dâyesi): Gelin ve kaynananın zamanla birbirlerine benzediklerini ifade eder. Gelinlerin zamanla kaynanalarının alışkanlıklarını, davranışlarını ve karakter özelliklerini benimsediklerini ve onlara benzer hale geldiklerini anlatır.
- Gelin bildiğini işler, kaynana dudağını dişler: Gelinin kendi bildiği şekilde hareket ettiğinde bu durumun kaynanayı rahatsız ettiğini ifade eder. Gelinin bağımsız kararlar alması ve kendi bildiği gibi davranması nedeniyle kaynananın içten içe kızgınlık veya endişe duymasını anlatır.
- Gelin çiçek, her dediği gerçek; kaynana yılan, her dediği yalan: Gelin ve kaynananın birlikte yaşadığı ailelerde sık sık huzursuzluk yaşandığını ifade eder. Bu tür tartışmalarda genellikle gelinin haklı olduğunu, ancak iftiraya ve haksızlığa uğradığını vurgular.
- Gelinin dini yok, kaynananın imanı:
- Gelin kaynana geçimsizliğinde suçluluk bakımından ancak dinsiz ile imansız arasındaki fark kadar bir fark vardır. Aslında ikisi de yerine göre suçludur.
- Gelin ve kaynananın çoğu zaman birbirine zıt düştüklerini ve birbirlerinin düşüncelerini, isteklerini kabul etmediklerini ifade eder.
- Kaynatam devletli olsun, kaynanam sahavetli: Evlenen bir kişinin eşinin anne babasının hem varlıklı hem de iyi kalpli olmasını arzu ettiğini ifade eder. Gelin veya damadın, eşinin ailesinin maddi durumunun iyi olmasını ve aynı zamanda cömert, anlayışlı ve sevecen olmasını istediğini anlatır (devletli: 1. Mutluluk ve refah içinde olan kimse. 2. Osmanlı Devleti'nde paşa, vezir gibi devlet adamlarına verilen ünvan. sahavet: El açıklığı, seleklik, cömertlik).
- Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla/işit: Kaynananın gelininden istediği bir şeyi dolaylı yoldan veya başka kişiler aracılığıyla iletmesini ifade eder. Kaynananın doğrudan gelinle iletişime geçmek yerine dolaylı yollarla isteklerini iletmeye çalıştığını ve gelinden anlamasını veya duymasını beklediğini anlatır.
- Oğlan anası kapı arkası, kız anası minder kabası*: Eve gelin geldikten sonra oğlanın annesi kapı dışarı edilecek kadar fazla görülür ama kızın annesi başköşeye oturtulur.
Soru/Yorum Formu
»